Bu kitap insana ; yaptığı, hissettiği, ya da insana dair en ufak kötülük kırıntılarının bile aslında içimizdeki şeytan diye adlandığımız şeyin değil de bizim tembellik ve aciziyetimizden kaynaklı olduğunu tokat gibi yüzümüze vuruyor. Yaptığımız utanılacak her şeye güzel bir kılıf geçirerek vicdanımızı rahatlatmanın sadece kendimizi kandırmak olduğunu anlatıyor bir nevi. Ve şu sözlerle ifade ediyor :
" İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok. İçimizde aciz var.. Tembellik var.. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey : hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var... Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz. "
İnsanın kendi zihninde oluşturduğu ve inandığı belki de arkasına saklandığı bahaneler bu kadar güzel bir dille tasavvur edilemezdi. Her şeyden önce içimize dönerek yanlışı ile doğrusu ile kendimizi yargılamalıyız. Yaptıklarımızın sebebi olarak ne içimizdeki şeytanı ne de başka şeyleri suçlamaya hakkımız yok. Her şeyin sorumlusu biziz ...