Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik, var olmuş bir zekânın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok."
Sayfa 137
"Eğer ayak bileklerimi görmek, hiç şüphesiz bir karısı ve geçindirmesi gereken bir ailesi olan dürüst bir adam için ölüm demekse, ne olursa olsun bileklerimi açmamaya özen göstermeliyim" diye düşündü Orlando. Ancak bacakları, onun en güzel yerlerinden biriydi. Bir denizci, direğin tepesine düşmesin diye bir kadının tüm güzelliklerini örtmek zorunda kalması ne kadar da tuhaf" diye aklından geçirdi. "Lanet olsun!" dedi, başka şartlar altında olsa kendisine çocukken öğretilecek olan şeyin, yani kadın olmanın, kutsal sorumluluklarının farkına ilk kez varıyordu.
Sayfa 110 - Kırmızı kedi yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Kulların Rablerine Nidaları, Rablerinin Onlara Verdiği Karşılığı
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır." "Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler." "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur." "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al." "Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vaadettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, vaadinden dönmezsin." "Rableri, onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de and olsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükafatın en güzeli Allah katındadır. " -Âli İmran 190-195-
Zeka güzellikten hiç şüphesiz daha kalıcıdır. İşte bu yüzden gereğinden uzun bir eğitim hayatının zahmetlerine katlanmıyor muyuz?
Allah korkusunun, yedi alâmeti vardır:
1- Birinci alâmet dil'de belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkor, bunlar yerine onu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder. 2- İkinci alâmet kalbde belirir: Allah korkusu taşıyan kul başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık
Maud Martha, Paul'un kafasının üzerinde dönüp duran hayal sislerini seyredip olup bitenleri düşündü. Ona çoğu insanın başına öyle "büyük olayların" gelmediğini söylemeye korkuyordu. İnsanların çoğunun ölene dek günü kurtarmaya yönelik, sıradan bir hayat yaşadığını. Öldükten bir sene sonra onu senede bir defadan daha sık hatırlayacak insan sayısının hiç şüphesiz beşten az olacağını. Hatta belki de şu dünyada hiç kimsenin onu hatırlamadığı bir senenin gelebileceğini.
Reklam
Zeka güzellikten hiç şüphesiz daha kalıcıdır.
"Ebu Yahya Useyd b. Hudayr (R. A.) der ki: Ensar'dan biri Peygamberimize (S.A.S.) 《Ya Resulullah, falan kimse gibi beni de memurluğa tayin et》dedi. Peygamberimiz ona 《Hiç şüphesiz benden sonra adam kayırmalarla karşılaşacaksınız, fakat bunlara karşı sabredin ki Havz'ın başında benimle buluşasınız》diye cevap verdi. -Buhari, Müslim #hadisişerif
Kitabın okunmadığı bir toplumda oyuncağa saldırılmasının nedeni, hiç şüphesiz ki, kitabın okunmamasıdır! Oyuncağın çocuğun gelişiminde tartışılmaz bir önemi vardır. Oyuncak , kitap okuma alışkanlığına engel olmadığı gibi, çocuğun okuduğu kitapları, kendini bir yönetmen yerine koyarak canlandırmasında rol oynaması bakımından yararlıdır.
Sayfa 79 - T.İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Türk Sanatı-Oktay Aslanapa
"İslam sanatı içinde Türk sanatının yeri uzun zaman tartışmalı bir konu olmuştur. İslam sanatı, yayıldığı çeşitli ülkelerde pre-Islamik kültürlerin üzerine kurulmuştur. Suriye'de geç Antikite ve Hristiyan, Irak ve İran'da Sasani sanatları bunların başında gelir. Bunların üzerinde Arap, Türk ve İran unsurları, İslam kültürünün gelişmesinde esas olmuştur. İslam dünyasındaki devletlerden pek çoğu, Türkler tarafından kurulmuş ve onuncu yüzyıldan itibaren bin yıla yakın bir zamanda, İslam dünyasında küçük değişikliklerle Türkler, hakim bir unsur olmuştur. Bu bakımdan çeşitli ülkelerden gelen pek çok sanatların, hiç şüphesiz Türk sanatının gelişmesinde etkileri vardır." #türksanatı #oktayaslanapa #islamsanatı #sanattarihi
Reklam
Yine bir süre sustuktan sonra tuhaf biri olduğumu, beni hiç şüphesiz bu yüzden sevdiğini ama belki de günün birinde, yine aynı sebepten ötürü benden nefret edeceğini mırıldandı.
Sayfa 44
euzubillahimineşşeytanirracim
"Allah indinde (geçerli olan) tek din İslam’dır." (3/Âl-i İmran, 19) "Münafıklara, kendileri için can yakıcı bir azap olduğunu müjdele! (4/Nisâ, 138-139) "Onların birçoğunun kâfir olan kimseleri dost edindiğini görürsün. kendilerine (Kıyamet Günü için) ne kötü bir şey sundu. Allah onlara öfkelendi ve onlar azabın içinde ebedî kalacaklardır. (5/Mâide, 80) "Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir topluluğun -babaları, oğulları, kardeşleri, aşiretleri dahi olsa- Allah ve Resûl'ü ile sınırlaşan insanlara sevgi beslediğini göremezsin. Bunlar, (Allah’ın) kalplerine imanı yazdığı ve onları kendinden bir ruhla desteklediği kimselerdir. Onları altından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennete sokar. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da (Allah’tan) razı olmuşlardır. Bunlar, Allah’ın taraftarlarıdır. Dikkat edin! Hiç şüphesiz Allah’ın taraftarları, galip gelecek olanlardır." (58/Mücadele, 22) Mümin Bir insan Allah'ın münafık/fasık/zalim/kâfir diye nitelendirdiği Allah'ın hüküm ve nizamlarını tanımayan kişi/kurum/sistemlere nasıl lider edasıyla bakıp, sevgi besleyip onları öncü ve kurtarıcı görür şaşarım. Bu iki zıt durumu bir arada yapan ve müsluman vasfını kendinde gören insanları bu ayet ne kadar güzel ve sarih bir şekilde beyan ediyor. "Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister."(4/Nisâ, 60)
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.