Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Bir hayat nedir?
l Ayfer Tunç'un kalemi. Ayfer Tunç'un kelimeleri. Ayfer Tunç'un insanları. Ayfer Tunç'un dünyası. Hayranlık, hüzün ve tatmin. Ne mutlu ki yollarımız kesişmiş, bir yazar ve okur olarak. Bir olay yaşandığı zaman olayı tek taraftan değil de iki tarafın da penceresinden görmek isteriz ya, işte Suzan Defter okura tam olarak bunu
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
1210 syf.
·
Puan vermedi
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :) Durun!! Durun!! Kalkmış olamaz tren… Anlatacağım neden geç kaldığımı.. Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi.. ... Trene bindim, Ülkeme
Bir Yazarın Günlüğü
Bir Yazarın GünlüğüFyodor Dostoyevski · Yapı Kredi Yayınları · 2005476 okunma
Reklam
142 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
87 günde okudu
Bana göre hayat birçok merdivenden oluşan bir yapıdır. Kimileri çıkar bu merdivenleri, kimileri paldır küldür aşağı yuvarlanır. Biz insanlar bu merdivenleri çıkanlara hayranlıkla bakarız her defasında. Peki hiç düşünüyor muyuz merdivenlerden aşağı yuvarlanan insanları? Merdivenlerden tırmananlar aşağı yuvarlanan bahtsız insanlara yardım ediyor mu?
Eroin Güncesi
Eroin GüncesiKanat Güner · Stüdyo İmge · 20011,400 okunma
417 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Bir kadının aşkı için kültürünü bilmediği bir kişi ile evlenmesinden mi başlayayim, evlendikten sonra reva görülen hayatına mı? Uğradığı iftiralar yüzünden öldürür gibi dövülmesinden mi başlayayım yoksa annesinin sözünden çıkmayıp bir evde kadını değersizlestiren kocadan mı? Bir erkeğin nasıl beyhude değiştiğinden mi başlayayım yoksa evli olduğu
Kavuşma - Piruze ve Oğulları
Kavuşma - Piruze ve OğullarıSinan Akyüz · Alfa Yayıncılık · 20204,421 okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
ANNE FRANK 'IN HATIRA DEFTERİ... On üç yaşında küçük bir kızın kaleminden Nazi Almanların Yahudilere yaptığı katliamları , Yahudilerin yaşadığı çaresizliği ve ölmekten kaçmak için bir deponun arka bölümünden iki yıl saklanan sekiz kişinin yaşadığı dramı günlüğüne yazarak okuyucuya aktarıyor küçük yazar ama yaptığı betimlemelerle , kurduğu samimi cümleler, dönemin siyasi ve toplumsal yapısı hakkında bilgi vermesiyle adeta devleşen yazar iyi ki o günlerde günlük tuttun ve iyi ki biz de senin o dönemde aklından ve kalbinden geçenlere misafir olduk. (tabii bunlar keşke hiç yaşanmasaydı ve sen de her çocuk gibi gençliğini dışarıda güzel bir şekilde yaşasaydın ve günlüğüne çok daha güzel cümleler yazsaydın ) okurken içimin acıdığı çok cümle gelip geçti ama öyle cümle var ki beni benden aldı : Bir gün ben de iz bırakacak büyük yazılar yazabilecek miyim ? Bir gazeteci ve yazar olabilecek miyim ?(Sayfa 270) demiştin ya ANNE FRANK sen çok güçlü bir yazar oldun ve yazdığınla okuyan herkesin gönlünde taht kurdun tabii büyük bir yazar olduğunu görmedin çünkü toplama kampında 15 yaşında hayata veda ettin birileri yaşamını elinden aldı ... Evet , ANNE FRANK 'ın deyimiyle " Arka Evdekiler " yapılan ihbar üzerine yakalanıp farklı toplama kamplarına gönderildiler. ANNE FRANK' ın babası dışındaki sekiz kişi hayatını kaybetti. ANNE FRANK 'IN günlüğü babasının isteği üzerine kitaplaştı. Kalpte hüzün bırakan bir kitap oldu benim için...
