Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Zaman neler düşlemedi şimdiye dek? En güzel yeri dize olan kılıcı düşledi. Bilgelik taslayabilen özdeyişi düşledi ve işledi. İnancı düşledi, korkunç Haçlı Seferleri'ni düşledi. Diyaloğu ve kuşkuyu keşfeden Grekleri düşledi. Kartaca'nın ateş ve tuzla yıkımını düşledi. Şu katı ve beceriksiz simgeyi, sözcüğü düşledi. Bir zamanlar
s. 353, 354 / Biri DüşlüyorKitabı okudu
Raşomon daha sonra da, En İyi Yabancı Film dalında Amerikan Akademi Ödülü'nü aldı. Japon sinema eleştirmenleri hâlâ bu ödüllerin sebebini Batılıların Doğu egzotikliğine olan meraklarına bağlıyorlar. O zaman da çok canımı sıkan bu yaklaşım şimdi bana korkunç görünüyor. Neden Japon insanları kendi değerlerinin bilincine varamıyorlar? Neden Batılı olan her davranışı göklere çıkarıp Japon olanları karalıyorlar? Utamaru, Hokusai ve Şaraku'nun tahta tabletlerle yazdıkları da, Batılılar keşfetmeden önce Japonların gözünde hiçbir anlam ifade etmiyordu. Bu kavram yeteneksizliğinin nasıl açıklanması gerektiğini bilmiyorum. Sadece kendi halkımın bu davranışları beni ümitsizliğe sürüklüyor.
Sayfa 197
Reklam
Japon ressam Hokusai
“ Altı yaşımdan beri nesnelerin biçimlerini çizmeye aşırı bir tutkum vardı. Elli yaşıma girdiğimde, sonsuz sayıda diyebileceğim kadar çok resim yapmıştım. Ama yetmişimden önce yapmış olduklarımın hiçbiri sözü edilmeye değer resimler değildir. Yetmiş üçümde iken artık doğanın, hayvanların, bitkilerin, kuş, balık ve böceklerin gerçek yapılarına ilişkin bazı şeyler öğrenmiştim. Bunun sonucu olarak seksenime girdiğimde daha fazla gelişme göstermiş olacağım. doksanımda nesneleri gizini kavrayabilecek; yüz yaşımda ise kesinlikle olağanüstü bir evreye ulaşmış olacağım. Yüz on yaşıma geldiğimde ise ister bir nokta isterse bir çizgi olsun yaptığım her şey canlı olacak. Bu söylenenler, bir zamanlar Hokusai şimdi ise Gwokio Rojin olan yetmiş beş yaşındaki, diller gibi resim tutkunu yaşlı adam tarafından yazılmıştır.”
Hokusai ise senin benzer bir çığlık atmana sebep oluyor ama bunu çiz­gisiyle, deseniyle yapıyor. Mektubunda da dediğin gibi, “dalgalar birer pençe ve gemi bunların içinde yakalanmış; hissediyorsun bunu.” İşte, renkleri, deseni olduğu gibi aktarırsan, resim böylesi duygular uyandırmaz.
Sayfa 201Kitabı okudu
Hokusai der ki
Hokusai der ki özenle bak. Dikkatini ver,fark et. Der ki bakmaya devam et,meraklı kal. Görmenin sonu yok. Der ki yaşlanmayı iple çek. Der ki değismeye devam et,gerçekte kim olduğunu gittikçe daha fazla anlayacaksın. Der ki çıkmaza gir,onu kabul et,ilginç olduğu sürece kendini tekrarlamaktan çekinme. Der ki sevdiğin şeyi yapmaya devam et. Der ki
Hokusai, "Beş yılım daha olsa gerçekten iyi bir ressam olabilirdim," dediğinde doksan beş yaşındaydı.
Sayfa 241 - Everest Yayınları
Reklam
Debussy'nin "Deniz"i o eşikleri verir. Bestecinin, hem Turner'dan, durgun akşam denizi yangınlarının etkisinden sıyrılamadığını biliyoruz, hem de -partisyen kitabının kapağı için de uygum gördüğü- Hokusai'nin azametli dalgasından. Bir iç deniz değil midir bize dinlettiği?
İşte Viyana'da Gustav Klimt ve Egon Schiele'nin mastürbasyon yapan kadın ve erkek resimleri. Hokusai'nin ahtapotla mastürbasyon yapan kadını. Erkekleri olağanca cinsellikleriyle sergileyen Yüksel Arslan. Evde gizle, müzede sergile.
