Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DÜŞ KURMA: İçinde bulunulan durum kaygı uyandıran bir durumsa, hayal dünyasına kaçıp orada daha hoş bir durum içinde kendimizi düşünerek, içinde bulunduğumuz durumun ortaya çıkardığı kaygıdan kurtulmuş oluruz.
Sayfa 53 - Sistem OfsetKitabı okudu
Durumu yaratanın sen olmadığını kabul ediyorum, dedi sağduyu, fakat içinde bulunduğumuz birçok durum , bizim yardımımız olmasa bulundukları noktaya gelemezler, sende şu anki durumdan biraz sorumlu olduğunu inkar edecek değilsindir herhalde.
Sayfa 57
Reklam
Türk Milletinin Takip Etmesi Gereken Siyasi İlke: Milli Siyaset Efendiler, Meclis’in açıldığı ilk günlerde, Meclis’e, içinde bulunduğumuz durum ve şartları açıklayarak takip edilmesini ve uygulanmasını yerinde bulduğum görüşlerimi arz ettim. Bu görüşlerin başlıcasıTürkiye’nin, Türk milletinin takip etmesi gereken siyasî ilke ile
Sayfa 309Kitabı okudu
Benim kararım
Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı toprakları tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele,
Sayfa 9 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Durumu yaratanın sen olduğunu kabul ediyorum, fakat içinde bulunduğumuz birçok durum, bizim yardımımız olmasa bulundukları noktaya gelemezler. Sen de şu an ki durumdan biraz sorumlu olduğunu inkar edecek değilsindir herhalde
Kırmızı KediKitabı okudu
‘’ İçinde bulunduğumuz durum göz önüne alındığında sağlığımıza içmek daha makul olacak sanki… ‘’
Sayfa 162 - April YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
''Seni korkutan nedir? Diyorsun ki, bu fikirlerle ve bu his ile kainata baktığımız bu bakış açısıyla, onunla içinde bulunduğumuz şimdiki bu ilişkiyle yok olmak, hiçliğe gitmek; işte benim için bu durum zordur.''
Sayfa 167 - Kaknüs Yayınları-8. baskıKitabı okudu
Sadece Bilgi Ağacı’nın yemişlerini yediğimiz için değil, Hayat Ağacı’nın yemişlerinden hâlâ yemediğimiz için de günahkârız. Suçtan bağımsız olarak içinde bulunduğumuz durum günahkâr.
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!!
Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti onun istiklali padişah, halife, hükümet, bunların hepsi anlamı kalmamış birtakım boş sözlerden ibaretti. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu? O halde ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi? Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli haki'miyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur. Ya İstiklal Ya Ölüm
Evlenme, gene sınıf evlenmesi olarak kaldı; ama, ilgililere, kendi sınıfları içinde, belirli bir seçme özgürlüğü tanındı. Ve karşılıklı bir cinsel aşka ve çiftlerin gerçekten özgürce bir anlaşmasına dayanmayan bütün evliliklerin ahlâksızca bir şey olduğu, kağıt üzerinde, şiirlerde olduğu gibi ahlâk teorisinde de, sarsılmaz bir kural haline geldi. ...Bu İnsan Hakları, pratikte, egemen sınıfa, burjuvaziye özgü bir hak olarak kalıyor, ezilen sınıf, proletarya için hiç de söz konusu olmuyorken, tarihin hilesi, burada kendini bir kez daha gösteriyor. Egemen sınıf, bilinen iktisadi etkilerin egemenliği altındadır; bunun sonucu, ezilen sınıf içinde bu gerçekten özgür evlilikler, görmüş bulunduğumuz gibi, kural olduğu halde, egemen sınıf içinde istisnai bir durum gösterir. Demek ki evlilik akdinde özgürlüğün tam ve genel bir biçimde gerçekleşmesi için, kapitalist üretim ile bu üretimin kurduğu mülkiyet koşullarının ortadan kaldırılmasının, bugün bile eşlerin seçimi üzerinde o kadar büyük bir etkisi bulunan bütün ikincil iktisadi düşünceleri bir yana attırması gerekir. O zaman, karşılıklı aşktan başka hiçbir neden kalmayacaktır.
Reklam
Çare Olarak Görülen Kurtuluş Yolları
Gerçekte, içinde bulunduğumuz o günlerde, Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Osmanlı Devleti, bütünüyle parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son olarak, bunun da paylaşılması için uğraşılıyordu. Osmanlı Devleti ve bağımsızlığı, padişah, halife, hükümet, bunların hepsi kavramı kalmamış birtakım anlamsız sözlerdi. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve nasıl bir yardım istenmesi düşünülüyordu? O halde sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi? Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar alınabilirdi. O da millet egemenliğine dayanan, kısıntısız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak.
Sayfa 15 - Kitap ZamanıKitabı okudu
1.016 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.