Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eski bir söz vardır: "Yeni toplumlar yeni şarkılar üretirler." Zaman geçtikçe yeni nesiller geliyor. Yeni anlayışlar, yeni hedefler ve yeni istekler oluşuyor. Ve bu yeni nesilleri eski, köhnemiş kurallarla yönetemezsiniz.
''Başarı azim gerektirir, azim ise irade. Bazı hedefler, başarısız olmaya da değer. Gerçek başarı, başarısız olma korkusunu yenebilmektir.'' -Sweeney
Reklam
Yaşamın sorumluluğunun bilincine varmış bir insan, kültür robotu olmak yerine bir şahsiyet olmayı hedefler, bu kişi anlam çerçevesini kendisi oluşturmuştur,
Çırpınıştır, inanmadığın kelimelerle cümleler kurmak; Acısını düşünemiyorum bile, Yarası saklı... Yakarıştır, çok düşünerek direk kalbi hedefler cümleler kurmak; Hedefe isabet kaçınılmazdır, ölen meçhul!... Ve Soğuk; artık toprak renginde... Karşılığı; Kaya mezarı, Kartalları süzen, sırtlanlar aç!... ...... Cümle(leri)nize!... N.K.(Feryad-ı naz)
96 syf.
·
Puan vermedi
Martı Jonanathan, diğer martılardan daha yükseklere uçmayı, daha derinlere dalmayı hedefliyor. Ve her seferinde bunu gerçekleştiriyor ve kendisine daha büyük hedefler seçiyor. Kitapta herkesin bir hedefinin olması ve her seferinde bu hedeflere ulaşıp daha büyük hedefler kendimize seçmemiz gerektiğini, bu şekilde mutlu ve özgür olabileceğimizi anlatıyor. Rıcahard Bach, bu kitapta sıradan olmayı, herkes gibi olmayı reddeden Martı Jonanathan ile biz insanlara özgürlüğün en doğal hakkımız olduğunu, bu özgürlüğü engelleyecek şeylerin ne olursa olsun tümünün terk edilmesi gerektiğini anlatıyor. Kitapta yaşamak için bir çok nedenin olduğunu insanoğlunun yeryüzüne sadece karnını doyurmak amacıyla gelmediğini, insanoğlunun en büyük amacının özgür olmak olduğunu, bunun yanında öğrenmek, keşfetmek gibi gayelerimizin de olması gerektiği gayet güzel bir şekilde anlatılmış. Kitapta insanoğlunun eğer ne yaptığını biliyorsa her zaman başarabileceğini, hayal eden insanların yeryüzünde daima başarılı olacaklarını anlatıyor. Martı romanında öğrenmenin sınırsızlığını ele alan güzel bir kişisel gelişim romanı ve mutlak okunması gereken bir kitap.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,3bin okunma
Mükemmeliyetçi iseniz, bir şeyi eksiksiz yapmak konusunda o kadar ısrarcısınızdır ki, onu ertelemeye başlarsınız. Mutluluğun sırrı, bunları başarmak için alçakgönüllü hedefler belirlemektir. Sefaleti istiyorsanız mükemmeliyetçiliğinize ve erteleyiciliğinize yapışın. Değişmek istiyorsanız sabahları gününüzü planlayın ve her etkinlik için ayıracağınız zamana karar verin
Sayfa 359Kitabı okudu
Reklam
Çocuklarınıza dair beklentilerinizin olmasının yanlış bir tarafı yoktur.Tüm ebeveynler de bu vardır ve sağlıklı bir çocuk yetiştirmenin bir bölümü, ona başarması için uygun hedefler biçmekten oluşur.Tek çocuklar için müebbet ceza anlamına gelebilecek olan, bu beklentilerin menzili ve düzeyidir. Ve özellikle rahtsız edici olan şey, karşılanmamış beklentilerin oluşturduğu mirastır.Suçluluk, stres, aşırı öz eleştiri ya da asla yeterli olamamanın verdiği ilerlemiş farkındalıktır. Belki de bunların en kötüsü , kendinize verdiğiniz değerin başkaları tarafından hazırlanmış beklentileri başarıyla yerine getirmeye bağlı olduğunu bilmektir.
Sayfa 61
Çoğu zaman bizi mutlu edeceğine inandığımız hedefler koyarız önümüze; büyük bir şevkle bu hedeflere ulaşmaya çalışırız; mutluluğun sadece bu hedeflere ulaşmaya bağlı olduğunu zannederiz. Oysa ulaşsak da ulaşmasak da bizleri mutsuz eden, mahkûm eden aslında bu hedeflerdir. Hiçbir dönüşü ve sapağı olmayan belli bir yoldan gitmeye zorlarlar bizi. Mutluluğun sadece o yola bağlı olduğuna inanırız. Ondan sonra da manevra yapmak gibi bir amacımız kalmaz; aradaki zamanı bir sürü şeyle doldurmamız gerekir. Peki hedefimize ulaştıktan sonra ne yapacağız? O yüzden düşlerimi gerçekleştirmeye uğraşmaktan vazgeçtim. Düşler sadece başımı yastığa koyduğumda vuku bulan şeyler artık benim için. Jacques Brel’in Avec Elégance [Zarafetle] şarkısında söylediği şu sözler içimi rahatlatıyor: “Büyük şeyler düşlemiyorum artık/Dans eden bir kalbi dinliyorum sadece/Umutsuzum umutsuz olmasına/Ama zarafetle”. Hiçbir zaman hayalini kurmadığım, isteyerek değil tamamen tesadüf eseri bulduğum bir yerde kalbimin sesini dinleyerek gündüz düşlerine dalıyorum artık. Burayı sorgulamıyorum, buradan bir şey beklemiyor, talep etmiyorum. Buna karşılık o da benden bir şey beklemiyor. Bir şekilde kendiliğinden anlaşıyoruz, tıpkı Gribouille ile anlaştığım gibi. Aramızdaki gizli anlaşma, başarımızın gizli hikâyesi de işte burada -zarafetimizde- yatıyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.