Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
264 syf.
10/10 puan verdi
Pembe Prangalı Evimiz
Ergin çağına geldiği halde benliğindeki özgürlük ikileminin sancısını çeken günümüz modern kadını bu bunalımdan nasıl anlamlı bir varoluş pratiğine varır? Kitabın ana teması bu soru etrafında şekilleniyor ve yazarın kendi hayatından verdiği örneklerle hem müthiş bir özeleştiri, hem de çarpıcı bir itiraf niteliği taşıyor. “Keseli hayvanlar gibi,
Sindrella Kompleksi
Sindrella KompleksiColette Dowling · Afrika Yayınları · 2020665 okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sürü
Cecelia, yedi yıl önce mahvolmasına neden olan bir aşk ve büyük olaylar yaşadığı, bunları aşamadığı fakat hayatla barışmak ve yüzleşmek için gitmeye mecbur olduğu o yere, Triple Falls kasabasına geri döner. Ve kitabımız 7 yıl önce yani kasabaya annesiyle yaptığı bir anlaşma sonucu mecburi olarak gelmesiyle başlıyor. Yaptıkları anlaşmanın yanı sıra mirasını alabilmek için babasının yanında bir sene boyunca çalışmalıdır. İlk iş günü tanıştığı Sean ile yıllar boyu unutamayacağı iyi ve kötü günler başlamaktadır. Kitabı sıfır bilgiyle okumuş birisi olarak eğer kitabı okumak istiyorsanız kesinlikle spoiler almadan okumalısınız. Bazı yerlerde kitabı bırakamak isteseniz de o kadar merak ettirecek olay var ki elinizden bırakamıyorsunuz. Kitabın gizemli tarafını çok sevdim ki en sevdiğim türdür kendisi. Sonlara doğru sırlar açığa çıktı ve gizemi çözdük zannederken kitap bitmeden tekrar bir olay gün yüzüne çıktı ki devamını o yüzden aşırı merak ediyorum. Sean karakteri cidden kafayı yedirtmelikti. O kadar sır dolu ki hiç bir şey anlamıyorsunuz. Sean’in çevresindeki çoğu kişiyle aynı dövmeyi taşıması, amaçları ve yaptıkları tamamen bir sır. Cecelia bunu öğrenebilmesi için onlardan birisi olmalıdır. Kitap biraz tarikat-örgüt havası veriyor. Dediğim gibi kitabın sonundan dolayı devamını çok merak ediyorum. Son olarak kitabın açık ilişki barındırdığını da söylemiş olayım.
Sürü
SürüKate Stewart · Olimpos Yayınları · 2023221 okunma
Reklam
282 syf.
10/10 puan verdi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Kitabın başlığı gibi bir gece yarısı uykum kaçıp okumaya fırsat bulabildiğim bir eser oldu.Hepimizin hayatı beklenti, üzüntü,sevinç,özlem,hatalarla dolu.Çocukluğumuzdan başlayıp günümüzdeki yaşimiza kadar herkesin hayatının inişli çıkışlı olduğunu farzediyorum.İnsan sadece kendi hayatının zor olduğunu ya da bazı durumlarda aciz kaldığını hissettiği durumlar yaşanabiliyor.Kitapta söylediği gibi belki sadece yaşamak gerekiyor basitçe elimizdeki sevginin kıymetini görerek yaşamak gerekiyor.Belki hayatta yüzleşmekten korktuğumuz olaylarla sadece yüzleşmek ve cesur olmak gerekiyor.Hayatin ne zaman ne şekilde neler getireceğini göremiyoruz.Hayat koskocaman bir nehir... Nora'nın kirli suyu yutup hasta olurcasina hayatla mücadele ettiği gibi mücadele etmek gerekiyor sadece ...
