Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
Hz. Ali (K.V.) buyurur ki: «Her sesi duyacak kadar işitmesi geniş olan Allah (C.C)\'a yemin ederek söylüyorum ki, başkasının kalbine sevinç salan kimse hesabına, Allah (C.C) o sevinçten bir lütuf yaratır. Adamın kalbine sıkıntı girince bu lütuf su gibi sızarak onun kalbine girer ve yabancı deve kovar gibi kalbindeki sikintıyı kovar.
Reklam
Hz . Ali [k.v] şöyle der:
"Gözler şeytanın tuzaklarıdır. Göz, organların en süratli etki edeni ve en fazla zarar verenidir. Kim bütün organlarını Allah'a taat yoluna tâbi kılarsa, bütün arzularına ulaşır. Kim de organlarını dünyevi lezzetlere ulaşma uğrunda nefsine tâbi kılarsa, bütün amellerini boşa çıkarmış olur."
Hz. Ali (k.v)'den rivâyet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor; "İnsanlar fakirlerini horladıkları, dünyayı imar etmeye karşı düşkünlük gösterdikleri ve altın para biriktirmek üzere paralarına da kıyasıya yarıştıkları zaman Allah onlara dört belâ indirir; 1- Kıtlık, 2- Devlet başkanının zulmü, 3- Devlet memurlarının hıyaneti, 4- Düşmanların heybeti.
Hz. Muhammed (s.a.v.) dedi ki : Ben ilmin şehriyim, Hz. Ali(k.v.) ise kapısıdır.
Hz. Ali (k.v.) oğlu Hz. Hasan ’a (r.a.) vasiyeti esnasında şöyle dedi: “Gençlerin kalbi, boş bir araziye benzer, ona ne verilirse kabul eder. Öyleyse kalbin katılaşmadan ve seni başka şeylerle meşgul etmeden bir an önce edeplen.”
Reklam
Fahr-i Kainat efendimiz Hz. Ali (k.v.)'ye: Ey Ali! Birisine iyilik etsen fakat o sana kötülük etse ne yaparsın? Ey Allah'ın Resûlü, iyilik ederim Ya tekrar kötülük etse. Yine iyilik ederim. Resûlullah (s.a.v.) bu soruyu birbiri arkasına yedi defa tekrarladı. Hz. Ali (k.v.): Ey Allah'ın Resûlü!.. Allah (c.c.) hakkı için bin yıl ömrüm olsa o kimseye her gün iyilik ederim.
Biraz uzun ama okuyunuz!!
Sahih rivayetle gelmiştir ki Hz. Ali (k.v.c.) peygamberler sultanı Hz. Muhammed Mustafa'ya gelerek Ona gerçek bir istekle mürid olmak, tasavvuf ilmini öğrenmek ve marifetullahı ikmål etmek için, Ondan kendisini irşad etmesini taleb eder ve "Ey Allah'ın resûlü! Allah'ın zát ve sıfatlarına vuslat ve marifeti tamamlamak için bana Allah'ın yollarından bir yol göster ki o yol Allah'a giden yolların en yakını, en faziletlisi ve doğrusu ve Allah yoluna sülük etmeyi talep edenler için en kolay yol olsun." der. Hz. Peygamber de "Ey Ali! Eğer bahsettiğin o yolu istersen, Be- nim peygamberliğimin üzerine kurulduğu şeyle amel er- mek senin görevin olsun. "buyurdular. Hz. Ali o şeyin hål ve hakikatinin ne olduğunu sorarak "Ya Resûlallah! Si- zin buyurduğunuz o şey nedir ki, Siz onunla peygamber- liğe erdiniz?" dedi. Hz. Peygamber "Benim sana bahsetti- ğim şey, başka hål ve düşünceleri terk edip onları gönülden kovarak, gönülden ve candan, sadakat ve gönül neşesi ile Allah'ı zikretmektir." buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ali en faziletli zikrin hangisi olduğunu sordu ve "Ey Allah'ın resûlü! Allah'ı zikretmek bu bahsettiğiniz biçimde midir? Çünkü herkes Allah'ı zikrediyor." dedi. Hz. Peygamber de Allah'ı zikretmenin fazîleti konusunda daha çok açık- lama yapmak ve anlayışı yükseltmek kastı ile "Ey Ali! Allah'ı zikretmenin ümmetime o kadar büyük faydası var- dır ki yeryüzünde Allah'ı zikreden bir mü'min bulunduğu müddetçe kıyamet kopmaz." dediler.
