Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
• (..)Hz. Ali(r.a), ikindi vakti San'a'nın büyük meydanında halka namaz kıldırdığında arkasında tek bir saf vardı(…) • “Hıms mescidine girdim. Baktım ki Resulullah(s.a.v) ashâbından 32 kişinin yer aldığı bir halka!..”
Mu'âz b. Cebel (r.a) ve İctihad Hadisi
Mu'âz b. Cebel (r.a) ve İctihad Hadisi
Ebubekir Sifil
Ebubekir Sifil
Yukarıda geçen rivayetleri okudukça şaşırıyorum. Sayılara bakar mısınız? Bugün her birimizin rehberinde, sosyal mecrasında dahi belki çok daha fazla insan var. Fakat bir sohbet meclisi oluşsa ve sadece 3 kişi gelse bu durumdan asla memnun olmayız. Ne kadar belli oluyor değil mi o zamanların gayesi sadece ihlas ile Allah rızasıydı, sayılar önemsizdi. Bugünün gayesi riya ile insanların teveccühü, makam, şöhret…
O, ehli beyttendir. Efendimiz'in (s.a.v.) amcazâdesi, ilmin kapısı Hz. Ali'nin (k.v.) abisidir. O, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) ifadesi ile Efendimiz'e hilkâten ve ahlâken en fazla benzeyendir. O, muhtaçları ve fakirleri daima gözettiğinden dolayı cömertliğiyle nam salmış ebe'l-mesâkîndir (miskinlerin babası). O, Habeşistan kafilesinin sözcüsüdür. O, hem Habeşistan'a hicret ettiği, hem de buradan baba yurdu Mekke-i Mükerreme'ye değil, doğrudan Medine-i Münevvere'ye geldiği için zü'l-hicreteyndir...
Enes

Enes

@enesbir
·
06 Nisan 23:19
2 Koldan 2 Kanada:Cafer bin Ebu Talib'in(r.a) Huzurunda
Esselâmü aleyke yâ seyyidî Cafer ebni Ebî Tâlibîn Esselâmü aleyke yâ Caferet-Tayyar Esselâmü aleyke yâ eba'l-mesâkîn Esselâmü aleyke yâ ehle beyt-i Resûlillah Esselâmü aleyke yâ kâide maʻreketi Mûte
Reklam
Faiz Yemek Ve Günahı
Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Miraca çıkarıldığım gece, tepemde; yedinci kat gökte şimşekler, yıldırımlar, gök gürültüleri işittim. Oraya baktığımda karınları ellerinde bazı kimseleri gördüm. Karınlarında, dışardan bakıldığında da görülebilen yılanlar vardı. Ey Cebrail! Bunlar da kim böyle? diye sordum. Onlar faiz yiyenlerdir, dedi." Atâ el-Horasânî'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Selâm (r.a) şöyle demiştir: Faiz yetmiş iki günahı içinde barındırır. Allah (c.c) kıyamet günü iyi veya kötü herkese kıyam etme müsaadesi verir, ancak faiz yiyene bu müsaadeyi vermez. Çünkü o her kalkmaya çalıştığında şeytan çarpmış gibi yere düşüverir. Hz. Ali'nin (r.a) dediğine göre; Resûlullah (s.a.v) şu yedi kişiye lânet etmiştir: "Faiz alana, faizi verene, faize şahitlikte bulunana, faiz alımı için katiplikte bulunana, dövme yapana ve yaptırana, hülleciye ve hülle yaptırang, zekatını vermeyene"
Tenbihü'l Gâfilîn
Tenbihü'l Gâfilîn
Babasıyla pek muhabbeti olmayan hatırladığım kadarıyla 3 kitap okudum. İkisini hâlâ okuyorum. Tamam babalar sevgilerini anne kadar aşikâr gösteremez hatta gizliden gizliye evladına bir şey olsa ciddi ciddi ruhsal havale geçirir - ki babamdan, dedelerimden şahidim - ama okuduğum ve okumakta olduğum 3 kitapta babalarına karşı aşılmaz bir set çeviren karakterler var. Ben şahsen babama sevdalı ve gurur duyan biriyim. Ben misal roman yazsam okuyan der "ulan kafan mı güzel hep babanı abartmışsın" diye. Lakin günlük hayatta ailesinden bahseden olduğunda da felâket uykum geliyor. Psikolog değilim ki ben. Mesela
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı Tut
kitabında babasından yıllarca eziyet gören annesine aşık müptezel sarhoş kim varsa hayatını karartıyor. Bunun aksine yeni aklıma geldi
Son Timurlu
Son Timurlu
kitabında neredeyse kitabın yarısında babasından gurur duyanlar var. Rus klasiklerinin bir kısmında da böyle. Babanın şefkati abartılır. Sanki dersin babası peygamber soyundan geliyor. Misal Ehlibeyt açısından bakınca peygamberimiz (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (a.s), Hz. Ali (a.s) vs. çocuklarının gözünde dehşet bir şeydir. Baba değil sanki Allah'ın bir lütfu. Sonra şuan okuduklarımdan
