Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
HER ŞEY SORGULANABİLİR, SORGULANMALI!
Merhabalardan bir demet ≈) Spoiler bayağı ses getirir vaziyette yerlerini almış bulunmaktalar, perde açılınca gözlerinize dikiz afiyet. Öncelikle belirtmeliyim ki yorumları kapatacağım. Gelecek yorumların çoğunu tahmin ediyorum.Hiç uğraşamam. Öğrenmek isteyen varsa kendi araştırsın kimle tartışıyorsa tartışsın. Zira dereceye girer nitelikte kaba
Şeriat ve Eşitsizlik
Şeriat ve Eşitsizlikİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 200634 okunma
Muhammed'in kılıçla İslamı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemişlerdir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler başyeri işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümanlığa zorlamışlardır. Kuteybe, Ceyhun nehri ile Buhara kenti arasında bulunan Baykent’i yağma ettikten sonra her şeyi yakıp yıkar, halkı İslama zorlar, İslam olmayanları öldürtür. Kuteybe'nin yerini alan Yezit bin Muhalleb aynı yöntemlerle aynı siyaseti sürdürür. Daha sonra Emevi orduları, Türk topraklarında yağma ve talan işini aynı şiddetle izlerler. Giderek artan bu şiddet siyaseti Samanilerin Maveraünnehirde bir İslam devleti kurmaları sonucu Türklerin kitle halinde İslama girmeleri yolunu açtı. 963 tarihinde Türklerden 200 bin çadır halkın hep birden İslam dinini kabul ettiği görülür.
Reklam
Müşriklerin öldürülmesi gerekildiği hakkında:
Muhammed'in getirdiği buyruklara göre müşrikler mutlaka öldürülmelidirler; nerede bulunurlarsa yakalanmalı ve yok edilmelidirler; meğer ki Müslümanlığı kabul etsinler. K ur’anda şöyle yazılı: "Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse (yani Müslüman olurlarsa), artık yollarını serbest bırakın..." (Tevbe Suresi, ayet 5) Ve işte Muhammed, özellikle Medine döneminde (yani çete saldırıları ve ganimet siyaseti sayesinde güçlendiği dönemde) yerleştirmiş olduğu bu tür buyruklara dayanarak müşriklere karşı saldırılara girişmiş ve onların tümünü kılıç zoruyla Müslüman yapmıştır. İslamcılar, Muhammed'in Müşrikleri Kılıçtan Geçirmesini Haklı Bulurlar, Çünkü Güya "Müşrik"ler "Kötü"dürler ve Bu Nedenle Öldürülmeleri Gerekir!
Peygamberlik mesleği
Muhammed, "peygamber"lik mesleğinin kendisine her hususta kazanç sağlayacağından emindi. Nitekim maddi ve manevi nimetlere erişmesi, insanları kendisine baş eğdirtmesi, Tanrısal bir iktidara sahip olarak onlara hükmetmesi, çete saldırıları ve savaşlar yoluyla ganimetler, araziler, köleler, cariyeler ve güzel kadınlar edinmesi, kin ve düşmanlık beslediği kişilerden intikam alabilmesi, hep bu meslek sayesinde mümkün olmuştur.
Muhammed'in kılıçla İslamı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemişlerdir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler başyeri işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümanlığa zorlamışlardır. Kuteybe, Ceyhun nehri ile Buhara kenti arasında bulunan Baykent’i yağma ettikten sonra her şeyi yakıp yıkar, halkı İslama zorlar, İslam olmayanları öldürtür. Kuteybe'nin yerini alan Yezit bin Muhalleb aynı yöntemlerle aynı siyaseti sürdürür. Daha sonra Emevi orduları, Türk topraklarında yağma ve talan işini aynı şiddetle izlerler. Giderek artan bu şiddet siyaseti Samanilerin Maveraünnehirde bir İslam devleti kurmaları sonucu Türklerin kitle halinde İslama girmeleri yolunu açtı. 963 tarihinde Türklerden 200 bin çadır halkın hep birden İslam dinini kabul ettiği görülür.
Hz. Muhammed'in kılıçla İslam'ı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemişlerdir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler baş köşeyi işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümalığa zorlamışlardır. Kuteybe, Ceyhun nehri ile Buhara kenti arasında bulunan Baykent'i yağma ettikten sonra her şeyi yakıp yıkar, halkı İslam'a zorlar, İslam olmayanları öldürtür. Kuteybe'nin yerini alan Yezit bin Muhalleb aynı yöntemlerle aynı siyaseti sürdürür. Daha sonra Emevi orduları, Türk topraklarında yağma ve talan işini aynı şiddetle izlerler. Giderek artan bu şiddet siyaseti Samanilerin Maveraünnehir'de bir İslam devleti kurmaları sonucu Türklerin kitle halinde İslam'a girmeleri yolunu açtı. 963 tarihinde Türklerden 200 bin çadır halkın hep birden İslam dinini kabul ettiği görülür.
Sayfa 333 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Önemli!