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,5bin okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Merakla beklenen Kuzgun Kardeşliği Serisi ilk kitabının yorumuyla geldim Bu kitap çıkmadan okuyan arkadaşım, Semoşum çok sevmiş ve çok bahsetmişti. Hatta ilk kitap için sevmezseniz vazgeçmeyin dedi ve neden olduğunu okuyunca anladım tabi şahsen benim için hiç sıkıntı yok ama olabilecek olur mu? Olur. Fakat söylenene göre devam kitapları çok
Sürü
SürüKate Stewart · Olimpos Yayınları · 2023221 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Burukluk, okurken insanı çok sert vuran ve hayatla ilgili her şeyi sorgulamasına neden olan bir kitap. İnsan varoluşunun karanlık tarafının ham ve filtrelenmemiş bir keşfi. Aslında her Cioran kitabı gibi. Cioran'ın yazım tarzı ruha indirilen bir yumruk gibiydi – kelimeleri her zamanki gibi keskin, şiirsel ve acımasızca dürüsttü. Beni bir
Burukluk
BuruklukEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 20212,646 okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
Bazı insanların hayatla başa çıkma şekli 'mış' gibi yapmaktır. Olmak istediği kişi gibi davranmak bir şekilde yola devam etmelerini sağlar. Derinlerde bir yerlerde, o kişi olmadıklarını bilirler de onunla yüzleşmek, hayata bu şekilde devam etmekten daha zordur. Üstelik karşılarına çıkan engelleri de yine aynı role devam ederek aşmak daha kolaydır. Kitaptaki öyküler bunları düşündürüyor okura. İnsanın kendiyle yüzleşmesinin ne kadar zor olduğunu bildiğimiz İçin taktığımız maskeler, zaman zaman oynadığımız roller geliyor akla. Okuru yormayan bir sadelik taşısa da bu düşüncelerle biraz huzursuzluk verdiği kesin. Zaman zaman nostaljik bir esinti de taşıyan, insana dair yolculuklara konuk oluyoruz okurken. Kitaptaki diğer öykülerde dikkat çekici ama yazmaya dair bir sorgulama yaptırması nedeniyle 'Sarı Vosvos' biraz daha ön plana çıktı benim için. Tüm öykülerin kaynağı, insan ve yaşanmışlıklar mıdır? Yazmak kendiliğinden akıp giden düşünceler dizisi mi, yoksa bir çaba, arayış gerektirir mi? Öykü severler için, yalın, akıcı ve düşündürücü bir kitap. Elinize alıp birkaç saatte bitirebileceğiniz gibi zamana yayarak her bir öyküde mola vermek de mümkün. Benim için keyifli bir okuma oldu, tavsiye ederim.
Sarı Vosvos
Sarı VosvosMete Karagöl · Mahal Kitap · 202260 okunma
Reklam
392 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitap, Hakan 'ın 40. yaş gününde başlıyor. Hakan on beş yıldır aynı iş yerinde çalışmaktadır. İş arkadaşları doğum günü olanlar için her zaman pasta alıp o kişinin doğum gününü kutlarlar. Hakan için bu düşünüldüğünün değil, bir formalitenin gereğidir. Bu davranışı samimiyetten uzak, yapmacık bulur. Hele pastanın üstünde kendi adı yerine "Arda" yazısını görmesi ve bunu kimsenin fark etmemesi Hakan'ın kendini sorgulamasına neden olur.O günden sonra Hakan tüm geçmişini, ailesini, hayatını, işini, evliliğini sorgular. Hakan geçmişinde ve benliğinde "kaybolan", kendini bulma ve geçmişiyle yüzleşme çabasında olan bir karakterdir. Hakan 'ın on beş yıllık eşi Yıldız da alzaymır olan babasıyla bir çatışma halindedir. Hastalığı yüzünden onunla hesaplaşamamış, geçmişin yükünü omuzlarından atamamıştır. Yıldız' ın en büyük hayali ise bir çocuk sahibi olmaktır. Tüm tedavilere rağmen bu hayali gerçekleşmez. Hakan yaş gününden sonra işi bırakır. Yirmi yıl sonra tesadüfen karşılaştığı Sonay'ı görmesiyle geçmişle yeniden yüzleşmek zorunda kalır. Sıradan görünen hayatların içinde bir sürü sırların olduğu, geçmişiyle barışamayanların hayatla kavgalarının bitmediğini gösteren bir kitaptı Kaybolan.
