John Lennon'un çok değer verdiğim bir sözü vardır: " Hayat, sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir. " Gerçekten de hayat kuşkusuz bundan ibaret. Beklentilerinin hiçbir zaman karşılık bulmayacağı, mutluluğunun zirvesi zannettiğin ihtimallerin bir ihtimalden öte olmadığı, yaptığın iyiliğin ve masum hissiyatlarının karşılığını sert bir tokatla alacağın ögedir hayat. Tam da her şey çok güzel olacak diye umduğun anda başından aşağı buz gibi bir su döküp seni kendine getirir; acınası ve yeraltındaki sene. Hayatın anlamını bulmaya çalışmak yeterince insanı muammalar içinde boğarken bize neden bu acımasızlıklar yapılır? Bu beni düşündürüyor. Olmam gereken insan bundan daha mı acımasız, gamsız ve kapalı olmalıydı? Hissetmediğim duygularla mutlu ve cahil yaşamak mıydı mutluluğun sırrı? Bazı şeyleri öğrenmeyerek yaşamak hayatın bir lütfu mu yoksa zulmü müdür? Artık herkes gibi, ben de bilmek istemiyorum. Bir ot gibi yaşamanın her türlü vizyondan ve karakterli davranıştan daha öte bir huzura erişmek olduğunu kim bilebilirdi ki?
"فِي الْحُبِّ وَالصَّبْرِ جَمَالٌ وَسِرُّ الْحَيَاةِوَالقَلْبُ يَعْشَقُ كُلَّ شَيْءٍ إِذَا أَحَبَّ""Aşkta ve sabırda bir güzellik ve hayatın sırrı vardır,Kalp, sevdiği zaman her şeyi sevmeye başlar."