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Epsilon Yayınevi · 20227,6bin okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
·
78 günde okudu
Lüzumsuz... Lüzumsuz olduğunu bilen, varlığının önemsizliğinden haberdar olan Çulkaturin'in günlüğünde; kaybolmuşluğun içine damıtılmış melankolik bir karanlığın belirsizliğinde, hiçliğin içine gömülmüş bir lüzumsuzluğun hikayesini dinleyeceksiniz. Bırak bu laf cambazlığını da neden okuyayım bu kitabı onu söyle? Tamam sakin. Anlatıyorum. Sanırım şöyle bir alıntı sizin bu kitabı neden okuyacağınız üzerine bir fikir oluşturacaktır. "Hayatım birçok açıdan diğer insanlardan çok da farklı değildi. Baba evi, üniversite, devlet dairelerinde küçük memuriyetler, emeklilik, küçük arkadaş çevreleri, namuslu bir yoksulluk, makul zevkler, iddiasız uğraşılar, ölçülü arzular... Lütfen söyleyin, bunlara yabancı olan var mı?" Turgenyevin özentilikten uzak, orijinal bir yalınlıkla kendine özgü kalemiyle betimlediği tekniğine yine hayran kaldım. Okuyucuyu etkileme kaygısı taşımadan olanı olduğu gibi söylemesi ise beni daha çok etkiledi. Turgenyev'in sesi öyle samimi ki; denizin karşısında sizinle birlikte oturan bir adamın şikayetsiz efkarı kulağınıza çarpıyor gibi hissediyorsunuz. Güneşin batışını birlikte seyretmeye daldığınızda ise; karanlık her çöktüğünde hüzünlü bir adamın, içinizi saracak olan o melankoli kokusunu sesinde hissederek dinlemeye koyulacaksınız. Bu ses bir kemanın sesi gibi hep hüzünlüdür. Güneşin batışıyla etrafa çöken karanlık arttıkça, hikayede yükselen hüzün de içinizi karartacak. Hüzünlü okumalar dilerim.
Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü
Lüzumsuz Bir Adamın GünlüğüIvan Turgenyev · Notos Kitap · 2013777 okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
Şimdi nasıl anlatılır ki bu eser.. Dilim dönmüyor, kelimelerim de kırık dökük. Kente belgesel çekimi için gelen bir ekibin kameramanının bakış açısıyla dolaşıyoruz biz de kenti. Daha çok günlüğü gibi olmuş. Zahiri ve batıni dünyası. Zahirde gördüğü: uğultu, yüz, gölge, sözcük, nesne, insan, şehir, cadde sair.. Ne çok ses var, ne çok harf, hece
Cam ve Elmas
Cam ve ElmasSadık Yalsızuçanlar · Timaş Yayınları · 2006186 okunma
248 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"Yıllar yılı aynı kitabı okudu durdu Adı Acılar bilgisi Acılar bilgisi Acılar bilgisi Acılar bilgisi" 1949 yılında Ankara'da doğar. Tıp fakültesini bitirip doktor olur. Sade ve hüzün kokan yüzlerce şiir yazar. Bir kaç şiiri, Ezginin Günlüğü grubu tarafından bestelenir. 1987 de Abdi İpekçi Barış Ödülünü alır. "Sen bu şiiri
Düello
DüelloBehçet Aysan · Kırmızı Kedi Yayınları · 2014670 okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
" Her yeni aşk, her yeni hüzün, her yeni bahar, her yeni heyecanda canlanır içimizdeki Attila İlhan; o bizim şair tarafımızdır..." Yazıldığı dönemin, isyanı ve sesi olmuştur bu kitabın içindeki şiirler...
