Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Doğru ateş gülzar değil midir Hz. İbrahim'de ve kimi gülşenler külhan kesilmez mi yeri gelince? Kimi, zindan olup da gül bahçesine dönülmez mi zindan? O, Yusuf' a aydınlıktır da, karanlık dışarıda kalanın payına düşer.
Timaş
Hz. İbrahim'in ateşe atıldığını söylüyorlar, Allah (ateşe serin ol dedik) diyor sadece. Ama bakın Allah'ın anlatmadığını sanki o an oradaymış ve hatta Cebrail'i bile görüp Hz İbrahim'e ne dediğini dahi bilip söylüyorlar. Ateşin suyu ateşin içindeki odunların da balık olduğunu görüp anlatıyorlar. Allah diyemez miydi: ben o ateşi suya sonra da ateşin içindeki odunları balığa çevirip İbrahim'i kurtardın diye. Yalnız nedense bazı rivayetçiler ateşin suya dönüştüğünü görürken diğer rivayetçiler aslında ateşin Gül bahçesine döndüğünü görüyorlar. Hatta ateşin içinde peygamberin bir hafta kaldığını sonra ateş söndükten sonra çıktığını görenler var.
Reklam
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Beled Sûresi / 1.Ayet Elbet bu şehre (Kutsal Mekke’ye) yemin ederim ki! Beled Sûresi / 2.Ayet Sen bu şehirde oturacaksın. Bu âyetle Mekke’nin ileride İslâm şehri olacağının müjdesi verilmektedir. Beled Sûresi / 3.Ayet Babaya ve oğluna yemin ederim ki! Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’e. Bazı müfessirler ise bundan Hz. Âdem ve onun sâlih neslinin
Erek Dağı
Zaten tarih boyunca hep böyle olmamış mıydı? Bu mağrur insanlar, hangi peygambere, hangi âlime, hangi bilge kişiye, hemen kulak verip onu dinlediler ki? Hepsi de Adem'in çocukları olan ve böyle oldukları için tuynetleri değişmeyen bu insanlar o âlimin de sözlerini ve vermeye çalıştığı mesajını dinlemiyor, onun için, dinsizlerin vird-i zebanları, inançsızlıklarının parolası olan "mürteci" sıfatını kullanıyorlardı... Zaten tarih denen insan serüveni hep böyle akmamış mıydı? Günümüz dinsizlerinin selefleri olan Nemrutlar, Hz. İbrahim'i "mürteci" diye ateşe atmamışlar mıydı? Müstekbir kâfirler, bu yaftalarla "Ashab-ı Uhdûd'u ateş dolu hendeklerde yakmamışlar mıydı? İlâhlık taslayan Mısır Kralı Firavun, "Musa'nın, sizin dininizi değiştireceğinden (beni rab edinmeniz ilkesini kaldıracağından) korkuyorum" diyerek, Hz. Musa ve kavmini yok etmek istememiş miydi? Romalılarla birleşen/onları kandırıp iğfal eden çı- karcı Yahudiler, İsa(a.s)'ı ele verip o ağır çarmıhı sırtına vurmamışlar mıydı? Hz. Muhammed(s.a.s)'e müfsid/anarşist diyen Ebû Cehiller, Ebû Lehebler, az mı işkence ettiler Allah'ın son Peygamberine? Başlarını örtmekten başka günahları olmayan üniversiteli kızları, yakapaça üniversite kapılarından atan, onları coplamaktan utanmayan zihniyet aynı zihniyet değil midir? Akla ve imâna sırtını çevirmiş olan bu meşûm düşünce; din adına, rejim adına, kral adına devlet adına az mı insanı gönderdi darağaçlarına?
Sayfa 151Kitabı okudu
Hz. İbrahim kimdir? -Ergenlik çağına gelmeden kendisine fikri olgunluk verilmiştir. ( Enbiya 51) -Kendisine suhuf verilmiştir. (A'la 19) -Hanif dininin temsilcisidir. Kendinden sonra tevhid inancını sürdüren bütün dönemlerdeki müntesiplerine -İbrahim milleti- denir. (Bakara 135) -İnkarcılar tarafından ateşe atılmıştır, ateş onu yakmamıştır. (Enbiya 69) -Ateş olayından sonra Filistin'e getirilmiştir. (Enbiya 71) -İsmail ve İshak isimli 2 oğlu vardır. (Saffat 101-103) -Oğullarından birini Allah'a kurban etmek istemiştir. ( Saffat 102-103) -Eşi Hacer ve oğlu İsmail'i Mekke bölgesine bırakmıştır. (İbrahim 37) -Oğlu İsmail ile Kâbe'yi inşa etmiştir.(Bakara 127) - 'Üsve-i Hasene' (güzel örnek) olarak gösterilmiştir. (Mümtehine 4) -'Vefakar İbrahim' olarak geçer. (Necm 37) -'Hâlilullah' (Allah'ın dostu) unvanını almıştır. (Nisa 125)
Aşkımız, Nemrudun ateşine ateş değil, Hz. İbrahim'in gül bahçesine su taşımak olsun.