ŞU MODERN KLİŞE GEREKÇEYE ODAKLANIN BENCE!! Evvel emirde söyleyeyim: Elbette Modern durumlar var, dikkate alınacaklardır. Ancak öyle hakikatler var ki, modern durum ne olursa olsun bu hakikatler onlara feda edilemez. Bunu hatırlatmama bir tarihselcinin şu ifadeleri sebep oldu: "Bizim İslâmî gelenekteki hâkim görüşten farklı bir vahiy
Muhammed'in kılıçla İslamı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemişlerdir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler başyeri işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümanlığa zorlamışlardır.
Sayfa 47 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Türke karşı Arap saldırıları daha 7. yüzyılda, Muhammed'in teşvikleriyle ve örneğin "...Türklere karşı zaferler kazanmadıkça hüküm günü gelmiş olmayacaktır" şeklindeki tahrikleriyle başlar ve eylemli saldırılar 20. yüzyıla dek uzar.
Sayfa 250 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Türklerin Kılıçtan Geçirilmeleri..
Muhammed'in kılıçla İslamı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemiştir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler baş yeri işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümanlığa zorlamışlardır. Kuteybe, Ceyhun nehri ile Buhara kenti arasında bulunan Baykent'i yağma ettikten sonra her şeyi yakıp yıkar, halkı İslama zorlar, İslam olmayanları öldürtür.
Reklam
Tesniye
Tevrat'da şöyle yazılı: "O zaman (düşman Kent'ini) muhasara edeceksin, ve Allah’ın Rab onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin; ancak kadınları ve çocukları ve hayvanları ve Kent'de olan her seyi, bütün mali kendin için çapul edeceksin ve Allah’ın Rab’ın sana verdiği düşmanlarının malini yiyeceksin. Bu milletlerin şehirlerinden olmayıp senden uzakta bulunan bütün şehirlere böyle yapacaksin..." (Bk. Tevrat/ Tesniye, Bap 20) Görülüyor ki Yahudilerin Tanrısi, İsrail oğullarına ganimet almayı "fazilet" olarak tanıtan bir Tanrı’dır. Ve işte Muhammed, böyle bir siyasetin kendisine yararlı olabileceğini düşünmüş olmalıdır ki, Medine'ye geçtikten hemen sonra, Mekke kervanları üzerine çeteler göndermeye başlamış, daha sonra bunu savaş saldırıları şekline dönüştürmüş ve elde edilen "ganimet'in" paylaşımı konusunda Tanrı'dan vahiy indiğini söylemiştir.
Servet eşitsizliğine boyun egdirtmek için
Muhammed'in söylemesine göre Tanrı'nın en sevgili kulları yoksullardır; bundan dolayı onları en kısa yoldan cennete gön­derecektir. Bunu bildirmek üzere güya şöyle konuşmuştur: Allah fakir olanları sever.Bu ümmetin hayırlısı fakirler ve en sür'atli Cennet'e girip yerleşecek olanları da zayıflarıdır. Bunu söylerken Tanrı'nın huzuruna zengin olarak değil, fakir olarak çıkmanın hayırlı olacağını ekler: "Allaha fakir olarak mülaki ol (ulaş), zengin olarak mülaki olma." Başkalarına yoksulluğun fazilet olduğunu söylerken kendisi, bu söylediklerinin tersine, varlık edinmekte sa­kınca bulmamıştır. Medine döneminde çete saldırıları ya da savaş­lar yolu ile elde ettiği ganimet mallarından kendisine düşen pay­larla oldukça varlıklı ve rahat bir yaşam sürdürmüştür. İslam kay­naklarının bildirmesine göre Muhammed, geniş arazilere, bağ ve hurmalıklara sahip olup bu arazilerinde köleler çalıştırırdı.
Sayfa 138Kitabı okudu
Türkler Nasıl Müslüman Oldu?
Muhammed'in kılıçla İslamı yayma siyasetini, ondan sonra gelen halifeler de izlemişlerdir. Bu siyasetin kurbanları arasında Türkler başyeri işgal ederler. Şu bakımdan ki, Hazar bölgesindeki Türklere karşı Arap saldırıları Halife Osman zamanında ve hicretin 32. yılında başlar. Öte yandan Kuteybe'nin Horasan valiliği sırasında Araplar Türkleri kılıçla Müslümanlığa zorlamışlardır. Kuteybe, Ceyhun nehri ile Buhara kenti arasında bulunan Baykent’i yağma ettikten sonra her şeyi yakıp yıkar, halkı İslama zorlar, İslam olmayanları öldürtür. Kuteybe'nin yerini alan Yezit bin Muhalleb aynı yöntemlerle aynı siyaseti sürdürür. Daha sonra Emevi orduları, Türk topraklarında yağma ve talan işini aynı şiddetle izlerler. Giderek artan bu şiddet siyaseti Samanilerin Maveraünnehirde bir İslam devleti kurmaları sonucu Türklerin kitle halinde İslama girmeleri yolunu açtı. 963 tarihinde Türklerden 200 bin çadır halkın hep birden İslam dinini kabul ettiği görülür.
Kaynak Yayınları
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye? _Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.