Aslı, eşi ve çocuğuyla Amerika’da yaşıyor. Bir üniversitede sosyal antropoloji üzerine dersler veriyor. Hayatının dönüm noktası ülke değiştirmek, uzaklaşmak değil, amiral olan babasının hapise atılması. Öyle birdenbire, hiç beklemezken oluveriyor bu. Türkiye’ye gelip gitmeye başlıyor bu dava süreci için, unuttuğu -ya da görmeyi bilinçli olarak bıraktığı- gerçeklerle yüzleşiyor, üşüyor, kızıyor, vazgeçiyor ve yeniden başlıyor. Zihninde yer eden tüm sistem çökmeye başlıyor. Sakin suda ağır ağır akan hayatı alabora oluyor.
.
Ayhan Geçgin ile tanışma kitabımdı Bir Dava. Konusu ve bu konunun unutulmaması adına (Balyoz davasına, o süreci yaşayan ailelere, çarpıklıklara değinmesiyle) sevdiğim ancak bazı yanlarıyla bana eksik gelen bir kitap oldu bu. Yazarın elimde iki kitabı daha var ve onları da merak ediyor, okumak istiyorum. Bir Dava’yı ‘her şeyiyle sevdim’ diyememe nedenlerim ise baş karakterimiz Aslı’nın tutukluğu (yazarın bize göstermek istediği şeylerin Aslı gibi bir karakter için çok temel düzeyde kalması, Aslı’nın tepkilerinin-sorgulamalarının yüzeyselliği) ve sonunun havaya tüm ağırlığınca bırakılması~
.
Emine Bora kapak kolajıyla ~
Bir DavaAyhan Geçgin · Metis Yayıncılık · 2019146 okunma
Bir kitaptan daha fazlası
Gürültücü ve saldırgan insanlardan uzak dur, çünkü onlar özüne sıkıntı verirler. Eğer kendini başkalarıy-la kıyaslayıp durursan ya mutsuz ya da kendini beğenmiş olursun. Çünkü her zaman senden daha iyi ya da daha kötü durumda birileri olacaktır. Planların kadar gerçekleştirdiklerinden de zevk al., Kariyerine ilgini
Merhaba sevgili okur sizinle kitaptan harika bir yazı paylaşmak istedim. İyi okumalar
Gürültü ve karmaşanın ortasından sakince geç, sessizlikte ne büyük bir huzur olduğunu hatırlayarak... Mümkün olduğunca ama teslim
olmaksızın herkesle iyi geçin. Doğru bildiğini sesini yükseltmeden ama açık seçik dile getir ve diğerlerine de kulak ver; ne kadar
Ben yazmaya hiç başlamadım. Henüz ne on dokuz yaşındayım, ne de yazarım. O yaştaki insanlara genellikle şiir yazarlar değil mi? Belki... Ama benim söyleyecek bir ağız dolusu cümlem var. Büyüteceğim karakterler...
"Çünkü beni ölümsüz kılmanızı istiyordum."
Bazı şeyleri anlamak için kırkını devirmesi gerekiyor insanın. Boynundaki
Hayat ne biriktirir bizim için? Kink dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına tegellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumlan, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler... Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları
Şermin Yaşar, çok severek takip ettiğim güldüğünde yüzümüzü güldüren, üzüldüğünde bizim de yüzümüzü düşüren çok değerli bir hanımefendi. Yalnız ilk kez nasip oldu bir kitabını okumak. Sevdiğim, değer verdiğim bir ağabeyimden ödünç aldım kitabı. Ama şimdi nasıl geri vereceğim diye düşünüyorum.
Kitap bir öykü derlemesi fakat benim için her biri
Ahmet Telli sarmaşıkların arasında kalan o en güzel çiçekmiş de hiç beklemezken bulmuşum gibi. Altını çizdiğim satırları paylaşmadım, tüm kitabı paylaşmış olmayayım diye. Çok güzel, çok...
Kitabı şimdi bitirdim. Bu Ay günlükleri serisinin ilk kitabı. O kadar güzeldiki hala etkisindeyim. Sonları çok başkaydı. Sürükleyiciydi ve şaşırtıcıydı. Herkes gibi ben de daha farklı bir kurgu beklerdim ama yinede bunu da sevdim tabiki. Seriye büyük bir merakla devam ediceğim. Kül kedisi Sindirella masalının bu kadar değişik ve de fantastik bir şekilde anlatılabilme fikri çok iyiydi. Okumanızı tavsiye ederim. Burada Cindirellamız bir sayborg. Yani yarı robot yarı insan gibi bir şey. Bazı organları mekanik. Yanında birde bir robotu vardı. İko adı. Ayy çok şirin bir şeydi o ya. Üvey kız kardeşlerinde sadece biri kötüydü. Diğeri iyi bir karakterdi. En sonunda değerli birine dönüşmesi çok hoşuma gitti cidden. Hiç beklemezken hatta bunu. Şaşırdım. Seriden bahsedeceğim:
1. Cinder
2. Scarlet
3. Cress
4. Winter
5. Levana (ara kitap)
6. Uzak Yıldızlar (ek kitap)
CinderMarissa Meyer · Square Fish · 20135,9bin okunma
Şimdiye kadar hiç Jack London okumadığıma beni utandıran kitap... Eğer daha önce karşılaşmış olsam, beni yine bu kadar etkiler miydin Martin Eden? Acını, sevincini,merakını, azminini içimde duyarken seni anlamaya çalışmak ve kendimden utanmanın da aynı anda gelmesi beni epey uğraştırdı . Okuyacak epeyce bir kaynak öğrenmek durumunda kaldım ve bundan çok mutlu oldum, zira bilgi eksikliğim hiç bitmeyecekken bana ne kadar da yol almadığımı gösterdin. Üstelik bu kitaba başlarken hiç böylesine bir yolculuk beklemezken...
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
“Bazen yanından geçiyor insan yazgısının, bazen elinden tutuyor ama bunun kaderi olduğunu anlamıyor. Tam yakalayacak gibi oluyor ama uçup gidiyor. Sonra bir gün, hiç hesapta yokken, hiç beklemezken, başka alemlerdeki seyrini tamamlıyor senin olan şey, çıkıp geliyor ve seni buluyor.”
Senem Tekinkoca'nın tüm kitaplarını okudum. Seviyorum dilini, yalınlığını, sıcaklığını ve hissettirdiklerini. Hiç beklemezken kendinizi bir cümlenin sonunda sorgularken buluyorsunuz. Acaba dedirtebiliyor.
Bence okumalısın.
sevgiyle:)
'Hayat ne biriktirir bizim için?
Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgarlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler... Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız
Hoyrat ve cesur toprakların, cesur yüreklerini konuşturan Cengiz Aytmatov 'a sevgi ve saygıyla...
Danyar ve Cemile'nin saf ve gerçek hikayesi. Bir Sertap Erener şarkısı gibi. Aşk, gel gir dünyama...geldi hiç beklemezken sızdı Cemilenin dünyasına. Hayat hesap edilemeyecek kadar çılgın :) nerden geleceği belli bile değil.
----- Son -----
~~"EFENDİLER YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ."~~
SELAM SANA ANADOLU TOPRAKLARININ EŞSİZ BAŞKOMUTANI, SELAM SANA ATAM.
