Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“İnsanoğlunun öyle zayıf yanları vardır ki, ne para, ne güç, ne ilişkiler, hiçbirinin yararı dokunmaz. Bir kadına âşık olursunuz, onun mutlu olması için neyiniz var neyiniz yoksa ayaklarına serersiniz, gerekirse canınızı bile vermeye hazırsınızdır ama o tutar sizi en yakın arkadaşınızla aldatır. Hem de herkesin gözü önünde, sanki size nispet yapar gibi. İki yerden yaralanmışsınızdır; sevdiğiniz kadın ve en yakın arkadaşınız, bıçaklarını çekip hiç düşünmeden yüreğinizin en hassas yerinden vurmuşlardır sizi. Büyük servetinizin, dağları yerinden oynatan gücünüzün artık hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Yaralı yüreğiniz, paçavra edilmiş şahsiyetinizle öylece kalakalırsınız. Belki insanlar yüzünüze bir şey söylemez ama siz sırtınızı döner dönmez başlarlar dedikodulara. Artık hayatınızı mahvetmekten başka seçeneğiniz yoktur. Bu adi, bu riyakâr dünyadan kendi başınıza çekip gitmekten başka bir şey gelmez elinizden. Ben de bunu yapıyorum işte. Genç yaşımda bana gülen şansımın feleğin küçük bir çelmesiyle tümüyle değiştiğinin farkındayım. Her şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağını görüyorum. Bu yüzden artık benim için bir cehennem azabına dönen hayatıma son veriyorum. Kimseye kırgın degilim, dünyadan payıma düşen bu kadarmış, aldım gidiyorum.”
“(…) eskisi gibi yavaş değilsin, hızlı düşünüyorsun, hızlı yaşıyorsun. Bu hızlı tempoda her şey akıp giderken yaşadığın sorunların kaynağını bulamıyor, kendine dönüp bakmak yerine çözümü dışarıda arıyorsun. Yaşadığın sorunlarla ilgili ilk yapmamız gereken, geçmişten yük olarak getirdiğin, cebindeki çakıl taşlarını fark etmeni sağlamak ve bunları derleyip toplayıp, bir kenara kaldırmak. İkinci olarak, şu anda seni olumsuz etkileyen fazlalıklardan kurtulmak. Ve en sonunda kişisel dönüşümün ve ruhsal dengenin kapısını aralamak.”
Reklam
"Kendisini aldatmasının bir yararı yoktu: İvan İlyiç'in içinde, korkunç, yeni ve hayatında hiç olmadığı kadar ciddi bir şeyler oluyordu. Yalnızca o bunun farkındaydı, diğerleri, etrafındaki insanlar ya bunu anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlardı. Onlara göre bu dünyada her şey eskisi gibi yuvarlanıp gidiyordu. İvan İlyiç'in en çok da bu ağırına gidiyordu."
hiçbir şey eskisi gibi değil. kimse kalmadı. her şeyin tadı değişti. her şeyin manevi değeri düştü. öyle yuvarlanıp çarpa çarpa gidiyoruz nereye gittiğimizi bilmeden.
Hayatı boyunca "Köklerinizden kopun, her şeyi reddedin" diyen Nietzsche'nin doğduğu yer ile, öldüğü yer arasında 30 metre mesafe vardır. İlginçtir, hayatı boyunca bir seyyah gibi ülke ülke gezip, hiçbir şeyin özgürlüğüne zincir vuramayacağını düşünen bir adamın, başladığı yere geri dönmesi. Nietzsche'ye göre kalp ve duygu dediğimiz şey, zihnin zayıf tarafıydı bu yüzden "Sert ve acımasız olup, acıma hissini unutun. Çünkü kötülük insanın en büyük gücüdür." diyen ve merhameti gülünç bulan bir adamdı Nietzsche. Fakat bir sabah Turin'deki otelinden çıktığı sırada kırbaçlanan bir atı gördüğünde merhametine yenik düşmüş ve atın boynuna sarılıp attan ağlayarak özür dilemişti. At'ın gözlerinin içine baktı. Bazı kaynaklar bu esnada Nietzsche'nin, "Anne ben bir aptalım." diye mırıldandığını yazar. Ardından Nietzsche, bilincini yitirdi ve zihni sonsuza kadar sürecek bir değişime uğradı. Nietzsche, bir daha hiç eskisi gibi olmadı. 10 yıl boyunca akıl hastanesinde, kimse ile tek kelime etmeden yaşadı ve hayatını kaybetti. Yazıyı Nietzsche'nin en sevdiğim cümlesi ile bitirmek istiyorum. Nietzsche der ki; "Yaşamak, acı çekmektir. Hayatta kalmak ise, bu acıda bir anlam bulmaktır."
