Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ağıl

Ağıl
@helvegen
wedontknow
40 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
"Kar yağar, yağmur yağar, ortalık kupkuru; dışarı çıktım, dizecek balçık, çamur; biraz öteye gittim, üç torbaya rastladım, ikisi dipli mipli, birinin hiç dibi yok; hiç dibi yok olan torbayı aldım, biraz daha gittim, üç tencereye rastladım, ikisi dipli mipli, birinin hiç dibi yok; hiç dibi olmayan tencereyi aldım, torbaya soktum; biraz öteye gittim, üç testiye rastladım, ikisi kulplu mulplu, birinin hiç kulpu yok; kulpu yok testiyi aldım, biraz öteye gittim, üç çeşmeye rastladım, ikisi sulu mulu, birinin hiç suyu yok; hiç suyu olmayan çeşmeden kulpsuz testiyi doldurdum; biraz öteye gittim. Üç kapıya rastladım, ikisi kırık mırık, birinin hiç kapısı yok, hiç kapısı yok olan kapıyı çaldım, karşıma üç adam çıktı, ikisi gözlü mözlü, hiç birinin gözü yok; hiç gözü olmayandan bir akça istedim, bana üç akça verdi, ikisi paralı maralı, birinde hiç para yok; hiç para olmayan akçayı aldım, biraz öteye gittim, üç satıcıya rastladım, ikisi donlu monlu, birinin hiç donu yok; hiç donu olmayana akçamı uzattım, bana kağıt verdi, çivi verdi, helva verdi, tahta verdi. Helvayı yedim, karnım doydu; oturdum, üç merdiven yaptım, ikisi uzun muzun, birinin hiç boyu yok; biraz öteye gittim, üç camiye rastladım, ikisi minareli minaresiz, birinin hiç minaresi yok; hiç minaresi yok olanda üç müezzin ezan okuyor, ikisi sesli mesli, birinin hiç sesi yok; hiç boyu olmayan merdiveni hiç minaresi olmayan minareye dayadım, ve çıktım; hiç sesi olmayan müezzinin kellesini uçurdum. Aşağıya indim, eve gidiyordum. Bir de baktım ki köprü üstünde uçurduğum kelle, soğan salata satıyor"
Reklam
Hani şu şey
Paragraf sorusu çözerken bu soruyla karşılaştım. Le Ça da zaten "O" anlamına geliyormuş. "Ruhun en derin gerçekler dünyasıyla değil, doğrudan doğruya bedenle ve haz ilkesini öne alarak ilişki kuran kesimi" için zamir kullanmak, aslında neyden bahsettiği kesin olmasa da çok fazla anlam içeriyor sanki. Id'in basitçe, şeytani bir kavram olarak resmedilmesi alışılmadık bir şey değil. Bizim de "O" değil "hani şu şey" dememiz belki de bundandır. Cinlere üç harfli demek gibi, bahsetmekten kaçınılan, korkulan... Meçhul bir kötülük
128 syf.
·
Puan vermedi
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan UyanırÖzlem Küskü
8.4/10 · 2.367 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bende hükümette görev almaya yetecek güç kuvvet yok. Siz anlayış gösterin de ben burada bir divan şairi olarak kalmaya devam edeyim. Her şeye karşın beni bu göreve layık görmeniz benim için bir onurdur, ancak o görevi kabul edecek olmak adam öldürmeye eşdeğerdir. Çünkü yaradılış, Hafız'ı bir şair yapmış. Ona devlet işlerini çekip çevirme gücünü vermemiş. Hafız gibi bir oyuncu, ülkeyi nasıl olur da yönetebilir? O ancak gece ve gündüz kadehleri yönetebilir. Gedâ-yı gûşe nişînî tu Hâfız'â mahrûş Salâh-i memleket-i hîş-i husrevan dânend"
Elimdeki kitap 1995 basımı. Bilinçaltı kavramının karşılığının "hani şu şey" olarak aktarılması beni ilk okuduğumda çok şaşırtmıştı ve yanlış hatırlamıyorsam aynı ifade ile başka bir yerde daha karşılaştım ancak şu an bununla ilgili bir şey bulamıyorum. Çok fazla soru işareti ile bunu düşünmeye devam edeceğim.
Reklam
Türk Teceddüt Edebiyatı
"Türk diline hiç kimse bakmaz idi. Türklere hiçbir zaman gönül yönelmez idi. Türkler bile bu dilin inceliklerini, ayrıntılarını ve yüce amaçlarını bilmez idi. Dilinizle beni çekiştirmelerinizden kurtulmak için, sizin yaşadığınız yerlerden gidiyorum. Bundan böyle yeşil başlı ördek olsam bile, sizin olan bir gölden su içmem."
Türk Teceddüt Edebiyatı
"Eşrefoğlu haberi duy: Bahçe biziz ve gül bizdedir! Biz yiğit bir şâhın kuluyuz. Yetmiş iki dil bizdedir! Arı vardır uçup gezer, teni tenden seçip gezer, sofular bizden kaçıp gezer, arı biziz bal bizdedir! Aşkın şarabını içmeyen kişi, sarhoş olup kendinden geçer mi? Aşkın zincirine vurulmamış olan soyunuk ve çıplak olabilir mi? Gönül benim elimden gitti, ele girecek gibi de değil. O, yaratıcı ile bir olduğu için bundan böyle ölmesi mümkün değil O Tanrı ile bir olan ve bu nedenle bütün evrene dolan kişi, bir hükümdar gibi olacağı için kimseye kulluk yapması da mümkün değil."
Türk Teceddüt Edebiyatı
"Edebiyatta 'ölümlü, geçici' bir dış ile 'ölümsüz, sürekli' bir iç var: O geçici olan dış sürekli olarak değişiyor, o ölümsüz olan iç sürekli yaşıyor. Kimi zaman, ölen dışa bağlanarak yaşayan içi göremeyiz. kimi zaman yaşayan için zevki yüzünden, değişen dışın farkında olmayız."
207 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.