Sayfa 63 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Güvercin Hikayesi
Bir güvercin, ikindi namazı sonrası gelip Peygamber Efendimizin dizine konmuştu.Güvercin, kendisini kovalayan doğan kuşundan saklanmaya çalışıyordu.Efendimizden yardım istiyordu.Güvercinin altı yavrusu vardı ve eğer doğan onu avlarsa yavruları öksüz kalacaktı. Güvercinin hikayesini dinleyince merhametli Peygamberimizin gözleri yaşardı.Güvercini güven veren sözleri ile teselli etti."Yüz bin doğan gelse seni vermem.Başımı verip seni terk etmem."dedi.Onu kıyafetinin altına sakladı.Lakin avcı doğan,güvercinin kokusunu almıştı.Gelip Efendimize onu kendisine vermesi için yalvardı.Onun da altı tane yavrusu vardı.Hepsinin de karnı çok açtı.Güvercinle onları doyuracaktı.Âlemleri Efendisi doğana,kendisine sığınan güvercinin yerine ondan daha büyük bir koyun vermeyi teklif etti.Fakat doğan kuşu koyun eti yemediğini söyledi.Merhametli Efendimiz " Kendi etimden vereyim sana ,sen bağışla bu güvercini bana"dedi.Sahabeler kaygıyla bakarken ,bir bıçak alıp vurdu mübarek koluna.Neyse ki Allah'ın en güzel kulunun canını yakmak için bıçağa izin yoktu.Yüce Mevla izin vermedi Efendimiz Aleyhisselam'ı yaralamasına .Ateş nasıl Hz. İbrahim Alehhisselam'ı yakmadıysa bıçak da kesmezdi Allah'ın izni olmayınca.Güvercin silkinince Cebrail Aleyhisselam' a dönüştü.Meğer doğan da meleklerden Mikail' di .Dediler ki:" Hakk'a sen oldun habip,sen olursun cümle aleme tabip...Biz senin ne olduğunu bilmiş idik.Şefkatini ummağa gelmiş idik."Onun yüce merhameti zaten bildiği bir şeydi .Fakat Allah,Peygamber'inin şefkatini orada bulunan diğer insanlara göstermek için meleklerine böyle bir görev vermişti.
"Ateş çukurunun kenarında bulunan kimseler büyük ölçüde yok olmakla karşı karşıya kalırlar. Evs ve Hazrec kabileleri de böyleydi; bir birine ateş püskürüyorlardı. Kabilelerarası savaşlarda birbirini öldürmek suretiyle tükenecekleri bir sırada Allah hidayetini lutfedip İslâm sayesinde onları kurtardı ve kardeş topluluklar haline getirdi; Evs ve Hazrec birbirleriyle kenetlendiler, İslâm'a girmekte birbirleriyle adeta yarıştılar. İslâm' ın birleştirici şemsiyesi altında "Ensar" adıyla, İslâm toplumunun şerefli bir kesimini oluşturdular."
Sayfa 165Kitabı okudu
Aşkımız, Nemrudun ateşine ateş değil, Hz. İbrahim'in gül bahçesine su taşımak aşkı olsun.
Sayfa 63 - Diriliş Yayınları
Ve Hz İbrahim gördü ki, Ateş, Tanrı bilindi. Su, Tanrı bilindi, gök, tanrı bilindi, yıldızlar, ay ve güneş Tanrı bilindi. Hükümdar, rahip, Buda tanrı bilindi. Ve tanrı, tanrı bilinmedi. İnsanın bu düşüşü o'nun yüreğini yaktı, onu ateşlere attı. Allah'a perde olan bütün maskeleri yakmağa yemin etti.
Reklam
Yusuf Sûresi'nin 20. âyetinde ise Hz. Yusuf'un köle pazarında -hem de- ucuza satıldığı beyân buyrulmaktadır. Ve anlatılır ki köle pazarındaki açık artırmaya çok fakir olduğu belli olan yaşlı bir hanımcağız da iştirak etmiş ve -meselâ- 1 kuruş pey akçesi (iştirak bedeli) vermiş. Demişler ki: “Bu kadar az bir para, bu kıymetli köle için olur mu hiç?” Cevap vermiş kadıncağız: “Biliyorum olmaz. Olmaz ama beni de Yusuf'a pey verenler arasında saysınlar, diye verdim.” Rivâyet olunmuştur ki: Hz. İbrâhim'i yakmak üzere hazırlanan Nemrud ateşini söndürmek kasdı ile karınca su taşıyormuş. Demişler ki karıncaya: “O koca ateş senin taşıyacağın su ile söner mi hiç?” Cevap vermiş karınca: “Biliyorum elbette sönmez. Ama safım belli olsun” diye yapıyorum. Ben Nemrud'dan taraf değilim, Hz. İbrâhim'in tarafındayım, O'nun safındayım.”
Ali, hayalinde bir mum düşündü. Yaptıkları işkenceden kanına, kemiklerine, gözlerinin akına kadar saplanan acıyı o mumun ateşinde yaktı. Rahmetli babası ona her zaman zalimin karşısında olmayı öğütlemişti. Zalim ne kadar güçlü olursa olsun onunla mücadele etmek, mazlumun tarafında olmak Allah'a bir ibadettir demişti. Elinde bir damla suyun
Kapı YayınlarıKitabı okudu
310 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.