Kaybolan
KaybolanTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20203,117 okunma
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Merve Dağlı'nın kaleminden Meryem adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Meryem İstanbul'da bir şirkette editörlük yapan genç bir kadındır. Meryem iş çıkışı eve geldiğinde en yakın arkadaşı Gülse ve erkek arkadaşı Cem tarafından ihanete uğradığını öğrenip hayatının şokunu yaşıyor. Meryem bu dayanılmaz ihanet sonrası kendisine yeni bir sayfa açmak için teyzesi bildiği Lina'nın yanına Bodrum'a yerleşiyor. Meryem Lina'nın desteğiyle çok şirin bir kitapçı açıp hayatla bağını kopardığı sırada karşısına hayatının aşkı olan Güven çıkıyor. Devamı kitapta :) Meryem ve Güven arasında neler yaşanacak? Meryem ne gibi gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıcak? Gülse ve Cem arasında nasıl bir son olucak? Lina'yı nasıl bir son bekliyor? Tüm bu soruların cevaplarını okudukça bulabilirsiniz. Meryem'in herşeye rağmen hayata karşı dik durmasını takdir ettim. Kitaptan o kadar çok etkilendim ki söylemek istediğim çok şey var hangisini söylesem bilemiyorum. Kesinlikle herkesin okuması gereken muhteşem bir kitap. Kitabı okurken her bir satırı yüreğime işledi resmen. Yazarın kalemine sağlık.
Meryem
MeryemMerve Dağlı · Sedna Yayınları · 021 okunma
·
Puan vermedi
Dostoyevski'nin "Yer Altından Notlar" isimli eseri, beni derin bir tutkuyla sarıp sarmaladı. Yazarın kelime seçimleri, karakterlerin ruh halleri ve olay örgüsü, beni adeta bir yolculuğa çıkardı. Bu eser, insanın kendisiyle, toplumla ve hayatla mücadelesini anlatır. Yer altına çekilerek kendi kendimizle yüzleşmek, belki de gerçekten özgür olmak için gereklidir. Ancak bu özgürlüğün acımasızlığı, insanı içine çekip kaybettirebilir. Dostoyevski'nin karakterleri, kendi iç dünyalarında kaybolan, yalnızlığa mahkum edilmiş insanlardır. Onların içindeki yangın, okuyucuya da sıçrar ve onları da derin bir tutkuya sürükler. Bu eser, insanın iç dünyasının karmaşıklığını, çelişkilerini ve zayıflıklarını açığa çıkarır. Yazarın dili, okuyucuyu etkileyici bir atmosfere sokar ve duygusal bir bağ kurar. İnsanın varoluşsal sorunlarına dair birçok düşünceyi barındıran bu eser, okuyucunun iç dünyasında da derin bir iz bırakır. Dostoyevski'nin "Yer Altından Notlar" eseri, sadece bir roman değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına dair bir yolculuk. Okuyucuyu tutkuyla saran bu eser, insanın varoluşsal sorularını sorgulatır ve zihinlerde derin izler bırakır.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,7bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Fransa'da sarayda yüksek mertebedeki bir kadın, kralın gözünden düşer ve sürgüne gönderilir. İhtişamlı bir hayattan sürülen bu kadın, eski hayatına kavuşabilmek için uğraşırken aynı zamanda bu gösterişsiz ve ihtişamdan uzak hayatla yüzleşmek zorunda kalır. Şartlar değişince karakter değişir mi? Değişebilir, bu kadın hırslarıyla yüzleşemedikçe kendi acınası sonunu kendisi yazıyor. Kadının içindeki hırs, güç, para, kudret sahibi olma hissi, hayatını bir komedyaya çeviriyor.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201976,8bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
'Üç değişim üzerine' bölümünün incelemesi
**Hoş geldiniz, bu bölümde zerdüşt beyefendi bir ‘insanın' üstinsana dönüşmesi için gerçekleştirmesi gereken üç dönüşümden bahseder.** ## Deve **İlk dönüşüm devedir. Ve beyefendi şöyle anlatır.** **“Ağır nedir? Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. Yiğitler, en ağır şey nedir ki omzuma alayım ve
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu ZerdüştFriedrich Nietzsche · Yakamoz Yayınları · 201937,6bin okunma
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Son zamanlarda okuduğum en ilginç, gerçekçi ve tipik karakterlere sahip, “kadın”ı dert edinen, gidişatı ve neticesi itibarıyle okuru üzen fakat gerçekçilikten kopmayan anlatısıyla çok başarılı bulduğum bir romandır. Öncelikle şu Emma Bovary, Bovarizm, “aşka Marxist bir bakış” gibi yakıştırmaları bir kenara bırakalım, zira bunlar çok basmakalıp ve
Çılgın Gibi
Çılgın GibiSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2021393 okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.