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)
Uçurtma Avcısı (Midi Boy)
ve
Komedi Komedi Komedi Dram
Komedi Komedi Komedi Dram
kitabında babaya karşı çekilmiş bir set var. Hadi
Komedi Komedi Komedi Dram
Komedi Komedi Komedi Dram
kitabında bazen babasını övüyor yazar ama herkes baba olacak. Baba bence okunması gereken bir kitaptır.
*RAMAZAN AYINDA 30 GÜN YASİN OKUMA NİYETLERİ* *1*. Gün, Allah rızasına ermek niyetiyle okunur. *2*. Gün, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)için okunur. *3*. Gün, Hz.Adem’in (a.s) ruhu için okunur. *4*. Gün, Hz.Havva validemizin ruhu için, *5*. Gün, Hz.Ebu Bekrin (r.a) ruhu için, *6*. Gün, Hz.Ömer’in (r.a) ruhu için, *7*. Gün, Hz.Osman ruhu
İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR OLMAZ
Herkesin kendi aydınlık ve karanlığını yaşadığı dünyamızda insanlığın ortak idealleri arasında hiç şüphesiz huzurlu ve mutlu bir hayat vardır. Düşünce insanla varolan ve gelişen bir cevher'dir. Düşünce yoluyla insanoğlu dünyayı daha iyi yaşanabilir kılmış ve toplumsal ilişkiler içinde birtakım ahlâkî yasalar geliştirerek huzur ve sükuneti
Reklam
Güzel bir kıssa
Peygamber Efendimiz (s.a.a), Hz. Ali'ye (as) sorar: "Ya Ali Allah'ı, seviyor musun? Evet ya Resûlullah. Peki, Beni seviyor musun? Evet, ya Resûlullah. Peki, eşini seviyor musun? Evet, ya Resûlullah. Peki, çocuklarını seviyor musun? Evet, ya Resûlullah. Peki, bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun (topluyorsun)? Hz. Ali (as) bu beklemediği son soru karşısında şaşırdı ve cevap veremedi. Bunu düşünmem gerek, deyip oradan ayrıldı.Hz. Ali (k.v) düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma (a.s) annemiz durumu fark edip, "Nedir bu hal, ya Ali?" der ve ekler, "Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım" der. Hz. Ali (as), Efendimizle (s.a) geçen diyalogu bir bir Hz. Fatıma'ya (as) anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali'ye der ki: "Ya Ali, babama git ve de ki, kişi Allah'ı (c.c) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi (s.a.v) kalbiyle sever, eşini nefsiyle sever, çocuklarını ise şefkatiyle sever." Hz. Ali, aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatima annemizden öğrendiklerini, Efendimize anlatır. Peygamber Efendimiz (s.a.a) cevabı alınca tebessüm eder
Gaye Rızayı İlahi
Hz. Ali (k.v.) bir düşmanı alt edip öldüreceği sırada düşman “Son arzumu dinle” demiş, o da eğilince yüzüne tükürmüştü. Hz. Ali düşmanı bırakıp ayağa kalktı, o da şaşkınlık içinde ve yerinden kalkmadan sordu: “Beni bunca eziyet ve tehlikeye katlanarak yendikten sonra niçin işimi bitirmiyor, serbest bırakıyorsun?” Hazret şu cevabı verdi: “Son ana kadar seninle savaşım Allah rızası içindi, sen yüzüme tükürünce savaşıma şahsî (nefsî) öfkem ve kinim de karıştı, seni onun için bıraktım.” Evet, Hz. Ali cihadının nefsanî tahrik sebebiyle katle dönüşmemesi için düşmanı serbest bırakmış, öfkesinin savuşmasını beklemiştir. Bu kemâli elde etmenin yolu ise ilim ve ibadettir. İslâm’ın geldiği ilk günden itibaren Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.) ve sahâbenin yaptıkları ve birinci derecede önem verdikleri iş (amel) öğretim, eğitim ve ibadetler olmuştur. Esasen İslâm devletinin kuruluş amacı da insanların hür iradeleri ile hak dine girmelerine ve Bir Allah’a kulluk etmelerine imkân sağlamak, ümmet ve insanlık hayatında hakkı ve adaleti hâkim kılmaktır. Bu sonuca bütün çeşitleriyle ibadet ederek gidilir ve gidilince de ibadete devam edilir.
