aşk, arapça kökenli olup kökeni '' ışk " tır. ışk ise sarmaşık demektir. yani nasıl ki sarmaşık bulunduğu ortamı veya tutunduğu şeyi sarıp sarmalar, işte aşk da öyle sarıp sarmalar aşık olmak olan insanı. Ancak buradaki bahsedilen sarmaşık simbiotik yaşam değil ağacın tüm yaşam fonksiyonlarını gövdesini tüketerek öldüren çürüten olarak tanımlanmıştır.
Aşk evrimsel biyolojinin en temel örneğidir. C8H12 hormonu olup çiftleşmek, üretmek için tarafları kodlar ve insan bünyesindeki yaşam döngüsü hamile kalmak ve çocuğun sütten kesilmesi süresine denk gelir 1.5-2 yıldır.
Nitekim böyle cahilce kitleleri aşk safsatasıyla zehirleyenler şu an evlenme ve boşanma istatistiklerinin oluşmasına sebep oldular ve oluyorlar. Her evlilik 1-3-5 yıllarında biter ve toplam evliliklerin %60 civarı boşanmayla biter.
Neden çünkü libodo ve çiftleşme dürtüsü ve algıları bozması yok olur gider. Saf gerçeklik kalır.
Asıl önemli olan SEVMEK KELİMESİDİR.
Bunu anlatan öğreten düşünen yok. Anlık hislere dayanan sevmek tanımı ile aşk bunlar cehaletin ispatlarıdır.
Bir daha seni seviyorum cümlesini duyunca sorun:
Sevmek nedir, nasıl yapılır, nasıl gözlemlenir, ne kadar süreklidir?Temeli etik midir yoksa cemaat, mezhep ve tarikattan başlayarak sosyo-biyolojik yapıya dayanan değişken göreceli safsatalar silsilesi olan Ahlak kuralları mıdır?