Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
457'de, Doğu Roma imparatoru Markianos 65 yaşında öldü. Karısı Pulcheria da dört yıl önce ölmüştü. 379 yılından beri Konstantinopolis'te hüküm süren Theodosius hanedanı sona ermişti: Aynı kandan bir ardıl olmadığı için, sonraki imparatorun kim olacağı konusunda en büyük söz hakkı orduya aitti. Başkomutan genellikle en güçlü aday olurdu ama 457'de ordu komutanı barbar kökenli biriydi: Alan adı verilen ve evvelce Karadeniz'in doğusunda yaşarken onyıllar önce Hunlar tarafından buradan sürülen bir kabileden gelen Aspar. Hala kendine Roma diyen Doğu İmparatorluğu, barbar kanına duyulan eski kuşkuya bağlıydı: Vandal Stiliche ya da Vizigot Ricimer Batı'da imparator olamadığı gibi, Aspar da Doğu'da imparator olamazdı... O zaman Aspar kabul edilebilir bir aday olan, 50'li yaşlarındaki vekilharcı Thracia'h (Trakya) Leon'u kuklası olarak belirledi. Leon, tacını Konstantinopolis patriğinin elinden giydi. Doğu'da piskopos ilk kez, papanınkine benzer bir rol oynuyordu. Ama tahta çıktıktan sonra Leon'un güdülemeyeceği ortaya çıktı.
Bugün olmayan günlere ait olduğu için daha güzel görünen, belirsiz yansımalara ve renk lekelerine indirgenmiş, bambaşka, benzeri görülmemiş çağlarda imparator ilan edilmek isterdim .
Reklam
"Bütün büyük tutkular aynı cazibeye sahiptir. Ben de bir şair gibi, bir imparator gibi seviyorum!.."
Sayfa 65 - Žeplin Kitap
29 Ekim 312 sabahı, Romalı asker Constantinus ordusunun başında Roma kapılarından içeri girdi. 40 yaşındaydı ve altı yıldır imparator tacını ele geçirebilmek için mücadele ediyordu. 24 saatten az bir süre önce, Roma tahtında oturan imparatoru, 29 yaşındaki Maxentius'u nihayet Milvia Köprüsü Savaşı'nda yenmişti. Constantinus'un adamları, düşmanları çözülüp kaçmaya başlayana kadar köprüden Roma'ya doğru savaşmışlardı. Zırhının ağırlığıyla nehir yatağının çamuruna gömülen Maxentius boğulmuştu. Hıristiyan tarihçi Lactantius, Constantinus'un adamlarının, kalkanlarında Mesih'in işaretiyle Roma'ya girdiğini anlatır; Romalı· yazar Zosimus da, Maxentius 'un suya batmış kafasını bir mızrağın ucunda gezdirdiklerini ekler. Constantinus ölü bedenini sudan çıkarttırıp, kafasını kestirmişti.
İmparator bile olsan günün sonunda bir Türk kadınına yeniliyorsun.
Sayfa 316Kitabı okudu
Çayı kim keşfetti? okuyacak olana allah sabırlar versin :D
Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi. Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan
Reklam
Rumelihisarı'nın inşası
Kale inşaatı başlayınca, imparator yine elçiler ve armağanlarla yiyecek, içecek gibi levazım yollayarak Boğaziçi’ndeki Rum köyleri için koruma istedi. Sultan, elçileri yine umursamadı. Sonuncu heyet de gelerek kale inşaatının İstanbul’a saldırı anlamına gelmediğine dair garanti isteyince, sultan elçileri hapsettirdi ve kafalarını kestirdi. Bu bir savaş ilanıyla eşanlamlıydı. İstanbul’a bundan sonra korku egemen oldu. İnsanlar, “Bu, şehrimizin sonu, ırkımızın sonu demek. Hıristiyanlığın düşmanlarının günü geldi,” diye yakınıyorlardı.
Anna Komnena bu Türk Beyinin, imparator elbiseleri ve nişanlarını taşıyarak, kendisini imparator tesmiye ettiğini yazıyor. Bunun ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmiyoruz; fakat malûm olan şudur ki, İzmir Beyi Garbî Anadolunun en kuvvetli bir hükümdarı derecesine çıkmıştı. O fütuhatında muayyen bir plân takip ediyordu. Kuvvetli bir donanma vücudu getirerek Ege denizindeki mühim adaları zaptetmek, İzmir’den Çanakkale’ye kadar olan yerleri ele geçirdikten sonra ve Çanakkale boğazından Gelibolu yarım adasına geçmek ve Bizans’ın Trakya kısmını ele geçirmekti. Çakanın bu muazzam plânını tatbik için pratik bir çok teşebbüsler yaptığını görüyoruz. Evvelâ bu sıralarda Balkan’da etrafa dehşet saçan ve Bizans’a nihayetsiz korku veren Peçeneklerle İzmir Beyi arasında görüşmeler olduğu anlaşılıyor. Çaka Peçenekleri Gelibolu yarımadasmdaki Chersones’i almağa teşvik etti. Maamafih Peçeneklerin, Çakanın bu teşvikini yerine getirdiklerini bilmiyoruz. İzmir Beyi, yalnız Peçeneklerle anlaşmakla kalmadı, bilhassa Bizans hizmetine ücretli asker olarak Anadolu’dan gelen Türklere, Bizans imparatorunun hizmetini bırakmaları için, adamlar göndererek, propagandada bulundu.
İmparator devletin bir organıydı ne devletin üstündeydi ne de devletin kendisiydi.
Avrupa'nın neresindeniz? Göbeğinden mi?
Son Roma imparatoru Romulus Augustulus MS 476 yılında tahttan indirilmiştir: dolayısıyla bu tarih bazen "Roma İmparatorluğu"nun sonu olarak tanımlanır. Türklerin komutanı Fatih Sultan Mehmed'in 1453 yılında son verdiği Doğu Roma İmparatorluğu MS 476'dan daha iyi bir seçenek olabilir. Ancak ne var ki Mehmed'in halka açık bir şekilde açıkladığı üzere o, Yunanca ve Latince tarih kitaplarında başarılarını okuduğu Makedon komutan Büyük İskender'in, Iulis Caesar'ın ve Augustus'un mirasına dayanıyordu. Türk imparator kendisine "Kayser-i Rum (Roma'nın Caesar'ı)" ünvanını almıştı. Başka bir deyişle Türk imparatoru Roma tarihini sona erdirmeyi değil bunu yeniden tanımlamayı ve genişletmeyi istiyordu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.