Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öldürülmek İsteyen İnsan heyecandan kıpırdamıyor, merakını gidereceği için bütün dikkatiyle katilini izleyerek hayatında bir kez tanık olacağı bu anı sonuna kadar yaşamak istiyordu. Öldürmek İsteyen İnsan da ilk kez tadacağı duyguya yaklaştıkça heyecanlanıyor, karşısındakinin gırtlağına daha sıkı sarılıyordu. İkisi de hayatları boyunca bu meraklarını hiç kimseye söyleyememişti. Bu gidişle de hiçbir zaman söyleyemeyeceklerdi. Ancak iki insanın uzun zamandır beklediği bu olay gerçekleşmek üzereyken Öldürülmek İsteyen İnsan nefesinin bitmesine ramak kala bir şeyi fark edince işler değişmeye başladı. Karşısındakinin öldürme sürecindeki bütün duygu geçişlerini gözlemlemişti fakat öldüğü zaman karşısındakinin yüz ifadesini göremezsem her şey boşa gitmiş olacak, diye düşünüyordu. Son saniye görebilirdi lakin bu da büyük bir risk almak demekti. Zira sadece bir canı vardı. Eğer iki olsaydı bu riski alabileceğini düşündü ama yoktu. Bu arada heyecanının doruklarında olan Öldürmek İsteyen İnsan cinayet fikrini zihninin en güzel yerine almış, ona olabilecek en yüksek konukseverliği sunuyordu.
Hypatia cinayeti
Bütün öyküler gibi bu öyküde de bir düş ve bir cinayet olmalıydı. Hypatia tarihte bilimsel araştırmalar yaptığı için ölüme mahkûm edilen ilk kadındı.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Ben katilimi biliyordum. Söyleyemedim...
Zaten ne tanıdığım ilk katil bu, ne de gördüğüm ilk cinayet benimkisi. Şu kısacık ömrümde öyle çok cinayet gördüm ki... En az bir kere öldürdüler tanıdığım herkesi.
Sayfa 103 - ÖyküKitabı okudu
Estetik kaygısı, güçsüzlüğün ilk belirtisidir! Yolunca, yordamınca kuşatılmış bir halk üzerine bombalar yağdırmak, biçim bakımından kimseyi rahatsız etmiyor ve saygıdeğer bir şey sayılıyor bu! Estetik kaygısı, güçsüzlüğün ilk belirtisidir! Hiçbir zaman, şu anda olduğunca apaçık duymamıştım bunu; suçumun anlamını ve buna niçin cinayet denildiğini şu anda olduğunca hiçbir zaman anlamamıştım ve kendimi hiçbir zaman şu anda olduğunca güçlü ve inançlı hissetmemiştim!..
RaskolnikovKitabı okudu
E haksız sayılmaz,“Allahu ekber!” naralarıyla insan yaktılar bu ülkede.
Senden söz etmeyi aklından geçirmiş ilk sersem boğazlansaydı, yeryüzünde ne çok cinayet engellenirdi!
Sayfa 14 - Versus
Yokuş
Etrafımda sadece Öldürülmek İsteyen Bir İnsan, Öldürmek İsteyen Bir İnsan, boş bir Tabut, açık bir Mezar ve bu dördünün istekleri var. Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyordu. Bu duruşun bitmesi içinse ilk olarak Öldürmek İsteyen İnsan’ın harekete geçmesi gerekiyordu. Çünkü bütün bu istekler onun hamlesiyle başlayacaktı. Bu yüzden diğer üçü beklerken o, yanında duran cinayet fikriyle konuşuyordu.
Reklam
‘‘Bir zamanlar bir adam ile kadın vardı. İkisi birbirini çok sevmesine rağmen ailesi kavuşmalarına izin vermiyordu. Beraber kaçarak evlendiler. Parasızlık, işsizlik ve türlü sorunla mücadele ettiler. El ele verip her şeyin üstesinden gelmeyi başardılar. Bir çocukları oldu, adını ‘‘Umut’’ koydular. Çocuk 16 yaşına geldi. Adam ve kadın boşandı.’’ Aysel tepkisizdir, Burak konuşmaya devam eder. ‘‘Bir zamanlar hapishanede bir mahkûm vardı, 40 yaşında cinayet sebebiyle hapse girdi. İlk ay bütün aile fertleri onu ziyarete geldiler. Zamanla önce uzak akrabaları, sonra en yakınları ve hatta kardeşleri bile ziyarete gelmeyi bıraktılar. Eşi onu terk etti, çocukları da unuttu. Fakat annesi tam 20 yıl boyunca onu ziyarete gelmeye devam etti. Sonunda anne yüksek tansiyon sebebiyle vefat etti. Adamın bir daha tek bir ziyaretçisi olmadı. Hapiste işlediği bir cinayet yüzünden müebbet hücre cezasına çarptırıldı. 12 yıl boyunca yalnız başına hücrede yaşadı ve öldü. (Soluklanır) Sanırım evrenin bir kuralı var. Kütle çekim gibi, izafiyet gibi bir kural… Bu öyle bir kural olmalı ki tanrı bile bu kurala dokunmuyor: Gereksiz acı… Bazı insanlar sert ve adil olmayan hikâyelerin içinde yaşıyorlar. Dört yaşında tepesine roket düşen çocuk ya da kendini korumak için eli silahlı bir pisliği öldüren hemşire, hiçbir şeyden haberi olmayıp zehirli gaz soluyan bir Orta Doğu vatandaşı ya da gündüz vakti sokak ortasında çete çatışmasının ortasına denk gelen bir Amerikalı…
Yokuş
Etrafımda sadece Öldürülmek İsteyen Bir İnsan, Öldürmek İsteyen Bir İnsan, boş bir Tabut, açık bir Mezar ve bu dördünün istekleri var. Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyordu. Bu duruşun bitmesi içinse ilk olarak Öldürmek İsteyen İnsan’ın harekete geçmesi gerekiyordu. Çünkü bütün bu istekler onun hamlesiyle başlayacaktı. Bu yüzden diğer üçü beklerken o, yanında duran cinayet fikriyle konuşuyordu.
“Beni nasıl sevebilirsin?”… “Bilmiyorum… Galiba aşk böyle… İnsanın elinde değil… Bu duyguma engel olmak için çok uğraştım… İlk karşılaştığımız günden beri… Ama aşk beni yendi.”
Sayfa 125 - Altın Kitaplar Yayınevi, 12 Basım Nisan 2023, İstanbulKitabı okudu
Kocasını vurduğu o birkaç dakikanın tohumları muhakkak ki yıllar sonra biçilmek üzere çok önceden ekilmişti. Cinayet işletecek öfke şimdide doğmaz. Hatırladığımızdan önceki zamanlardan, ilk yıllarımızdan gelir, o yaşlarda yaşanan taciz ve kötü muameleler yıllar içerisinde birikir ve sonunda patlar. Genellikle de en yanlış hedefe patlar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.