Allah'ı herşeyden çok sevmek
BİR KISSA Peygamber Efendimiz (s.a.a), İmam Ali'ye (a.s) sorar: "Ya Ali! Allah'ı, seviyor musun? Evet ya Resûlullah. Peki, Beni seviyor musun? Evet, ya Resûlullah. Peki, eşini seviyor musun? Evet, ya Resûlullah. Peki, çocuklarını seviyor musun? Peki, bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun Evet, ya
Ashâb-ı Bedir: SEHL BİN HUNEYF (R. A.)
Sehl Hazretleri, Ensâr’dan ve Evs kabilesinin Benî Hanş kolundandır. Künyesi Ebû Saîd veya Ebû Abdullah’tır. İlk Müslümanlardan olup Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Uhud Gazâsı’nda, Peygamber Efendimizin etrafında kimse kalmadığı zaman, sebât ederek Efendimizi canı pahasına koruyacağına dair bîat etmiştir. Uhud’da, Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi
Reklam
HAZRET-İ ALİ’DEN (R.A.) HİKMETLER
Hz. Ali’ye (r.a) şöyle soruldu: “Gökten daha ağır, yerden daha geniş, denizden daha zengin, taştan daha sert, ateşten daha yakıcı, zemherirden daha soğuk, zehirden daha acı olan nedir?” Hz. Ali (r.a.) şöyle cevap verdi: “Doğru, dürüst kimselere iftira atmak, gökten daha ağırdır. Doğruluk, yerden daha geniştir. Kanaatkârın kalbi, denizden daha
Heyhatlar olsun..
Bir rivayete göre, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) kızı Fatima'yı Hz. Ali ile evlendirdiği zaman, Fatima'ya on sekiz akça ile bir de gelinlik elbise alıp verdi. Elbiseyi Fatima'ya giydirdiğinde Fahr-i Alem (s.a.v.) ağladı. Fatıma, babasına: -Ey baba! Niçin ağlıyorsun? diye sorunca Peygamber aleyhisselâm: - Ey kızım!.. Kıyamet günü Cenab-ı Hak- k'ın huzurunda bu on sekiz akça ile gelinlik elbisenin hesabını nasıl verirsin? buyurdular. Bunların hali böyle olunca, Bu zamanın adamları kızlarına nice paralar sarf ederler, lüzumsuz ve fuzuli eşyalar alırlar. Bunların hali Kıyamet günü nasıl olur? Cenab-ı Hakk'- in huzurunda bunların hesabını nasıl verirler? Cenab-ı Hak Ehli Beyti,Muhammed Mustafa(s.a.v.)'nın hürmetine, ümmeti Muhammedi yargılasın. Aminn🌼🌙📿
İnsanda Güzellik lisanıdır. Ravi: Hz. Ali (r.a.)
"İnsan güzel sözlerle hareketlerini süslemelidir. Zira insanın sözü faziletinin delili, hareketleri ise aklının ünvanıdır..." Hz. Ali k.v.
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.