Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
225 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir."
》Kitapta doktor olan Amerikalı bir kadının (yazarın kendisi) Avustralya'da kendilerini "gerçek insanlar" diye tanımlayan Aborjinlerle yaptığı dört aylık bir çöl yolculuğu anlatılıyor. 》Bu yolculuk kadının alışık olduğundan çok farklı. Teknolojiden ve birçok imkandan yoksun, maddiyatsız, maddi nesneler ve hırslardan uzak, doğayla iç
Bir Çift Yürek
Bir Çift YürekMarlo Morgan · Dharma Yayınları · 200123,4bin okunma
Dünyada geçireceğimiz zamanı kullanmanın en iyi yolu bu mu? Zaten yoğun, sürdürülebilir olmayan ve bizleri tatmin etmeyen yaşam biçimlerimizi daha verimli hale getirebilmek için mi günlerimizi parçalara bölüyoruz? Herkesin para kazanması gerekiyor, ama bu süreç duyarlılıklarımızı ve daha derin ihtiyaçlarımızın önüne binlerce soyutlama ve dikkat
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
"Evren değişimdir; yaşamsa kanı"
Zihninde tuttuğun ve sık sık başvurduğun ilkelere şu iki ilkeyi de ekle: 1.Dışsal şeyler zihnini etkilemez, her zaman onun dışında, devinimsiz kalırlar; bütün tedirginlikler içimizdeki düşünceden kaynaklanır; 2.Şu anda gördüğün her şey çok kısa bir zamanda değişime uğrayacak, artık varolmayacaktır. Senin kendinin de böyle ne çok değişikliğe tanık olduğunu sürekli olarak düşün.
Sayfa 59 - IV KitapKitabı okudu
Anlamın ve otoritenin kaynağı göklerden insan duygularına kaydıkça tüm kainatın doğası da değişmeye başladı. Dışarıdaki evren, yani şimdiye dek tanrılar, ilham perileri ve hortlaklarla dolu bu alan, bir anda boşaldı. İçsel dünyamız, yani ilkel tutkularımızı çevreleyen bu önemsiz alansa ölçülemeyecek kadar derin bir zenginlikle dolup taştı. Melekler ve şeytanlar, ormanlarda ve çöllerde dolanan varlıklar olmaktan çıkıp kendi psişemizin iç kuvvetlerine dönüştüler. Cennet ve cehennem, bulutların üzerinde ya da volkanların derinlerinde yer alan mekanlar olmaktan uzaklaşıp içimizdeki zihinsel durumlar olarak yorumlandı, öfkeyle oturup kalkan, kalbinde nefreti hisseden cehennemi; düşmanlarını affeden, kabahatleri yüzünden tövbe eden, zenginliğini yoksulla paylaşansa cennetin sonsuz mutluluğunu yaşamaya başladı.
Schopenhauer'a göre "Eğer evrenin iç özünü bir irade olarak kabul edersek, bu iradenin doğanın karanlık gücündeki bilinçsiz dalgalanmalardan insanların tamamen bilinçli yaptıkları eylemlerine kadar tüm fenomenlerdeki tarafsızlığıni kabul ettiğimizde, bütün bu fenomenlerin iradenin serbestçe inkârı, kendini imhası sonunda ortadan kaybolacağı sonucundan kaçamayız. Hedefsiz, dinamik doğasıyla tarafsızlığın oluşturduğu evreni ve peşinden oluşacak çeşitli benzer yapıları yok edecektir, yapı yok olduğunda, uzay ve zaman dâhil, yapısı olan her şey de yok olacaktır, ta ki yapının esas temeli olan süje ve objeler tamamen yok oluncaya kadar. İradenin olmadığı yerde fenomen de yoktur, evren de. Önümüzde kalan tek şey hiçliktir. Doğamızdaki hiçliğin karşısında duran sey, evreni olduğunu gibi bizi de yöneten, içimizdeki yaşama iradesidir (Wille zum Leben). Hiçlikten bu denli korkmamızın, yaşamayı bu kadar çok istememizin sebebi, sadece bu yaşama isteğinden ibaret olduğumuzu, bu istek haricinde hiçbir şey bilmediğimizi gösterir. Bu nedenle, iradenin imhasının ardından, bu irade sayesinde var olan bizden geriye kalan hiçlik olacaktır. Diğer yandan, bu iradenin değiştirdiği kişiler için güneşleri ve galaksileriyle çok gerçek olan bu evren, asInda zaten bir hiçliktir."
Reklam
Şeytanını bilen, Tanrısını da bilir.
Bütün evren insan varlığında özetlenmiştir. Şeytan bizi tuzağa düşürmeyi bekleyen bir canavar değil, içimizdeki bir sestir. Şeytanınızı başkalarında değil, kendinizde arayın. Unutmayın ki şeytanını bilen, Tanrısını da bilir."
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
·
Puan vermedi
Marcel Proust 1871'de doğmuş dünyaca ünlü Fransız yazar ve düşünür olarak, kültürlü bir anne babaya sahip. 9 yaşından itibaren astım hastalığı ile mücadele etmek zorunda kalıyor ve bu durum liseyi tamamlamasına engel olsa da edebiyat konusundaki hünerlerini gösterebiliyor.Edebiyatımızda da Tanpınar ile sıklıkla anılıyor. Kendisinin
Okuma Üzerine
Okuma ÜzerineMarcel Proust · Notos Kitap · 20091,384 okunma
Zihninde tuttuğun ve sık sık başvurduğun ilkelere șu iki ilkeyi de ekle: Birincisi, dışsal şeyler zihnini etkilemez, her zaman onun dışında, devinimsiz kalırlar; bütün tedirginlikler içimizdeki düşünceden kaynaklanır; ikincisi, şu anda gördüğün her șey çok kısa bir zamanda değişime uğrayacak zamanda değișime uğrayacak, artık var olmayacaktır. Senin kendinin de böyle ne çok değişikliğe tanık olduğunu sürekli olarak düşün. "Evren değişimdir; yaşamsa kanı."
362 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.