Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz. Ali (K.V.) buyurur ki: «Her sesi duyacak kadar işitmesi geniş olan Allah (C.C)\'a yemin ederek söylüyorum ki, başkasının kalbine sevinç salan kimse hesabına, Allah (C.C) o sevinçten bir lütuf yaratır. Adamın kalbine sıkıntı girince bu lütuf su gibi sızarak onun kalbine girer ve yabancı deve kovar gibi kalbindeki sikintıyı kovar.
O, ehli beyttendir. Efendimiz'in (s.a.v.) amcazâdesi, ilmin kapısı Hz. Ali'nin (k.v.) abisidir. O, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ifadesi ile Efendimiz'e hilkâten ve ahlâken en fazla benzeyendir. O, muhtaçları ve fakirleri daima gözettiğinden dolayı cömertliğiyle nam salmış ebe'l-mesâkîndir (miskinlerin babası). O, Habeşistan kafilesinin sözcüsüdür. O, hem Habeşistan'a hicret ettiği, hem de buradan baba yurdu Mekke-i Mükerreme'ye değil, doğrudan Medine-i Münevvere'ye geldiği için zü'l-hicreteyndir...
Enes

Enes

@enesbir
·
06 Nisan 23:19
2 Koldan 2 Kanada:Cafer bin Ebu Talib'in(r.a) Huzurunda
Esselâmü aleyke yâ seyyidî Cafer ebni Ebî Tâlibîn Esselâmü aleyke yâ Caferet-Tayyar Esselâmü aleyke yâ eba'l-mesâkîn Esselâmü aleyke yâ ehle beyt-i Resûlillah Esselâmü aleyke yâ kâide maʻreketi Mûte
Reklam
Hz . Ali [k.v] şöyle der:
"Gözler şeytanın tuzaklarıdır. Göz, organların en süratli etki edeni ve en fazla zarar verenidir. Kim bütün organlarını Allah'a taat yoluna tâbi kılarsa, bütün arzularına ulaşır. Kim de organlarını dünyevi lezzetlere ulaşma uğrunda nefsine tâbi kılarsa, bütün amellerini boşa çıkarmış olur."
Faiz Yemek Ve Günahı
Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Miraca çıkarıldığım gece, tepemde; yedinci kat gökte şimşekler, yıldırımlar, gök gürültüleri işittim. Oraya baktığımda karınları ellerinde bazı kimseleri gördüm. Karınlarında, dışardan bakıldığında da görülebilen yılanlar vardı. Ey Cebrail! Bunlar da kim böyle? diye sordum. Onlar faiz yiyenlerdir, dedi." Atâ el-Horasânî'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Selâm (r.a) şöyle demiştir: Faiz yetmiş iki günahı içinde barındırır. Allah (c.c) kıyamet günü iyi veya kötü herkese kıyam etme müsaadesi verir, ancak faiz yiyene bu müsaadeyi vermez. Çünkü o her kalkmaya çalıştığında şeytan çarpmış gibi yere düşüverir. Hz. Ali'nin (r.a) dediğine göre; Resûlullah (s.a.v) şu yedi kişiye lânet etmiştir: "Faiz alana, faizi verene, faize şahitlikte bulunana, faiz alımı için katiplikte bulunana, dövme yapana ve yaptırana, hülleciye ve hülle yaptırang, zekatını vermeyene"
Tenbihü'l Gâfilîn
Tenbihü'l Gâfilîn
Babasıyla pek muhabbeti olmayan hatırladığım kadarıyla 3 kitap okudum. İkisini hâlâ okuyorum. Tamam babalar sevgilerini anne kadar aşikâr gösteremez hatta gizliden gizliye evladına bir şey olsa ciddi ciddi ruhsal havale geçirir - ki babamdan, dedelerimden şahidim - ama okuduğum ve okumakta olduğum 3 kitapta babalarına karşı aşılmaz bir set çeviren karakterler var. Ben şahsen babama sevdalı ve gurur duyan biriyim. Ben misal roman yazsam okuyan der "ulan kafan mı güzel hep babanı abartmışsın" diye. Lakin günlük hayatta ailesinden bahseden olduğunda da felâket uykum geliyor. Psikolog değilim ki ben. Mesela
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı Tut
kitabında babasından yıllarca eziyet gören annesine aşık müptezel sarhoş kim varsa hayatını karartıyor. Bunun aksine yeni aklıma geldi
Son Timurlu
Son Timurlu
kitabında neredeyse kitabın yarısında babasından gurur duyanlar var. Rus klasiklerinin bir kısmında da böyle. Babanın şefkati abartılır. Sanki dersin babası peygamber soyundan geliyor. Misal Ehlibeyt açısından bakınca peygamberimiz (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s), Hz. Ali (a.s) vs. çocuklarının gözünde dehşet bir şeydir. Baba değil sanki Allah'ın bir lütfu. Sonra şuan okuduklarımdan
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)
ve
Komedi Komedi Komedi Dram
Komedi Komedi Komedi Dram
kitabında babaya karşı çekilmiş bir set var. Hadi
Komedi Komedi Komedi Dram
Komedi Komedi Komedi Dram
kitabında bazen babasını övüyor yazar ama herkes baba olacak. Baba bence okunması gereken bir kitaptır.