bir şeyleri yeniden inşa etmek için çok geç kaldım biliyorum düzelteceğim onca şey dururken geri kalan bir kaç iyi şeyi de kendi elimle yıktım çünkü iyi olacak her şeyin yine kötü olacağını biliyorum bitti diyorum sadece bitti ve gitti bir daha aynı sahneler olmayacak olma ihtimali olsa bile eskisi gibi olmayacak
mavikirlangiic
mavikirlangiic
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Uzun İhsan Efendi’nin Düşü
Bir süredir inceleme yazmıyordum. Bunun sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplerine girmeden önce inceleme yazmak isteyen fakat eli bir türlü kaleme gitmeyen birini düşledim. Kitap okuma ve inceleme amacıyla bir araya gelen bir toplulukta neden eskisi kadar inceleme yazılmadığını, içerikten görselliğe doğru gidişi ve rüzgârın nereden estiğini anlamaya
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
"Ama hepimiz günün birinde ister istemez öleceğiz, dolayısıyla şöyle olmuş, böyle olmuş fark etmez gibi düşüncelerle yaşamı sığlaştırır, aptalca bir şey yapıp çıkarız. Ne yani, her şeyi kaldırıp bir kenara mı atalım, bütün usumuzdan, bütün çabalarımızdan, bütün insanlığımızdan el çekip açgözlülüğün ve paranın eskisi gibi saltanatını sürdürmesine göz mü yumalım..."
272 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Herkese Merhaba İskender Pala kalemini sevdiğim yazarlar arasında ilk sıralarda yer alır. Kelimeleri okuyucunun ruhuna işleyecek kadar güçlüdür. Hangi kitabını okusam hayata dair şeyler edinmemi sağlar. Yazardan 17. kitabım "Aşk Hikayesi " yine diğer kitapları gibi çok güzeldi. Günümüzde değeri basitleştirilmeye çalışan aşkın gerçekte nasıl olması gerektiğini okuyuculara anlatan bir kitaptı. Ayrıca Sultan Ahmed Camii'nin yapım sürecinin de yer alması tarihsever olarak beni mutlu etti. Müslüman Dülger Bahşı ile papazın kızı Kaknusia birbirini sevmektedir. Dini farklılıktan dolayı papaz kızının evlenmesine razı gelmeyince iki aşık kaçmaya karar verirler. Papaz kızının peşine eşkıyaları salar. Kaknusia'yı babasına teslim etmek yerine esir olarak satarlar. Bahşı eşini bulmak için yollara düşer ama bir türlü izini bulamaz. 20 yıllık bir ayrılık ikisinin aşkından birşey eksiltmez ama ne Bahşı ne de Kaknusia eskisi gibi olmayacaktır. Yıllar onlardan çok şey götürürken araya giren hasretlik, dostluk, sabır ve bencillik kaç kişinin hayatını etkiledi derseniz kitabı okumanızı tavsiye ederim. " O benim her sabahki uyanma sebebimdir. Uyumadan önceki son şeyim , uyandığım zamanki ilk şeyim. " "Düşün bakalım; eğer yarın uyanmazsan, eğer bugün dünyadaki son günün olacaksa hayatta yaptıklarınla gurur duyar mıydın? Hele sor bunu kendine! " "Aşk sevgili için kendinden kaçmaktır! " "Unutma , insanlara insafsızlıkla kılıç çekenler sonunda insafsızların kılıcıyla ölmüştür! "
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,575 okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
31 günde okudu
