Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Seni Kim Öldürdü Virginia?
Bir yazarın dünyasına girebilmek, onun gördüklerini tam anlamıyla görebilmek hiçbir zaman mümkün değildir. Bu gerçek, bir insanın karşısındaki kişiyi tüm çıplaklığı ile göremeyeceği kadar ortadadır. Deneyimlerimiz gösteriyor ki, şu an düşündüğümüz veya hissettiğimiz bir duruma yıllar sonra aynı gözle bakmak mümkün olmayacaktır çünkü o durumu
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
turşu suyu
Niyazi'ye Aksaray'da rastladım. Kent içi yolculuklarımızı taşıt araçlarına başvurmadan yapardık o günlerde! Hep bir halliydik. Girdim koluna, Lâleli'ye doğru yürümeye başladık. «Şiir yazıyor musun?» dedim laf olsun diye. «Başka ne yapabilirim ki...» dedi, «En güzeli, dergiler yayınlamak için bizden para da istemiyor!» En
Reklam
139 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
110 günde okudu
Bu kitabı Ramazan ayı içerisinde okudum ve Ramazan'ıma o kadar anlam kattı ve o kadar zenginleştirdi ki anlatamam. Orucun aslında benim bildiğimden çok daha fazla yöne sahip olduğunu öğretti bana. Her Ramazan dönüp bakabileceğim, kendime hatırlatmalarda bulunabileceğim bir kitap. Her yazısı ayrı güzeldi ama ben en çok "Oruç ve
Samanyolunda Ziyafet
Samanyolunda ZiyafetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20233,327 okunma
Umutsuzlar Parkı
I Biliyorsunuz parkların Sizi çağıran tarafları İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı Orada saklanıyor onlar Çünkü her türlü saklanıyorlar orada Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla
560 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İsmail Bilgin
İsmail Bilgin
"Hep diyordunuz ya rüyalar gördük. Yıldız kaydı. İçimizde sıkıntı var. Kumdan ramla bakan o yerli bütün cahilliğine ve bidat inancına rağmen haklı çıktı. Demek ki insan olacakları hissedebiliyor. Hele bu ölüme yakın olduğumu şu saatlerde daha fazla hissedebiliyormuş demek ki... Ziyanı yok... Şu yalan dünyada öyle de öleceğiz böyle
Kuşçubaşı Eşref
Kuşçubaşı Eşrefİsmail Bilgin · Timaş Yayınları · 2017613 okunma
13 KASIM DARBESİ 13 Kasım 1960 günü pazara rastlıyordu. İstanbul, bir hafta önceki gibi, yine güneşli ve ılık bir sonbahar tatilindeydi. O sıralarda çalıştığım gazetede işim geceyarısından sonra bitiyordu. Cumartesiyi pazara bağlayan gece de, çok geç saatlerde eve dönmüştüm. Ancak uyuyacak kadar vaktim vardı. Öğle üzeri yine gazeteye gitmek
Reklam
13 KASIM DARBESİ 13 Kasım 1960 günü pazara rastlıyordu. İstanbul, bir hafta önceki gibi, yine güneşli ve ılık bir sonbahar tatilindeydi. O sıralarda çalıştığım gazetede işim gece yarısından sonra bitiyordu. Cumartesiyi pazara bağlayan gece de, çok geç saatlerde eve dönmüştüm. Ancak uyuyacak kadar vaktim vardı. Öğle üzeri yine gazeteye gitmek
KISA VE ESKİ BİR ÖYKÜM
Gözümü açtığım zaman duyduğum iki ses vardı ; birincisi cezaevinin dışındaki köyden gelen ezan sesi , ikincisi ise yaklaşık 1 aydır sessiz sedasız yaşayan idamlığın, hücresinin kapısına vurararak çıkardığı sesti. Acaba kaç saat olmuştu uykuya daldığımdan bu yana? Baş gardiyan bu saatlerde pek kontrole çıkmazdı. Buda öyle bir saate denk gelmişti
Garajın Kepenklerini
Geçen sabah abdest aldım ,balkonda hocanın sesi beklerkene şu Alamancı Sülüman' ın kiracıları o saatte bir yerlerden geldiler. Garajın kapısını açtılar , eniklerini gezmeye saldılar, tekrar içeri girecek kadar da açık bıraktılar. Beni şeytan dürttü, git hele bak içeri dedim kendi kendime. Giydim pardüsüyü , geçirdim ayağıma terlikleri ,
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.