Tutuklunun Günlüğü
Tutuklunun GünlüğüAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017799 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitap bittikten sonra içime oturan hüzün ve böyle bir kitap okuduğum için oluşan o mutluluk. Öncelikle bu kitabı bana hediye eden canım arkadaşıma teşekkür ediyorum.
yağmur
yağmur
♡ Kitap iki kişinin günlüklerinden oluşuyor. Sol kısım Ekmel Bey'in sağ kısım Derya'nın günlüğü. Derya ve Ekmel Bey'in benzer sebeplerle tanışmaları ve anlaşmalı arkadaşlıkları sonucu birbirlerine kendi hayatlarından hikayeler sunuyorlar. Ve her ikisininde olayları farklı şekilde yansıtması kitabı daha çekici yapıyor. İlk başlarda oturtamıyorsunuz. Suzan kim diye düşünüyorsunuz. Ama kitabın sonlarına doğru karakterleri tam olarak çözüyorsunuz. Bence kesinlikle okumaya değer, sıkmayan, kahvenizi yudumlarken keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. 《 Kitapları sevmeye teşvik eden bir kitap daha. 》 ● ● "Ağladığını hissettirmemek çok zordur," dedi, "gözlerinden yaş akar, burnunu çekmemek için ağzından soluk alırsın. Verdiğin sıcak soluk yüzünü sızlatırken, aldığın soğuk soluk boğazından geçer, kalbine iner. Omuzlarının titrediği hissedilmesin diye kaskatı kesilirsin. Ağladığını duyurmamak çok yorar insanı."
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
Reklam
150 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Sevinç Çokum okumalarımı Rozalya Ana ile tamamladım. Türk Edebiyatının son dönem yaşayan en büyük kalemlerinden biri sevgili Çokum. Bu öykü kitabı ise onunla tanışmak istiyorsanız ilk seçiminiz olabilir.Kısa, samimi bir üslup tanışma kitabı olarak yerinde bir tercih olabilir. Ben ilk olarak Lacivert Taşı kitabını okumuştum. Bu kitapta toplam 10
Rozalya Ana
Rozalya AnaSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2019157 okunma
231 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Herkese merhaba! Bu defa şans eseri elime geçen bir kitap ile geldim. Ve ne tesadüftür ki, kitap aylar önce okuyup paylaştığım Murasaki Shikibu'nun Günlüğü ile aynı dönemi anlatıyor, yani Heian Dönemini. Heian Dönemi, Japon edebiyatının dönüm noktalarından biri olarak görülüyor. Kapalı saray hayatı ve kültürü içerisinde kadınların edebiyata ve
Başucu Oğlanı
Başucu OğlanıAlison Fell · Ayrıntı Yayınları · 200024 okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Az çok biliyorsunuz artık hüzünlü kitapları ne kadar çok istesemde anlatamıyorum.Sanki ben üzüldüm siz üzülmeyin demek gibi bir şey bu benim için. Lakin #sevgilerlefusun kitabından özellikle bahsetmek istiyorum. Öncelikle sizlere biraz kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Esas kızımız tutucu bir ailenin, yanlış adama sevdalanmış gencecik kızı Füsun. Ailesinin baskısı sebebiyle hayatı tek düze yaşarken birgün tesadüfi bir şekilde denk geldiği Bay R 'ye delice bir sevdaya tutulur ve üniversiteyi kazanınca bu adamla birlikte yaşamaya başlar. İkilinin arasındaki tek sorun yaş farkı değildir. Ayrıca Bay R 'nin gönlü başkasındadır. Peki ya sonra? İşte o kısımlar tamamen hüzün yağmurları... Hepimizin bir günlük yazma geçmişi elbetteki vardır. Bu kitapta Füsun 'nun günlüğü ile paylaşımları aktarılmış. Yaşadıkları, delice sevdası, tercihleri ve en acı sonuçları. Okudukça hüzünlendim. Okudukça bir kız evladının bunu kendine reva görmesine kızdım. Okudukça tercihlerine yön verecek düzgün bir büyüğü olmamasına üzüldüm. Kısacası baştan sona ben bu kitapta hayata küstüm. 'Dünyada ki en güzel duygunun sevda olması gerekirken, içinde bu kadar acı olması neden?' deyip durdum kendi kendime.. Ne diyeyim okuyup bu hatalardan uzak mı kalmalı? Yoksa bu şekilde yaşayan kızları görmezden gelmeye devam eden bir toplum mu olmalı..?