Hz. Ali (k.v)'den rivâyet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor; "İnsanlar fakirlerini horladıkları, dünyayı imar etmeye karşı düşkünlük gösterdikleri ve altın para biriktirmek üzere paralarına da kıyasıya yarıştıkları zaman Allah onlara dört belâ indirir; 1- Kıtlık, 2- Devlet başkanının zulmü, 3- Devlet memurlarının hıyaneti, 4- Düşmanların heybeti.
Reklam
Hz. Muhammed (s.a.v.) dedi ki : Ben ilmin şehriyim, Hz. Ali(k.v.) ise kapısıdır.
*RAMAZAN AYINDA 30 GÜN YASİN OKUMA NİYETLERİ* *1*. Gün, Allah rızasına ermek niyetiyle okunur. *2*. Gün, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)için okunur. *3*. Gün, Hz.Adem’in (a.s) ruhu için okunur. *4*. Gün, Hz.Havva validemizin ruhu için, *5*. Gün, Hz.Ebu Bekrin (r.a) ruhu için, *6*. Gün, Hz.Ömer’in (r.a) ruhu için, *7*. Gün, Hz.Osman ruhu
Hz. Ali (k.v.) oğlu Hz. Hasan ’a (r.a.) vasiyeti esnasında şöyle dedi: “Gençlerin kalbi, boş bir araziye benzer, ona ne verilirse kabul eder. Öyleyse kalbin katılaşmadan ve seni başka şeylerle meşgul etmeden bir an önce edeplen.”
Fahr-i Kainat efendimiz Hz. Ali (k.v.)'ye: Ey Ali! Birisine iyilik etsen fakat o sana kötülük etse ne yaparsın? Ey Allah'ın Resûlü, iyilik ederim Ya tekrar kötülük etse. Yine iyilik ederim. Resûlullah (s.a.v.) bu soruyu birbiri arkasına yedi defa tekrarladı. Hz. Ali (k.v.): Ey Allah'ın Resûlü!.. Allah (c.c.) hakkı için bin yıl ömrüm olsa o kimseye her gün iyilik ederim.
Reklam
Biraz uzun ama okuyunuz!!
