Birinci kitap beklentimi o kadar üst çıtalara çıkartmıştı ki... Galiba daha üstü olamaz diyordum. Ama bilin bakalım bu hangi yazar? Tabi ki Nagila ve ondan da bundan daha azını beklemek hata olurdu.
O kadar fantastik kitap okudum ama ben hiçbir fantastik kitabın böylesine kadınları öne çıkardığını görmedim. O kadar duygulandım ki. Yani seri tamam
Adı Huzur, tüm karakterleri huzursuz bir roman. Dört ana karakter vardır kitapta. Onların üzerinden de dört bölümle aktarılır olaylar.
İhsan doğuyla batı arasındaki sıkışmışlığın huzursuzluğunda. Mümtaz yaşamın ve aşkın..Suad
Friedrich Nietzsche ’nin temsilcisidir, iyinin ve kötünün ötesindeki insanı arar. O yeni insanın huzursuzluğunda..Nuran 1930’lu
Eski yaşamımın külleri üzerine yeni bir benlik kurmam için bir fırsat bu !
Friedrich Nietzsche hayranlığımı beni tanıyanlar bilir. Ama bu kitabın ismine defalarca rastlamış olmama rağmen, daha yeni okumuş olmam bir ayıp bence. Açıkçası, içeriğini pek bilmediğim için sembolik olarak ismi böyledir diye düşündüm. Nietzsche karakterinin kendisinin yer aldığını bilseydim, bir gün bile beklemez, okurdum. Ama kitapta tek hayranlık duyduğum
Eser için söylenecek o kadar çok söz var ki incelememi yazarken yazılarımı toparlamak için günlerimi vermem gerekti.
Bu eseri uzun bir tren yolcuğu gibi düşünün, koltuğunuza oturmuş pencerenize yansıyan manzarayı izliyorsunuz. Yolculuğunuz içerisinde birçok durak olacak, her durağınızda ayrı bir yer görecek ayrı bir duygu yaşayacak ayrı birşeyler
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Suskunlar'ı izleyen var mı hiç aramızda? Kendi açımdan söylemek gerekirse bu dizi bittikten sonra hiçbir Türk dizisi izleyememiştim. İnsanın boğazında her daim kocaman bir yumru bırakan,
Okumazsam olmaz dediğim klasiklerin demirbaşı Suç ve ceza, kitapla alakası olmayan insanlara bile sorulduğunda sayacağı üç kitaptan biridir...
• Dostoyevski bu eseri kaleme alırken nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlamak mümkün değil.(Harika bir anlatımı sanki olayın içinde o zaman da yaşıyormuşcasına hissediyorsunuz) İnsan bir ara soruyor
Sevgi ile ilgili kendine has tanımları olan bir eser. Kapitalizm para kazanmak için "sevgiye" belirli tanımlar getirmek zorundadır. Kadının kuaföre gitmesi, para harcaması, dişi gösteren kıyafetler alması, arzulanabilir olması ve nihayetinde birilerinin cebine para doldurabilmesi için ; sevginin tanımları birilerinin menfaatleri
Kitap beni pek sarmadı. Aslında kitabı samimi ve sıcak bulamadım. Özellikle o kadın bana çok yapmacık ve samimiyetsiz geldi. Söyledikleri pekâlâ gerek olsun olmasın pek mühim değil. O duygu yoktu kitapta. Zaten gel hele ben bir Avrupalının Amerikalının bu söylemlerinide dürüst bulmuyorum. Yüzyılların soyguncuları bugün hırsızlığın ne kadar kötü
Farkında olunmayan spoiler içerebilir.
Kitabın özüyle uyumlu, sevdiğim bir parça:
m.youtube.com/watch?v=5iC0YXs...
Öncelikle kitabın türünü soranlara ne yanıt versem diye az düşünmedim, hangi kategoriye sokmaya çalıştıysam elimden kurtuldu. Yeraltı edebiyatı desek, benziyor ama tam olarak değil. Felsefe desek arkaplanında bolca var ama