Ayrım şuradan geliyor; o yaşamın en büyük amacının para peşinde koşmak olmadığını biliyor, kızlarını toplumun yüksek katından gelme insanlarla evlendirmek, politikada yükselmek ya da üniversitede ünvanlar elde etmek istemiyor. O senin gibi olmadığı için, sen ona “dahi” ya da “kaçık” diyorsun. O ise kendi adına bir dahi değil, basit bir canlı olduğunu kabul etmeye hazır. Çünkü o gevezelikler yapılan toplantılara gitmek yerine, kendini inceleme yapmaya, düşünmeye, laboratuvarındaki çalışmalarına vermeye adadığı için, sen ona “pek toplumsal olmayan” bir insan gözüyle bakıyorsun. Çünkü o senin gibi hisse senetleri almak yerine, paralarını bilimsel araştırmalara adadığı için, sen ona “deli” diyorsun. Sen kendini ölçü tanımaz bir yozlaşmaya bırakmışsın, küçük adam; sen kendini tipik olağan bir insan saydığın, “homo normalis” saydığın için, sade ve içten bir insana “anormal” diyorsun.
Yine okuduğu kitaplardan öğrendiğine göre, İngiltere'de yankesicilerin ölüm cezasına çarptırıldıkları çağlarda, birçok hırsız, meslektaşları asılırken darağacının çevresinde sıkışan seyircilerin ceplerindekileri boşaltıyordu; tıpkı bizdeki seçimlerde, coşkun konuşmacıları alkışlamak için ellerini havaya kaldıranların ceplerindekini yankesicilerin aşırmaları gibi... Peki ama ya ibret dersi? Bunlar darağacında asılana bakıp hiç ibret dersi almayacaklar mı? Büyük bir tarihçi şöyle demiş: "Tarihten alınan en büyük ders, insanların tarihten ders almadıklarının anlaşılmasıdır." Akif de bu konuda şöyle demiş : Geçmişten adam hisse koparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? "Tarihi tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
Reklam
"Tarihten alınan en büyük ders, insanların tarihten ders almadıklarının anlaşılmasıdır." Akif de bu konuda şöyle demiş: Geçmişten adam hisse koparmış... Ne masal şey! Beşbin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? "Tarihi tekerrür" diye tarif ediyorlar! Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
Sayfa 125Kitabı okudu
Herkese faydası var okuyun lütfen
Bir zaman bir adam, bir sahrâda, bedevîler içinde ehl-i hakikat bir zâtın evine misafir olur. Bakıyor ki, onlar mallarının muhafazasına ehemmiyet vermiyorlar. Hatta ev sahibi, evinin köşesinde paraları oralarda açıkta bırakmış. Misafirhane sahibine dedi: "Hırsızlıktan korkmuyor musunuz, böyle malınızı köşeye atmışsınız?" Hane sahibi
Yeni Asya NeşriyatKitabı okudu
Kendimizi gerçekleştirme
Bilmemiz gerekir ki yaşadığımız her duygu o anlıktır. Kendimizi kötü hissettiğiniz duygu da anlıktır, iyilik hali de... Eğer bize kendimizi kötü hissettiren duyguları yönetebilir (onları iyi hisse dönüştürebilir) ve kendimizi iyi hissettiğimiz duyguları da doyasıya yaşamaya izin verirsek ‘kendimizi gerçekleştirme’ yolunda en büyük adımı atmış oluruz.
Adalet
Çalmayacaksın emri, çalma eyleminin size ait olmayan bir şeyi kendi ellerinizle fiilen el koymak anlamı taşıdığı bir dönemde formüle edilmiş. ancak hırsızlığa dair gerçekten önemli tartışmalar artık bütünüyle farklı senaryolar üzerinden dönüyor. varsayalım büyük bir petrokimya şirketinin hisselerine 10 bin dolar yatırıyorum ve yılda %5 kar elde ediyorum. şirket büyük kazançlar elde ediyor Çünkü dışsallıklar için vergi ödemiyor yörenin su kaynaklarına Halk sağlığına ya da bölgenin doğal hayatına verdiği hasarı umursamadan zehirli atıklarını yakındaki bir dereye döküyor. servetini kullanıp kendisini herhangi bir tazminat talebinden koruyacak bir avukat ordusuna sahip. Ayrıca daha sağlam çevre yasaları çıkarılmasına engel olmak için lobi faaliyetleri yürütüyor. bu şirketi bir Nehri çalmakta suçlayabilir miyiz? Şahsen benim kimsenin evini soyduğum ya da cüzdanından paralarını yürüttüm yok. Bu şirket nasıl kazanç sağlıyor haberim yok. bu hisse senetlerine yatırım yaptığımı bile hatırlamıyorum. Peki o zaman hırsız sayılırmıyım? konuyla ilgili tüm gerçekleri Bilmemin bir yolu yoksa nasıl ahlaklı davranabilirim? Bu sorun niyet ahlakı yoluyla baştan savunabilir. Önemli olan neyi niyet ettiğim tam olarak ne yaptığım ya da yaptığım şeyin sonucu değil Fakat her şeyin birbiriyle iç içe geçtiği bir dünyada En mühim ahlaki zorunluluk bilme zorunluluğudur.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.