Sahih rivayetle gelmiştir ki Hz. Ali (k.v.c.) peygamberler sultanı Hz. Muhammed Mustafa'ya gelerek Ona gerçek bir istekle mürid olmak, tasavvuf ilmini öğrenmek ve marifetullahı ikmål etmek için, Ondan kendisini irşad etmesini taleb eder ve "Ey Allah'ın resûlü! Allah'ın zát ve sıfatlarına vuslat ve marifeti tamamlamak için bana Allah'ın yollarından bir yol göster ki o yol Allah'a giden yolların en yakını, en faziletlisi ve doğrusu ve Allah yoluna sülük etmeyi talep edenler için en kolay yol olsun." der. Hz. Peygamber de "Ey Ali! Eğer bahsettiğin o yolu istersen, Be- nim peygamberliğimin üzerine kurulduğu şeyle amel er- mek senin görevin olsun. "buyurdular. Hz. Ali o şeyin hål ve hakikatinin ne olduğunu sorarak "Ya Resûlallah! Si- zin buyurduğunuz o şey nedir ki, Siz onunla peygamber- liğe erdiniz?" dedi. Hz. Peygamber "Benim sana bahsetti- ğim şey, başka hål ve düşünceleri terk edip onları gönülden kovarak, gönülden ve candan, sadakat ve gönül neşesi ile Allah'ı zikretmektir." buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ali en faziletli zikrin hangisi olduğunu sordu ve "Ey Allah'ın resûlü! Allah'ı zikretmek bu bahsettiğiniz biçimde midir? Çünkü herkes Allah'ı zikrediyor." dedi. Hz. Peygamber de Allah'ı zikretmenin fazîleti konusunda daha çok açık- lama yapmak ve anlayışı yükseltmek kastı ile "Ey Ali! Allah'ı zikretmenin ümmetime o kadar büyük faydası var- dır ki yeryüzünde Allah'ı zikreden bir mü'min bulunduğu müddetçe kıyamet kopmaz." dediler.
İMAM ALİ ve KUR'AN
Kur'an'ı Kerim'in toparlanıp kitap haline getirilmesi ilk kez İmam Ali tarafından gerçekleştirilmiştir. İlk kez 3. Halife tarafından toplandığı bilgisi yanlıştır. Hz. Muhammed (s.a.v) hastalığı şiddetlendiği zaman İmam Ali'ye Kur'an'ı toparlamasını söylemişti. İmam eve kapanmış ve toparlayana dek evinden çıkmamıştı. Bittiğinde Halife Ebubekir'in bulunduğu yere getirmiş ve cemaatin önünde ona sunmuştu. O sırada orada bulunan Ömer b. Hattab "Bizde de aynısı var, buna ihtiyacımız yok" diyerek imamın getirmiş olduğu Kur'an'ı reddetmiş O da Kur'an'ı Kerim'i alıp geri götürmüştü. Daha sonra Ebubekir döneminde toparlama teşebbüsünde bulunulmuşsa da başarılamamıştı. Son olarak 3. Halife Osman döneminde Kur'an bugünkü haline getirilmiş ve İmam Ali'nin elindeki nûsha hariç kalanların tamamı yok edilmiştir. Tercüme: "Kur'an peygamber zamanında sahifelerde ve erkeklerin kalplerinde (ezberinde) dağınık bir halde idi. Peygamber vefat eder etmez Ali (k.v) evinden çıkmadı ve iniş sırasına göre Kur'an'ı bir araya getirdi." * Hadisin geçtiği Sünni kaynaklar: Kelbi, et-Teshil li-Ulûmi't-Tenzil c:1 s:12/ El-itkân, Suyûti, c:1,s:204; Tabakâtu'l-Kübra,İbn-i Sa'd,c:2,s:101
Sayfa 47
Fetih kitaplarında ve pek çok kaynakta adaleti misal teşkil eden Hz. Ömer'in (r.a.) yönetim anlayışı ve âlim bir halife olan Hz. Ali'nin (k.v.), Mısır valisi Mâlik el-Eşter'e yazdığı mektup, İslâm siyasî tarihinin ve nasihatnamelerinin temellerini oluşturmuştur.
HZ. ALİ (K.V.)'NİN CEVABI
Bir gün müminlerin emiri Hz. Ali'nin (k.v.) önüne küstah ve edepsiz biri çıkıp: - Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in (r.anhüma) hilafeti zamanında fitne ve kavga, düşmanlık ve kin yoktu. Senin ve Hz. Osman'ın halifeliği zamanında ise kargaşa ve huzursuzluk hiç eksik olmuyor. Neden böyle? diye sordu. Hz. Ali (k.v.) şu cevabı verdi: - Çünkü ben ve Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e yardım ediyorduk, sen ve senin gibiler de bana ve Hz. Osman'a yardım ediyor.
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.