Ama sana iki vasiyetim var. İlki, eğer bir gün çocuğun olursa, her türlü olanağa sahip olsan bile ona hak etmediklerini verme. Onu öyle eğit ki yaşamda iyinin yanında kötünün de olduğunu anlasın. Ayakta kalmak için çalışmak zorunda olduğunu bilsin.
İkinci ögüdüme gelince, senin gidişatın iyi değil oğlum. Sana büyük bir servet bırakıyorum ama bu kafayla eminim hepsini bitireceksin. har vurup harman savuracaksın.
Daha doğrusu arkadaşların bu serveti bitirecek. Sen de çok kötü durumlara düşeceksin. Paran kalmayınca sana saygı da duymayacaklar. Sen de bunu içine sindiremeyecek kendini öldürmeyi seçeceksin.
''Sevgili Kız kardeşim, Sağ omuzumdaki şiddetli bir ağrının etkisiyle yazıyorum size bu mektubu; bu ağrı, gördüğünüz gibi, yazmamı bile engelliyor. Bütün bunlar, kötü bir bakım sonucu kireçlenme yapmış
bir bünyeden ileri geliyor. Her gün çiçeğe, tifüse, yada başka bütün sayrılıklara da yakalanabileceğim bu sayrılar evinden bıktım artık. Doktor, çıkabileceğimi ve sayrılar evinde artık kalmamamın çok daha iyi olacağını söylediği için çıkacağım buradan. Bu durumda, iki üç gün sonra çıkacağım ve bir yolunu bulup kendimi sizin oraya atacağım; çünkü tahta bacağım
olmadan yürüyemiyorum; ve hattâ koltuk değneklerimle bile, omuzumun durumunu daha da kötüleştirmemek için, şimdilik ancak birkaç adım atabiliyorum.''
-Ben öldürmedim kızımı. İntihar etmiş kendisi sabahın seherinde. Ne duyduk, ne de gördük. Anası uyandırayım diye odasına girdiğinde asılı bulmuş öyle. Bizler fakiriz; ama hiç bir şeyini de eksik etmedim. Her gün aş pişer bu hanede. Bayramda seyranda giyim kuşam da alırdık. Okumak istedi, ona da yok demedik. İstesem, okutmazdım mesela. Hevesini
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et.
2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin.
4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak.
5. Gül. Sana yakışıyor.
6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Kırk sayısının gizemi nereden geliyor?
Hemen hemen bütün kültürler sayılarla ilgilenmiş, hatta sayıların
yaşamdaki rollerini biraz da abartmişlardır. Filozoflar da her şeyi sayı ite
açıklamaya çalışmışlar, sayıların gizli, ahlaki ve sembolik güçleri olduğunu,
alemin bile belirii sayısal ilişkilere göre yaratıldığını ileri sürmüşlerdir.
‘ 1 ’
''Nen var Zeze?”
”Hiç. Şarkı söylüyordum.”
”Şarkı mı söylüyordun?”
”Evet.”
”Öyleyse ben sağır olmalıyım.”
❤
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
❤
Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”
❤
Uzun uzun burnumu çektim.
"Önemi yok, onu öldüreceğim!"
"Ne diyorsun sen küçük; babanı mı öldüreceksin?"
"Evet yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bi gün büsbütün ölecek."
"Bu küçücük kafada ne büyük bir hayal gücü!"
Lütfen beni dinleme ve bana her gün yaz Milena, çok kısa olabilir, bugünkü mektuptan da kısa olabilir, iki satır da, bir satır da, hatta tek kelime bile olabilir, ama onlarsız kalırsam çok acı çekerim.