Sevgilerle, Füsun
Sevgilerle, FüsunSenanur Altıok · Aspasia Yayınları · 202118 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İkinci dünya savaşı Hitler iktidarı dönemine ait sistematik bir şekilde yapılan Yahudi Soykırımı hakkında bir çok kitap ve film izledik. Bu kitabı diğerlerinden ayıran özellik ise kitabın yazarının edebiyatçı yada gazeteci olmayıp o dönemi büyük zorluklarla atlatıp, ölümden birkaç kez mucizevi tesadüflerle sağ kalmayı başarmış olan Polonya radyosunun piyanisti Wladyslaw Szpilman’ın otobiyografik bir eseri olması. Kitapta; Piyanistimiz bu satırları yazarken; kaybettiği ailesinin yasından, yaşadıklarının şokundan hala kurtulamamış gibi, bütün bu tanık olduğu ve yaşadığı; vahşeti, sefilliği, inanılmaz işkence ve katliamı yalın düz bir dille bize aktarmış. Ama bu anlatım kitaptaki ırkçılığın, soykırımın, katliamın, acımasızlığın savaşın getirdiği açlığın, hastalığın, sefaletin yüzünüze çarpmasına, tüylerinizin diken diken olmasına engel olmuyor. Kitabın son ek kısmında kahramanımıza yardım eden Alman yüzbaşı Hosenfeld’in oldukça etkilendiğim günlüğü yayınlanmış. “Almanya’da demokratik temsilin ortadan kaldırılmasından rahatsız olmadık, …….. Ülkülerinizi terk ederseniz bunun cezasını ödersiniz, işte şimdi bunun sonuçlarına katlanmak zorundayız.” Bu dünya tarihinin en bilinen insanlık suçunun anlatıldığı, öfke ve hüzün duygularıyla okuduğum kitabı etkilenerek okudum. Mutlaka hem kitabını hem filmini okumanızı tavsiye ediyorum. “Yüzyıllar içinde insanlığın katettiği ilerleme çöpe atılacak, yeniden Orta Çağ’a dönülecekti.”
Piyanist
PiyanistWladyslaw Szpilman · Koridor Yayıncılık · 2021934 okunma
·
Puan vermedi
Hayat, birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısadır... Mart bitmeden bu kitabın yorumunu paylaşabilmenin mutluluğunu yaşıyorum. ‍️ Ah bu kitap nasıl toz pembe nasıl tatlı bir kitaptı. Kurgusuyla ve anlatımıyla insana bir huzur veriyor. Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı Mart Menekşeleri. Sarah Jio'nun dili sıcacık, oldukça samimi. Yazarın kitaplarında olumsuz bulduğum tek özellik ise yazarın kitaplarının genel hatlarıyla birbirine benzemesi. Ama ben yazarı çok sevdiğim için takmıyorum bu detayı. Kitapta gereksiz betimlemeler, boğucu detaylar yok. Biraz hüzün, biraz mutluluk, biraz acı ve bolca aşk. Sarah Jio, her romanını ayrı bir keyifle okuduğum bir yazar. Mart Menekşeleri romanı da okura birçok duyguyu bir arada yaşatan bir kitap. Okuduğum sürece şaşkınlığımı bastıramadım. Kitabı kapatınca karekterler hep aklımda hareket halindeydi. Ah canım Esther ve Elliot.. Hâlâ sizin bu sonu haketmediğinizi düşünüyorum. Kısaca konusundan bahsedecek olursam; New York'ta bir yazar olan Emily, biten evliliginin ardından Brainbridge Adası'na kafa dinlemek için gidiyor. Yengesi Bee ona kalacağı odayı hazırlıyor. Hikaye Emily' nin kırmızı kapaklı günlüğü bulmasıyla başlıyor.
Mart Menekşeleri
Mart MenekşeleriSarah Jio · Pena Yayınları · 201722,4bin okunma
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.