İMAM ALİ ve KUR'AN
Kur'an'ı Kerim'in toparlanıp kitap haline getirilmesi ilk kez İmam Ali tarafından gerçekleştirilmiştir. İlk kez 3. Halife tarafından toplandığı bilgisi yanlıştır. Hz. Muhammed (s.a.v) hastalığı şiddetlendiği zaman İmam Ali'ye Kur'an'ı toparlamasını söylemişti. İmam eve kapanmış ve toparlayana dek evinden çıkmamıştı. Bittiğinde Halife Ebubekir'in bulunduğu yere getirmiş ve cemaatin önünde ona sunmuştu. O sırada orada bulunan Ömer b. Hattab "Bizde de aynısı var, buna ihtiyacımız yok" diyerek imamın getirmiş olduğu Kur'an'ı reddetmiş O da Kur'an'ı Kerim'i alıp geri götürmüştü. Daha sonra Ebubekir döneminde toparlama teşebbüsünde bulunulmuşsa da başarılamamıştı. Son olarak 3. Halife Osman döneminde Kur'an bugünkü haline getirilmiş ve İmam Ali'nin elindeki nûsha hariç kalanların tamamı yok edilmiştir. Tercüme: "Kur'an peygamber zamanında sahifelerde ve erkeklerin kalplerinde (ezberinde) dağınık bir halde idi. Peygamber vefat eder etmez Ali (k.v) evinden çıkmadı ve iniş sırasına göre Kur'an'ı bir araya getirdi." * Hadisin geçtiği Sünni kaynaklar: Kelbi, et-Teshil li-Ulûmi't-Tenzil c:1 s:12/ El-itkân, Suyûti, c:1,s:204; Tabakâtu'l-Kübra,İbn-i Sa'd,c:2,s:101
Sayfa 47
Fetih kitaplarında ve pek çok kaynakta adaleti misal teşkil eden Hz. Ömer'in (r.a.) yönetim anlayışı ve âlim bir halife olan Hz. Ali'nin (k.v.), Mısır valisi Mâlik el-Eşter'e yazdığı mektup, İslâm siyasî tarihinin ve nasihatnamelerinin temellerini oluşturmuştur.
Reklam
HZ. ALİ (K.V.)'NİN CEVABI
Bir gün müminlerin emiri Hz. Ali'nin (k.v.) önüne küstah ve edepsiz biri çıkıp: - Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in (r.anhüma) hilafeti zamanında fitne ve kavga, düşmanlık ve kin yoktu. Senin ve Hz. Osman'ın halifeliği zamanında ise kargaşa ve huzursuzluk hiç eksik olmuyor. Neden böyle? diye sordu. Hz. Ali (k.v.) şu cevabı verdi: - Çünkü ben ve Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e yardım ediyorduk, sen ve senin gibiler de bana ve Hz. Osman'a yardım ediyor.
Buradan da çok fitne çıkartılabilir
Hz. Ali (k.v.) “Eğer ben, hazreti peygamberin (s.a.s.) ağzından duyduğum sırları size söylesem, siz, “Ali yalancıdır. Bunu kim duydu ki” dersiniz”.
Milyonlarca salat ve selam; İnsanların efendisi, peygamberlerin sonuncusu,seçkinlerin önderi, ilahi sırların emini ve ilahi huzurun perdesini açan Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) pak ve nurlu türbesine ve İslam milletinin divanını kuran,şeriat kanunlarını beyan eden ashabına,ehli beytine ve bilhassa yüce K Kadir sahipleri Hz.Ebubekir Hz.Ömer Hz.Osman ve Hz Ali'yi olsun.
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.