22 Nisan 1903'te, Kazan'ın Novoşeşminskiy Rayonu'na bağlı Berkete köyünde,[2] Tâhir Şahmurad ile Şâkire İrfan'ın çocuğu olarak dünyaya geldi.[3] 1920'de Bügülme Lisesi'nden mezun oldu ve eğitimine devam etmek için önce Leningrad ve arkasından Moskova'ya gittiyse de yüksek öğrenimini buralarda tamamlamadı.[2] 1922'de, eğitimini sürdürmek için Almanya'yı planlasa da, Letonya üzerinden Polonya'ya giderken pasaportsuz olduğu için tutuklandı ve burada altı ay kadar hapis yattı.[2] Hapisten çıkmasının ardından Varşova yakınlarındaki bir çiftlikte yaklaşık bir buçuk yıl çalıştı, bu esnada Lehçe öğrendi.[2] Polonya'daki Türkiye elçiliğinden aldığı pasaportla 1924 kasımında İstanbul'a geldi.[2]
İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesinde tarih ve felsefe eğitimi aldı.[3] 1925 ağustosunda Mehmet Fuat Köprülü tarafından Türkiyat Enstitüsüne asistan olarak alındı.[3] Mayıs 1928'de tarih bölümünden mezun olmasının ardından Almanya'daki Breslau ve Hamburg üniversitelerinde Doğu Avrupa, Bizans tarihi, ekonomi ve felsefe alanlarında eğitim gördü.[3] 1933 yılında İstanbul'a dönmesiyle birlikte orta zamanlar tarihi doçent adaylığına getirildi.[3] 1935'te Kurat soyadını aldı.[2] 1937 yılında İsveç'e giderek Uppsala Üniversitesi'nde ders verdi ve aynı zamanda başkent Stockholm'deki İsveç Devlet Arşivi'nde araştırmalarda bulundu.[3] Burada geçirdiği bir yıllık süreçte ve sonrasında Berlin,Viyana, Londra, Paris gibi merkezlerdeki arşiv ve kütüphanelerde yaptığı araştırmalarda Prut Seferi ve Barışı adlı eseri için doküman topladı.[3]
1938'de Türkiye'ye dönmesinin ardından Kurat; Denizli Lisesi, Gazi Terbiye Enstitüsü gibi eğitim kurumlarında tarih öğretmenliği yaptı.[3] 1941 eylülünde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kapsamında açılan Rus Dili ve Edebiyatı Bölümüne doçent olarak atandı, 1944'te ise profesörlüğe yükseltildi.[3] Ertesi yıl Ortaçağlar Tarihi profesörlüğüne getirilen Kurat; 1954-1955 yıllarında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.[3]
28 Ağustos 1971'de, Ankara'dan İstanbul'a giderken içinde bulunduğu otobüsün kaza geçirmesi sonucu ağır yaralandı, 8 Eylül günü ise İstanbul'da vefat etti.
Uzun saç örgüleri ve giyimleriyle umumiyetle diğer Hunlara benzemeyen Avarlar, İstanbul ahalisi tarafından paradoks bir kavim olarak adlandırılmıştı: bu tuhaf kıyafetli adamları görmek maksadıyla, bütün İstanbul ahalisi sokaklara dökülmüştü.
Rurik, Ladoga gölü sahasından hareketle. İlmen gölü kıyısındaki Ostragard şehrine geçti. Burasına Slavlar, Novgorod (Yenişehir) adını vermişlerdi. Rurik, kendine rakip vareğ-rus knezlerini ortadan kaldırdıktan sonra, geniş bir sahanın yegâne hâkimi oldu. Bu vareg knezinin şahsiyeti ve faaliyeti hakkında ancak çok sonraları kaleme alınan vekayinâme rivayetlerinde bazı malûmat muhafaza edilmiştir. Geniş bir mıntakayı idaresi altına almaya muvaffak olması, ve yerli slav ve fin uruğları üzerinde hâkimiyetini tesis etmesi Rurik'in Rus devletinin kurucusu olarak kabul edilmesine sebep olmuştur.
''sayın 1k uygulama kullanıcıları tarih alanında okuma yapmayı seviyorsanız, türk tarih kurumunun e mağazasında çok uygun fiyatlara (bence) güzel kitaplar var.'' şeklinde bu sene içerisinde iki defa burada bu konuya dikkat çekmek için ileti yazmıştım;
#201347443
Tarih için kaynak kitap önerileri çok soruluyor. Buradaki yazarların kitaplarına göz atmanızı öneririm. Bu da size son kez yaptığım amme hizmetim olsun zındıklar.
Türk Tarihi=>
Kazan Tatarı olan yazar Akdes Nimet Kurat’ın son eseri olan bu kitap, Türk Tarih Kurumu Yayınları tarafından yayımlanmış ve Türk tarihi araştırmalarının en önemli eserlerinden biri durumuna gelmiştir. Dili oldukça anlaşılır ve kaynakçası zengin olan bu eser, küçük başlıklarla yazıldığı için okumak da oldukça rahattır. Ufak tefek yazım yanlışları olduğunu da eklemeliyim.
Kitapta ilk olarak Karadeniz’in kuzeyindeki eski kavimlerden kısaca söz edildikten sonra sırasıyla bu coğrafyadaki Türk toplulukları ve devletlerinin tarihleri özenle anlatılmıştır. Kitabın yaklaşık 150 sayfasında ek olarak kaynak belgeler sunulmuştur. En sonuna ise Karadeniz’in kuzeyinin haritası eklenmiştir ki, kitabı okurken ben sürekli o haritadan da yararlandım.
Yazarın milliyetçi bir tavrı olduğunu hissetmek hiç zor değil ancak bu, yazdıklarının gerçek dışı olduğu anlamına gelmemeli. Çünkü ihtilaflı bazı konular dışında tamamen diğer araştırmacılarla aynı düşünceleri paylaştığı görülmektedir. Alana ilgisi olanlara iyi okumalar dilerim. (Bu arada Academia’da pdfsi de var.)
Kitapta 1569 astrahan seferini sefere giden süreci astrahan'ın coğrafi özelliklerini Sokullu Mehmet Paşa'nın Don-Volga kanal projesini bu projenin neden başarısız olduğunu anlatıyor.
Türkiye ve İdil BoyuAkdes Nimet Kurat · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20112 okunma
Çok güzel bir kitap. Okumalısınız. Olayların içinde buluyorsunuz kendinizi. Daha sonra öyle akıcı ki tuvalet arası bile veremiyorsunuz:) kitabın bittiğine çok üzüldüm. Yüzde yüz tavsiye;)
Çaka BeyAkdes Nimet Kurat · Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü · 196611 okunma