İnsan zihninin nasıl önemli, nasıl etkili olduğunu apaçık ortaya koyan bir kitap…İnsanı hasta eden de insana şifa veren de aslında kendi zihni…Bu, bu kitapla o kadar bilimsel bir yaklaşımla anlatılıyor ki hak vermemek mümkün olmuyor. En başta yazarın kendi gerçek hikayesi başlı başına efsane bir örnek teşkil ediyor zaten.Joe Dispenza 23 yaşında bir bisiklet kazası geçiriyor, omurları ciddi hasar alıyor, yürüyemez deniliyor, ameliyatı olmayı reddediyor. Bunun yerine radikal bir karar alarak kendi plasebosunu yaratıyor; her gün düzenli meditasyonlarla ve egzersizlerle kendini iyileştirmeye odaklanıyor.Kuantum fiziğini öğreniyor ve bunu tedavi sürecinin bir parçası haline getiriyor.Veee sonuçta kazadan yalnızca dokuz buçuk hafta sonra Dispenza, bedenine hiç bir cerrahi müdahale olmadan yürümeye başlıyor…Etkileyici bir başarı öyküsü değil mi?!Tabi iyileştikten sonra O’ nun için hiçbir şey eskisi gibi olmuyor, hayatını yeniden yapılandırıyor; tıp eğitimi alıyor ve hikayesiyle pek çok insana ilham olmaya devam ediyor…Size çok şey katacağını inandığım bir kitap, ben yoga derinleşme yolculuğum sırasında okudum, bana tavsiye edilmişti ve ben de gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum
Plasebo Sensin
Plasebo SensinJoe Dispenza · Ray Yayıncılık · 2019403 okunma
Reklam
♈️💫💜💙 Çok azımızın kendimize mutlu yıllar dilediğini biliyorum.😍 Arkadaşlarımıza ve ailemize doğum günü dileklerini hızlı bir şekilde göndermemize rağmen, aynısını kendimiz için yapmayı ihmal ediyoruz. Bu gün kendime ağzına kadar mutlulukla dolu bir hayat diliyorum💫💖♈️ Doğum günüm kutlu olsun canım kendim seni çok ama çok seviyorum😍💖 Evet
Evlilik
Günün birinde onun hiç durmadan aynı sözleri tekrarlamasından bıkıp usanacagim, sirf onu hosnut etmek için biriyle evlenip o adam sevmeye zorlayacagim kendimi. ikimiz birlikte bir gelecegimiz oldugu hayalini kurmayi basaracagiz: kirda bir ev, cocuklar, çocuklarmizin gelecegi. Ilk yil sık sık sevisecegiz, ikinci yil daha az; üçüncü yildan sonra insanin aklina herhalde ancak on beste bir gelir seks, aklina geleni ise ayda bir gerçeklestirir. Daha da beteri, hemen hemen his konusmayacagiz. Durumu kabullenmeye calisacagim, neyim eksik, bu adam artik benimle ilgilenmiyor, yüzüme bile bakmiyor, hep arkadaslarindan söz ediyor, sanki gercek dünyasi onlarms gibisinden kendi kendimi sorgulayacagim. Evliligimiz iyice kötülediginde gebe kalacagim. Cocugumuz olacak, bir süre birbirimize yakinlasacagiz, sonra her sey gene eskisi gibi olacak. Dün -ya da günlerce önce miydi bilmiyorum artik- o hemsirenin anlattigi teyze gibi kilo almaya balayacagim. Perhizlere girecegim, her gün, her hafta sistematik yenilgilere ugrayacagim, her türlü denetim cabama israrla karsi koyarak artan kilolar karsisinda. O asamada, depresyonu engelleyen sihirli haplar kullanmaya balayacagim, derken bir-iki çocuk daha yapacajim, çok kisa süren ask gecelerinin meyvesi olarak. Çocuklarımın yasam nedenim oldugunu söyleyecegim herkese, oysa aslinda benim yasamim onlarin yasam nedenidir. Herkes bizi mutlu bir çift olarak görecek, yüzeyde görünen mutlulugun altindaki yalnizliklardan, öfkeden, tevekkülden kimsenin haberi olmayacak.
“Artık eskisi gibi apaçık konuşamayız.Bunları ne diye,neyin uğrunda feda ettik?hiç.Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik.Her şey bitti mi? zannetmem.İkimizin de çocuk olmadığını biliyorum.Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım.Ta birbirimizi tekrar görmek ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar.Belki tekrardan dost olur ve bu sefer daha akıllı davranırız. Birbirimizden, verebileceğimizden fazla şeyler beklemeyiz ve istemeyiz.”
Sayfa 116Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.