Hiçbir derste öğrenmedim, hiçbir kitapta okumadım, hiçbir filmde görmedim; ah ne kadar da güzelmiş âşığın maşuğun uyuyuşunu doya doya seyretmesi, ey melek.
“Her nefes bir nimettir ve bu nimetle dolu bir hayat, şükürle geçen bir ömürdür. Şükretmek, Allah’ın bize bahşettiği sayısız lütuf karşısında minnettarlığımızı ifade etmenin bir yoludur.”
Hayat insana her daim bir şey öğretiyor
Yıllardır
Vahyin kuramsallığını
Vahyin kuranını
Bize verdiğini düşündüğüm denklemlerden biri olan
Îmân edenler ve sâlih amel işleyenler
Terkîbindeki
Dini edeb, dünyevi edeb, içtimai edeb, ahlaki edeb, ilmi edeb, mesleki edeb, tasavvufi edeb; kısaca, hayat bilgisi… Bu da insanın hayata doğmasın, hayat içerisinde bizatihi kişi olmasının bir sonucudur.
Bana öyle geliyordu ki, böyle bir felâketten sonra her şey değişmeliydi; her zamanki hayat tarzımız onun hatırasına bir hakaret gibi geliyor, yokluğunu pek canlı olarak hatırlatıyordu.
İnsan zihni ne tuhaf, öyle yaşandığına epey emin olduğumuz hatıralar aslında öyle değildir. Bir şeyler değişmiştir, hissederiz fakat bir yandan da eminiz işte. Yaralayan, kötü anılardır bunlar ekseriyetle. Bir kargaşa ki alıp götürür beynimizi, yüreğimizi. Schulman'ın başka bir romanında geçer: "Bazen travma yaşadığımızda zihnimiz, anılarımızı değiştirirdi. Benjamin bunun nedenini sordu, terapist de, 'Dayanmak için,' diye cevap verdi." Sebebi buymuş demek .
İnsan düşünüyor, hisse uyarak aldanmak, buudsuzluğun tadını tatmak, sonra, bir anda başını buudlara çarparak parçalanmak mı, akla uyarak buudların esaretini duymak mı daha iyidir? Bilmiyor ve şaşırıyor.
BUUD: Karışık, bulaşık ve kalabalık yerlerden uzak olmak.
Beşeri aşk yoktur sende bıkarsın
Tanımıyorsun ki canı sıkarsın
Yücelterek sevme gönül yıkarsın
Şehvetle unutur aşktan çıkarsın
Sen başaramazsın yalvar Allah'a
Ne hata yaptınsa pişman olasın
Mazlum duasıyla derman bulasın