Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
daha once boyle bır kıtap okumadıgınıza emınım kıtap gercekten cok sıra dısı tam hersey artık yerıne oturdu derken bırden butun kurgu degısıyor ve ınsanı sasırtmayıbecerıyor okumanızı tavsıye ederım pişman olazmsınız :)
Gölge ve Kemik
Gölge ve KemikLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20136,3bin okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Camlar şehri ne de çabuk bitti öyle. Ama ben daha kalp atışlarım yavaşlamadan yine kendimi kitaplığının önünde buldum. Jace ve Clary artık birbirlerine ait olduklarından eminler, ve Jace Clary'den bir savaşçı yaratıyor. Söylenecek ne var ki? Ne Jace'in ne de Clary'nin saklayacak birşeyi yok. Simon Lewis, namı diğer gündüzyürüyen, şu anda alnında tarihteki ilk gölge avcısı mührünü taşıyor, yani bir nevi dokunulmaz bir gündüz yürüyen Sebastian Verlac adıyla bilinen Jonathan Christopher Morgenstern, gölge avcılarının altın çocuğu Jace Herondale tarafından tarihe karıştırılmış durumda, Fray ailesi ise tekrar bir arada. Ama maalesef tehlikenin olmadığı bir dünyada gölge avcısı olamazsınız. Adem'in Havva'dan önceki karısı Sebastian'ı sahiplenmiş gibi duruyor. Kendi oğluymuş(!). Aptallardan oluşan bir orduyla, tabutta yüzen bir cesedi korumak pek de akıl kârı bir iş değil. Asla da olmadı. Öyle ya da böyle, Lillith yenilecekti. Boşluğa düşecekti. Jace, sadece biraz ittirdi diyelim. Neyse ki savaş sorunsuz bitti. Esas problem, Clary Jace'in savaş alanında bir dakikalığına yalnız bırakınca çıktı. Çatıya döndüklerinde, ne Jace oradaydı, ne de ölü olması gereken sahte Sebastian. Peki şimdi ne olacak? Sizi merak içinde bırakan bu kitap sürükleyiciliğin de ötesinde. Herşey bittiğinde, kötülerin de yeni bir sayfa açabileceğini size gösteren bu kitap, baş döndürücü, korkutucu bir sona sahip. Okumadan geçmeyin derim
Düşmüş Melekler Şehri
Düşmüş Melekler ŞehriCassandra Clare · Artemis Yayınları · 20131,635 okunma
Reklam
94 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Faruk Duman'ın yeni kitabı bir öykü kitabı değil, bir deneme kitabı. 43 bölümden oluşan kitabında Faruk Duman yazı nedir, yazar neden yazar ve edebiyatın amacı nedir, sorularının etrafında döne döne önümüze çok güzel düşünceler koyuyor. Duman'ın edebiyatı bir ormanda yaşayan imgelerden oluşuyor. Bir dil işçisi olarak yazarın bize gösterdiği, ya
Yazmalı Defter
Yazmalı DefterFaruk Duman · Alakarga Yayınları · 2020182 okunma
358 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
gitti! kaçarcasına gitti…. bir düş gibiydi o son gece… sonbahardı ve o gece bugün sahiden bir düş benim için…. gece boyunca ağladım yalvardım ona… ama o gitti… bakışları hala gözlerimin önünde,sesi hala kulaklarımda… bir düşten gelip bir düşe girer gibi,gitti… aşk dolu bir yürekti… bir gölge gibi,kıyıya vuran dalga gibi,güneşe maruz kalmış cılız kar gibi kayboldu… şimdi artık uzak, herşey çok uzak… aramıza uzaklık girdi… ayrıldık…. ayrılık kaderimiz oldu… ben burada o orada habersiz… ancak ruhlarımız bir… kulaklarımda onun sesi yankılanıyor,beni çağırıyor gidecegim bende… Mehmed uzun
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179,6bin okunma
