Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cehennem ehli onu azap edici, cennet ehli ise nimet verici olarak görür. Bu çok değerli bir sırdır.
Bilmelisin ki: insanın en yetkin yaratılışı, dünyadadır. Ahirette ise her iki gruptan insanlar yarım olarak bulunur. Bu yarımlık, bilgide de­ğil haldedir. Çünkü her fırka (mümin ya da kâfir), kendi halinin zıddını bilir. Binaenaleyh insan, aynı anda hem mümin hem de kâfirdir. Mutluluk-bedbahtlık, nimet-azap, nimetlenen-azap gören hep birliktedir. Bu nedenle, dünya bilgisi daha tam, ahiret tecellisi ise daha üstündür.
Reklam
Kalp avama, kalbin sırrı delil sahiplerine, ruh müşahede sahiplerine, ru­hun sırrı ariflere, sırrın sırrı ise vakıf olanlara aittir. En büyük sır ise kıskanılan ve gizlenenlere (Hakk’ın eminleri) aittir.
İbn Arabi, Şeytan'a şeytanlığı yaptıran şeyin, Allah aşkı olduğunu söyler. Yani Şeytan, Allah'ı o kadar çok seviyordur ki kendisinden daha fazla sevdiği bir şey yaratıldığını öğrendiğinde kıskançlıktan deliye dönüp isyan eder. Allah'ın, Şeytan'dan daha çok sevdiği şeyin insan olması, sanıyorum ancak Allah'ın naifliğiyle açıklanabilecek bir paradoks. Fakat Şeytan'ın da bizzat Allah'a ait olması, daha başka bir paradoks sanki.
Sayfa 172 - Doğan Kitap
Allah yaratıklarını yoktan yaratmış mutlak birlik diliyle rabliğinde tecelli edip şöyle buyurmuştur: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ Mu­hatap, olabildiğince duruluk içindeydi ve şöyle karşılık vermişti: ‘Evet Rabbimizsin.’ Bu cevap, bir yankı gibiydi. Çünkü onlar, Allah’a Allah vasıtasıyla karşılık vermişti. Ayette geçen tanıklık ise sadece merhametten kaynaklanan bir tanıklıktı.
Hakkın, velilerini Hakk düşmanları niteliğinde nasıl gizlediğine bakınız. Kıskançlık, seven ve sevilende iki farklı açıdan sevginin niteliklerinden birisidir. Dolayısıyla kıskançlıkları nedeniyle Hakka olan sevgilerini gizlemişler­dir.Hak da bu kıskançlık nedeniyle başkalarının onları tanımasını engellemiştir.
Reklam
Ey Muhammed! Onlar, bana sevgilerini kendilerinden gizlemiş kimselerdir.
Sayfa 329 - Bakara Sûresi TefsiriKitabı okuyor
* Dünyanın maddiyatına esir olanın, hakikatin basamaklarını tırmanamayacağını biliyordum çünkü. *Neyi feda edersen, ona denk bir ödülü hakediyosundur. *Neye de sımsıkı sarılırsan, ondan sınanıyorsundur! *İnsan bu dünyada hisler alemindedir. *Insan marifet mertebesine yükseldiğinde dünyadaki halinin, gerçekte bir uyku olduğunun bilincine varır. Dünyadaki durumunun bir tür rüya olduğunu anlar. *Rüyada görülen suretler, rüyayı görenin halleri olduğu gibi, alemin bütünü Hakk'ın rüyasıdır! Dünya bir gölge oyunudur ! Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun? Demiş Ibn-i Arabi " Senin Tanrın senin aynandır ve sen O'nun aynasısın " kitabında Okuyunuz !
Hâlidîler, tasavvuf felsefesiyle ilgili bazı hususlarda mensubu oldukları Müceddidiyye'den farklı düşünebilmişlerdir. Örneğin Müceddidiyye'nin kurucusu İmam-ı Rabbânî Ahmed Sirhindî'nin ortaya koyduğu vahdet-i şuhûd düşüncesi yerine, İbn Arabî'nin vahdet-i vucûd yorumuna daha sıcak bakmışlardır
Kâfir, "küfür" den gelir. Küfür ise, örtmek demektir. Böyle olunca kâfirler, ölüyü dirilten Allah'ı İsâ'nın insan sûretiyle örttüler. Bu nedenledir ki Yüce Allah, Kur'ân' da "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih'tir diyenler, kâfir olmuşlardır..." (Mâide, 5/17) diye uyarır.
Ataç Yayınları
Reklam
Bırak peşimi Ibn Arabi:)
- Küfür veya Allah'a giden en kısa yol... Unutma ki bu gece tam vahdet-i vücüd içindeyiz ...
Nefs, hevânın çağrısına karşılık verirse başkalaşma, ruhun davetçisine karşılık verirse din ve bir­leme itibarıyla temizlenme meydana gelir.
Kendi nefsini bilmeni aşamazsın, ken­dinden başkasını göremezsin...
İbrahim b. Mesud el-İlbirî şöyle demiş; "Kişi bazen maksadına varmak için yolculuk eder Aranan sebep ise kendi içindedir."
İş seni daralttığında Elem neşrah (açmadık mı) suresi üzerinde düşün. (Orada) İki kolaylık arasında bir güçlük vardır. Onu hatırlayınca rahatlarsın.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.