Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk şarkılarının çoğu aşktan bahsetmez bile. Başka şeylerden bahseder. Ama daha çok hayal kırıklığından. Belki de şehvetten. Arzudan. İhtiyaç hissetmekten. Hüsrandan. Bu şarkılar nadir olarak, aşkın nasıl bir şey olduğunu anlatırlar, yani diğer yüzlerini soyup çıkardığınız vakit kalan şeylerden. Örneğin... Örneğin karşılıklı bağımlılık. Sorun şu ki, genellikle bunu görmek çok zordur, çünkü bizler genellikle aşk listesinde yer alan diğer öğelerden birine saplanıp kalmışızdır ve onu o duygunun 'olmazsa olmazı, bütünü ve nihai amacı' olarak kabul etmişizdir.
“İncire ve zeytine andolsun ki” diye başlıyor Kuran’daki Tîn suresi, “biz insanı en güzel biçimde yarattık.” Allah incir üstüne yemin etmiş yani. Yaradan’ın yarattıklarının adıyla yemin etmiş olması, muhteşem bir dil eğretilemesi. Cebrail’in değil de insanın sesiyle konuşuyor Allah. Bütün âlemleri kaplayan insan sesiyle inciri anıyor. Sana
Reklam
Bir gün, Meryem Kuran’daki kelimelerin anlamını kavrayamadığını itiraf etti. Ama yine de arapça sözcüklerin makamı, o büyüleyici tınıları, dilde yuvarlanış biçimleri hoşuna gidiyordu. Onu rahatlattıklarını, yüreğini hafiflettiklerini söyledi. “Seni de rahatlatacaklar, Meryem. İhtiyacın olduğunda onları çağırırsın; seni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmazlar. Tanrı’nın sözleri asla yarı yolda bırakmaz kızım.”
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
Her zamanki gibi yine pozitif canım benim ^^
Arthur Schopenhauer’a göre hiç de göremezsiniz (Mutluluğu). Laozi’nin yaklaşımı ona göre naif iyimserliktir; tersine o size gerçek bir tatmine asla kavuşamayacağınızı söyleyecektir. Ona göre hayat süreğen bir dizi hayal kırıklığı ve hüsrandan ibarettir...
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Dînî veya siyasî yobazlık daîma,
Dînî veya siyasî yobazlık daîma, yalnızlık karşısındaki hüsrandan ve amaçsız bir dünyanın anlamsızlığı karşısındaki hayal kırıklığından doğar.
Sayfa 191 - 1.Baskı 2016 Türk Edebiyat Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- Şeytan Ayetleri öyküsü ne Kur’an’da ne de herhangi eski sözlü veya yazılı kaynakta yer alır. Peygamberin en yetkin biyografisi olan İbn İshak’ın Siret’inde de yoktur. Ancak onuncu yüzyılın tarihçisi Ebu Cafer ül Taberi’nin eserinde sözü edilir. Taberi, Muhammed’in, tanrıçaların kültünü reddettikten sonra kendisiyle aşiretinin çoğunluğu arasında
Biz Bir Elmanın İki Yarısı Değiliz, Yan Yana Duran İki Ayrı Elmayız İlişkilerde sık sık duyduğum bir cümle: “Bir elmanın iki yarısı gibiyiz...” Kulağa ne romantik geliyor değil mi? Şarkı sözü gibi... Bir şiirin en tatlı mısraı sanki... Bilinçaltı kodlarımıza öylesine yerleşmiş ki, kimi sevsek ortadan ikiye bölüyoruz. Çünkü onun diğer yarısı olduğumuza ölesiye inanıyoruz. Bilinçaltı kodlarımıza işlemiş olan yanlışlardan biri de bu ne yazık ki. İki ayrı insanın, ortadan bölünerek bir elmaya parça olması mümkün değil... Hem bu yüzden ayrılıkların acısı da dayanılmaz boyutlar alıyor. Çünkü bilinçaltı diğer yarısını kaybettiği inancıyla yaşadığı hayal kırıklığını ikiye, üçe katlayarak ıstırap deneyimini büyütüyor. “Biz bir elmanın iki yansıyız” inancıyla ilişkiye sarılan kişiler, ayrılıklarda hüsrandan ziyade eksilme duygusu yaşıyorlar. Doğal olarak ilişki içinde de kaçınılmaz şekilde şiddetli bir kaybetme korkusuna maruz kalıyorlar.
Biz Bir Elmanın İki Yarısı Değiliz, Yan Yana Duran İki Ayrı Elmayız
İki ayrı insanın, ortadan bölünerek bir elmaya parça olması mümkün değil… Hem bu yüzden ayrılıkların acısı da dayanılmaz boyutlara alıyor. Çünkü bilinçaltı diğer yarısını kaybettiği inancıyla yaşadığı hayal kırıklığını ikiye üçe katlayarak ısdırap deneyimini büyütüyor. “Biz bir elmanın iki yarısıyız“ inancı ile ilişkiye sarılan kişiler, ayrılıklarda hüsrandan ziyade eksilme duygusu yaşıyorlar. Doğal olarak ilişki içinde de kaçınılmaz şekilde şiddetli bir kaybetme korkusuna maruz kalıyorlar. Kaybetme korkusu, hem hayatı hem ilişkileri yıpratan sahte duygulardan biridir.
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.