yaşamı o kadar da ciddiye almanın, koşturmanın, yırtınmanın, çabalamanın bir anlamı var mıydı? Ne demişti Hayyam: "Tasını şarapla doldur, gözlerin toprakla dolmadan."
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle;
Yaşanır mı hiç günah işlemeden, söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam adına güzel bir inceleme olması dileği ile...
Ilk önce kısa bir hayatı:
Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır. 18 Mayıs 1048'de İranin Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğludur. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. O herkesten farklı
Akışınızı işgal ettiğim için kusura bakmayın. Okudukça işaretleme amaçlı. Tamamen kişisel :)
1. Gurur ve Önyargı - Jane Austen
2. Geceye Övgüler - Novalis
3. Mutlu Prens - Oscar Wilde
4. Seçme Masallar - Hans Christian Andersen
5. Kerem ile Aslı - İsa Öztürk
6. Yürek Burgusu - Henry James
7. Duino Ağıtları - R.M.Rilke
8. Modeste Mignon
Ah keşke Tanrı dünyayı yeniden yaratsaydı,
Yaratırken de ben yanında olsaydım;
Ona derdim ki; Ya adım sil defterinden
Ya da istediğim gibi yarat dünyayı.
-Ahretten korkar mısın Hayyam ?
- neden korkayım? Ölümden sonra ya hiçlik var ya da günahların bağışlanması.
- ya yapmış olabileceğin kötülükler?
-günahın ne denli büyük olursa olsun, tanrının bağışlaması daha büyüktür