Kitaptaki karakter öğretmen olmasaydı da mühendis olsaydı elbette anlamını yitiren kısımlar olacaktır, anlamların yerlerine yenileri gelecektir, yine de temel bozulmadan kalır yerinde. Halit kim? Halit kafamızı kurcalayan en büyük düşünce ağı, açık olduğu yerler olur, çözülemeyen düğümler olur. Süryani kim? Süryani bir aydınlanma: Okuduğun kitabın bir cümlesi, içini ferahlatan doğa nefesi, bir anda aklına gelen tabii ya parlaması. Muhtar kim? Sevmediğin tarafın, çıkmak istersin içinde seni kilitleyendir o. Ya berber? Günlük hayat olarak karşımızda duruyor tüm olağanlığıyla seni sarmalar, yaşarsın andasındır da kafanda birçok Halit eşlik eder sana. Yitirilenler vardır, seni hüzünlere boğarlar kim onlar? Ölen bebeler.
Bazen böylesine bir saatteyiz Hakkari'deyiz, bazen bir haftadayız, bir senede belki de kendimizi hep bunun içinde var ettik ve denize dönemedik. Halit'ler, süryaniler, muhtarlar var, ölen bebeler de var içimizde. Biz de içimizdeyiz kıvrılmışız kendimizle, ufak çabalarımız olsa da denize çıkamamaya dair sanrılar büyütmüşüz. Neyi gördük peki burada? Denize çıkılıyormuş
