"Ruhum arşialaya yükselip dünyayı bir yutkunma gibi arkamda bıraktığımda, anımsamanın o soğuk teneşir taşına yatırıldığımda, çenem bağlanıp sonsuza kadar suskunluğa emanet edildiğimde, önümde el pençe divan durulup helallik istendiğinde, kazma kürek sesleri hızla o kara toprağa değdiginde, taşlarım oradan oraya yuvarlandığında, eski bir
İçimden geçenler... Aslında içimden geçmeyenler... Ama bu da hiçbir şeyin içimden gelmediği gibi bir çağrışım yapıyor.
Aslında farklı, çünkü içimden geçenlerle içimden gelenler denen şeyler farklı.
İçimden geçenlerin arasında ne aramalıyım, bir şey aramalı mıyım bilmeyerek baktım aynaya. Sadece kendimi görüyordum, gözleri şişti kendimin. Çok akıllı, aklı başında bir görüntüsü yoktu.
..... hikayeler birbirine karışmış, içimi sonsuz bir acıyla doldurmuştu.
Birbirini tanımayan,
Türk, Ermeni, ve Yahudi üç kadının başına gelenler, dünyaya, insanlığa dair bütün umutlarımı yıkmış, neredeyse içimden yaşama isteğini çekip almıştı...
...kafam çorbaya dönmüştü, midem
bulanıyordu, karşı kaldırıma oturdum, dirseklerimi dizlerime, ellerimi de yanaklarıma koydum, soğuk bir gündü, boğazıma bir şey oturmuştu, içimden ağlamak geliyordu, Allah kahretsin, hayatım nereye gidiyordu böyle. Karabüklü'yü düşündüm yine, peşine düşülemeyen yakıcı bir anıydı benim için, kundaklanmış petrol kuyuları gibi sürekli yanan bir ateşi nereye gömebilirdim ki içimde, yüreğimdeki oyuklar yetmemişti buna, ellerim yanmıştı, dışarı atmak zorundaydım, yaşayabilmek için, hayatın akışına bir sefer ayak
uyduramadın mı arkadan gelen tekmeyi yapıştırırdı çünkü, mazereti de hazırdı, onun da arkasından gelenler vardı, karısı vardı, çocukları vardı, karınlarını doyurmak zorundaydılar, binlerce neden bulmuşlardı sistemin dışında kalanların pestilini çıkarmak için.
"Çünkü insanoğlu narsisttir: Övülmeyi sever, bununla güçlenir. Farklılıklarınızla gurur duyun uzun, kilolu, kısa, sıska olabilirsin kimse seninle dalga geçemez veya sana karışamaz, çünkü bu sensin. Hiç düşündün mü hepimiz aynı kişi olsak, hepimiz aynı düşüncelere, aynı bedene sahip olsak özel olur muyduk?"
Aydan Nazlı Öktem |8/B|
"Ne kadar reşit de olsam, ayaklarımın üzerinde durmaya da çalışsam içimde geçmeyen yaram acıyor. Annemle uyuduğum geceleri, uyandığım sabahlarımı özlüyorum."
Alanur Sude Çakmak |8/B|