İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ
Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem
mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış
ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
ANASINDAN EMDİĞİ SÜT, BURNUNDAN GELDİ!
“Anasından emdiği süt burnundan geldi” deyimini bilirsiniz.
Aslında bu sözün nereden çıktığını öğrenirseniz, çok acıklı ve vahşice olduğunu göreceksiniz.
Osmanlı İmparatorluğu’nun en iğrenç geleneğinden geliyor bu söz.
Padişahların, tahta çıkar çıkmaz etrafında ona rakip olacak ne kadar canlı varsa
Kardeşlikten söz ediyoruz, karşımızdakilerin dilenci ve intikamcı, çirkin, sağlıksız, ahlaksız, acımasız ve despotik olduğunu unutuyoruz, bizlerin en berbatından daha kötü ve en kararlı safsatacılarımızdan daha yalancı olduklarını unutuyoruz.
Bir zamanlar Basra vilayetinin halkı İbrahim-i Edhem hazretlerine müracaat ederek dualarının kabul olunmadığından şikayet etmişler. "Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın duaların kabul olunacağına dair sözü vardır." demişler. İbrahim-i Edhem hazretleri cevaben şöyle buyurmuşlar:
"On şeyden dolayı sizin kalpleriniz ölmüştür. Tabiatiyle
EYLÜL İNCE'DEN
Bir kitap düşünün ki içinde aşk olsun; babanın üvey evladına duyduğu, annenin öz kızına… Yine babanın alkole ve sigaraya, hepsinin 6 rakamına!...
Biraz karışık oldu değil mi? Evet, kitap da böyle zaten; karışık, karmaşık, zor ama özel, farklı bir eser.
Belki türünün ilk örneği, belki de postmodernizm romanın bir adım
Türklerin umumi ve ebedi vatanı olan "Turan" Kıta'sı, muhtelif zamanlarda muhtelif hakimiyetler altına geçmiştir. Biz, bu hakimiyetleri, üçü Türk üçü yabancı olmak üzere altı devre ayırıyoruz.
Birinci devir, Birinci Türk Hakimiyeti Devri'dir ki Milat'ın 209 sene evvelinden başlayarak, Milattan 93 sene sonraya kadar devam
GUPTA ÜZERİNDE BAYRAK DALGALANINCA
Göçebe gruplarının savaşları dur durak bilmezdi: Tatarlar ve Moğollar, Merkitler ve Keraitler,
Naymanlar ve Uygurlar, Katay Çin Seddi’nden Batıdaki Orta Asya dağlarına kadar, yüksek çayırlar
üzerinden geçiyor, geçiyorlardı. Fakat bu savaşlar bizi alakadar etmez. 12. yüzyıl sonuna geliyor ve
Temuçin,