Sayfa 117 - Everest Yayınları
60 syf.
·
Puan vermedi
Ünlü japon sanatçısı Hokusai.Hayatı boyunca 30.000'den fazla resim ve baskılara yer vermiştir.Herkes resimlerinin muhteşem olarak gözükmesini sağlarken o yaptığı çalışmaların gerçek gibi görünmesini sağlamaya çalışırdı.Bütün teknikleri karıştırarak kendine özgü bir stil bulmuştur.Mangaları başkalarına çizim yapmayı öğretmek amacıyla yapmış esprili ve zeki bir sanatçıdır.
Hokusai- Sanatçının Gördükleri
Hokusai- Sanatçının GördükleriSusie Hodge · Everest Yayınları · 20228 okunma
Mumlarımız,Hokusai ve Georgia O'Keeffle ile dağıldığımız bir akşam.Odamı yatıra çevirdiğimiz doğrudur.
Reklam
Hokusai'nin kendi sanatı hakkındaki değerlendirmesini, biraz acımasız olma pahasına, hayata bütünüyle uyarlayabileceğimizi görüyorum. Hangimiz, belli bir yaştan sonra, geçmişteki " hayat sanatı" mızı eleştirmemişizdir ki? Hangi yaşlı, gençlik boyunca, sabah gün doğumundan gece yarılarına kadar inşa ettiği hayatının o herhangi bir gününü, yeni baştan ve bambaşka bir zevke mebni olarak yeniden kurmak istememiştir ki? Toprağın altı, hayatta ustalaşınca, hayat denilen şeyin de çoktan sonuna geldiğini fark eden kıdemlilerimizle dolu .
BİLMEZ İNSAN KADRİNİ ÂLEMDE İNSAN OLMAYAN Ressam, ağaç, oyma sanatçısı ve oyma baskı sanatçısı Hokusai gün doğumundan gece yarılarına kadar çalışırmış. Geride otuz binden fazla eser bırakmış olması, bu Japon'un kendi sanatı hakkında sarfettiği şu sözünden daha ilginç gelmiyor bana: " Yetmiş yaşından önce resmini yaptığım bütün o şeyler arasında sözünü etmeye değecek bir tek şey yok. Yetmiş iki yaşında kuşların, hayvanların, böceklerin ve balıkların gerçek nitelikleri ve otlarla ağaçların doğaları üzerine nihayet bir şeyler öğrendim." ... usta sadece ortaya koyduğu eserler yoluyla usta olmuş kişi değildir anlamı da çıkıyor buradan. Usta belki aksine, kendi eserlerini yıkması ve reddetmesi gereken bir eşiği de , yine sadece kendisinin belirleyebildiği biri oluveriyor. Eser önemlidir elbette ve ustayı görünür kılar. Ama bu yetmez. Daha önemlisi, ustanın eserler ve eserler boyunca edindiği bakıştır. Malzemesini ve konusunu tanıması, tanıması değil belki duymaya, duyumsamaya başlaması, malzemesinin ve konusunun tabiatı hakkında başka ustalarla paylaşamayacağı yepyeni bir duyuşa erişmesi, işte o bunlarla usta olmuştur. Bu kertede artık eserden değil, insandan bahsetmeye başlarız. Seneler içinde aslında bir insan birikmiştir.
Ukiyo -e tarzında ahşaba baskı yapan ve 18. yüzyılın ortalarından 9.yüzyilin ortalarına dek 88 yıl yaşayan Japon sanatçı Hokusai bu dipnotu One Hundred Views of Mount Fuji'nin ilk baskısına eklemiştir: " 70 yaşına kadar ürettiğim hiçbir şey kayda değer değil. 73'üncü yaşım gerçek doğanın, hayvanların ve otların, ağaçların ve kuşların, balıkların ve böceklerin yapısını bir şekilde anlamaya başladığım yaştır. Dolayısıyla 80 yaşında halen devam ediyor olacağım, 90 yaşında umarım bir şeylerin gizemini ererim ,100 yaşında kesinlikle harika bir aşamaya ulaşmış olmalıyım ve 110 olduğumda, noktasıyla satırı ile yaptım her şey yaşamla dolu olacak.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.