Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl. Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Reklam
GENÇLERE ÖĞÜTLER..
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Çok fazla güzel ♡
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakarlığımı
Sayfa 225 - Adam Yayınları, Dördüncü Basım: Haziran 1991
“Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim. Gelgelelim, kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneylerimden biliyorum. Bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana. Yirmi dört saat içinde en iyi insandan nefret edebilirim. Birinden, sofrada yemeği ağır yediği için, öbüründen, nezlesi var, durmadan burnunu temizliyor diye… İnsanlarla ilişkiye girer girmez onlara düşman kesiliyorum. Ama kişilere nefretim arttıkça genel olarak insanlığa sevgim o oranda artıyordu.”
Toplu olarak insanları sevdikçe kişilere karşı sevgim o oranda azalıyor. Hayalimde, olanca tutkumla insanlığa hizmet etmeyi kurduğum çok olmuştur, gerekirse bu uğurda kendimi feda edebilirdim. Gelgelelim kimseyle aynı odada iki gün bile geçiremem; bunu deneyimlerimden biliyorum. Bana yaklaşan kimse kişiliğimi eziyor, özgürlüğümü sınırlıyormuş gibi geliyor bana.
Sayfa 69 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Sonun Sonsuzluğu
1 Acı, bir ırmak gibi Doluyor yüreğime Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum Beni artık ne çiçekler Ne çocuklar kurtarır Ne de o her gün Yinelenen doğum.
Ben Kapitalizmim ve kızlarınızı Barbie’lerle büyüttüm, sizden estetik operasyon için para istiyorlarsa bu şaşılacak bir durum değil! Ben Kapitalizmim ve çıkarlarım uğruna üstünüze moda endüstrisini saldım! Sonuç: 17 yaşındaki kızların %78’i dış görünüşlerinden rahatsız. Ben Kapitalizmim ve bir kadının bir moda dergisini 15 dakika
Ama sana iki vasiyetim var. İlki, eğer bir gün çocuğun olursa, her türlü olanağa sahip olsan bile ona hak etmediklerini verme. Onu öyle eğit ki yaşamda iyinin yanında kötünün de olduğunu anlasın. Ayakta kalmak için çalışmak zorunda olduğunu bilsin.  İkinci ögüdüme gelince, senin gidişatın iyi değil oğlum. Sana büyük bir servet bırakıyorum ama bu kafayla eminim hepsini bitireceksin. har vurup harman savuracaksın. Daha doğrusu arkadaşların bu serveti bitirecek. Sen de çok kötü durumlara düşeceksin. Paran kalmayınca sana saygı da duymayacaklar. Sen de bunu içine sindiremeyecek kendini öldürmeyi seçeceksin.
Sayfa 109Kitabı okudu
Çok doğru bir tespit.
Ayıplanma ve toplumdan dışlanma korkusu huku­kun da işlerini hafifletmeseydi inanın ki bütünüyle Batılılaşmamız iki gün bile sürmezdi!
Sayfa 215 - Fincan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
''Sevgili Kız kardeşim, Sağ omuzumdaki şiddetli bir ağrının etkisiyle yazıyorum size bu mektubu; bu ağrı, gördüğünüz gibi, yazmamı bile engelliyor. Bütün bunlar, kötü bir bakım sonucu kireçlenme yapmış bir bünyeden ileri geliyor. Her gün çiçeğe, tifüse, yada başka bütün sayrılıklara da yakalanabileceğim bu sayrılar evinden bıktım artık. Doktor, çıkabileceğimi ve sayrılar evinde artık kalmamamın çok daha iyi olacağını söylediği için çıkacağım buradan. Bu durumda, iki üç gün sonra çıkacağım ve bir yolunu bulup kendimi sizin oraya atacağım; çünkü tahta bacağım olmadan yürüyemiyorum; ve hattâ koltuk değneklerimle bile, omuzumun durumunu daha da kötüleştirmemek için, şimdilik ancak birkaç adım atabiliyorum.''
Sayfa 131 - Düşün Yayınları, 1. Baskı,1985, İstanbul.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.