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Nazan Bekiroğlu'nun okuduğum ilk ve tek kitabı. Böyle nazenin bir insanın kitaplarını okumak gerçekten çok farklıymış. Kendisi bize en sıradan gelen olaylara, duygulara, nesnelere betimlemeleriyle öyle bir renk çalıyor ki , zerafetinden gözlerimiz kamaşıyor. Güzelliğe dair tasvirleri okudukça kalbinizde bir sıcaklık, ruhunuzda bir hafifleme
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,4bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Deniz Gezmiş ve arkadaşları hakkında daha önceden Darağacında 3 Fidan kitabını okumustum ama bu kadar ayrıntılı degildi tabi.. Baktığımızda 20-25 yaşındaki bu gençler hepsi de ülkenin en iyi üniversitelerinde okuyorlardı,  zeki cocuklardı ,isteselerdi hepsi maddi olarak iyi bir gelecek sahibi olabilirdi ve bu düzende en güzel köşeleri
Hırçın Bir Deniz Hikayesi
Hırçın Bir Deniz HikayesiAhmet Tahir Can · Tutku Yayınevi · 2014191 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Sözcükler zamanın denizinde seyir eden ve her limana uğrayan gemilere benzer. Onları neyle doldurduğunuza iyi dikkat edin, çünkü rotalarında giderken yüklerini sizin kapınızın önüne de bırakabilir." Kelimeler hikmet dolu insanların dillerinden düştü mü ne kadar da çok anlama geliyor,  zor görünen kördüğümleri nasıl çözebiliyor öyle.
Mirdad'ın Kitabı
Mirdad'ın KitabıMikhail Naimy · Butik Yayıncılık · 2008293 okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar öyle bir hastalıktan bahsetmiş ki dünün ya da yarının değil, bugünün hastalığı. Kapitalizm ve liberalizmle beraber doğan bu illet, öyle bir sarmış ki sistemi, eğer yazar haklıysa vay halimize. Haksız da görünmüyor zira; Hastalığın adı işletme ideolojisi ve yönetsel iktidar. Nedir bunlar peki? Son elli yılda şirketler, küreselleşmeyle birlikte devasa uluslararasın bir hal aldı. Tüm dünya şirketlerin gelirleriyle geçimini sağlıyor, zenginleşiyor ya da fakirleşiyor. Dolayısıyla toplumun bütünü ekonominin emrine girmiş durumda. Durum öyle bir hal aldı ki kâr maksimizasyonu elde etmek için bütün metalar, hayat, aile, eğitim, zeka, sağlık, şehirler, siyaset yani herşey işletme ideolojisine kendini kaptırmış. Beni en çok etkileyen, firmalarda zor şartlarda, güvencesizlik içerisinde, acımasız rekabete mecbur, kesinlikle hasta olmaması gereken, stresle, kaygıyla kısaca her dertle mücadele etmesini bilecek ve üstelik en asgari düzeyde ücrete razı olan çalışanlar olmuştur. Bugün iş hayatındaki acımasız gerçekleri ve insanoğlunun ekonomiye entegrasyonunu tüm gerçekleriyle gözler önüne seriyor. Dili sade bir eser ama sabır istiyor. Çevirisi makul, gayet anlaşılır. Ayrıntı yayınlarının şanına gölge düşürmeyecek cinsten. Ama konu ağır ve ufacık bir ilgisizliği kaldırmayacak tipte bir eser.
İşletme Hastalığına Tutulmuş Toplum
İşletme Hastalığına Tutulmuş ToplumVincent de Gaulejac · Ayrıntı Yayınları · 201312 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bakabiliyorsan, gör. Görebiliyorsan, gözle. Ne kadar görmek istediğine bağlıdır yaşadığın hayat. Ne kadar yaşamak istiyorsan o kadar hayal edebilir ve o kadar yaşayabilirsin. Bir bebek dünyaya gözlerini ağlayarak açıyor. Önce ağlamayı keşfediyor. Sonra etrafında olanları tanımayı, biraz daha büyüyor yürümeyi keşfediyor. Biraz daha büyüyor
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,3bin okunma
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.