Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
Biatçılara yaldızlı alıntı*
Güç'ün felce uğratıcı etkisi yalnızca yaratmış oldu­ğu korkudan değil, aynı zamanda, üstü-kapalı bir vaatten ileri gelmektedir: Gücü ellerinde tutan kişilerin kendilerine boyun eğen "zayıfları" koruyabilecekleri, onlara ilgi gösterebilecekleri, insanı güvensizliğin ve kendi sorumluluğunu kendi üzerine almanın yükünden kurtarabilecekleri, bunu da gereken düzeni sağlayarak ve bireye bu düzen içerisinde kendini güvenli hisse­debileceği bir yer vererek yapabilecekleri gibi bir vaatten...İnsanın bu tehdit ve vaat karşısında boyun eğmesi, gerçek "düşüşüdür". Güç'e, yani başkasının egemenliğine boyun eğmekle kendi gücünü, yani etkinliğini yitirmektedir...kendisine egemen olan kimselerin "gerçek" olarak nitelediği şeylerin gerçek olduğunu sanır. Sevme gücünü yitirir, çünkü duyguları bağımlı olduğu kişilere sıkı sıkıya bağlıdır. Ahlâk duygusunu yitirir, çünkü güç sahibi olanları tartışma konusu etme ve eleştirme yeteneksizliği yüzünden, herhangi bir insan ya da olay hakkında ahlâkî bir yargıda bulunamaz hale gelir. Ön-yargılara ve boş-inançlara kapılmaya yatkındır, çünkü bu gibi yanlış inançların dayanmış olduğu öncüllerin geçerliğini araştıracak durumda değildir. Kendi sesi, ona kendine gelmesi için çağrıda bulunamaz, çünkü kendisi üzerinde güç sahibi olan kişilerin sesini dinlemekten kendi sesine kulak vermeyi beceremez. Gerçekten de özgürlük, mutluluğun olduğu kadar erdemin de zorunlu şartıdır...
Sayfa 280 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Reklam
396 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Yüzyıllar geçse de çocukların ve kadınların kaderi malesef ki değişmiyordu. Çünkü var olan şiddet alışılmış bir şekilde sürdürülmeye devam ediyordu. Oysa ki kadın toplumun kilit taşıydı. Doğuran, eğiten, öğreten hatta yöneten... Kadınları bu kadar pasifleştiren, erkekleri ise değerli kılan neydi? Normlar, sınıfsal sömürü, toplum kökleri salt
Kilit Taşı
Kilit TaşıSema Soykan · Alfa Yayınları · 2022270 okunma
NOSEBOLAR:NEGATİF İNANÇLARIN GÜCÜ
Mahatma Gandi'nin deyimiyle: İnançlarınıza dikkat edin, düşünceleriniz olurlar Düşüncelerinize dikkat edin, sözleriniz olurlar Sözlerinize dikkat edin, eylemleriniz olurlar Eylemlerinize dikkat edin, eylemleriniz olurlar Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerleriniz olurlar Değerlerinize dikkat edin, karakteriniz olurlar.
Sayfa 150 - KURALDIŞI
Gücü baskı ve zorlamayla ilişkilendirme eğiliminde olsak da bu her zaman doğru değildir. Evet, toplum içi ve toplumlar arası bitmek bilmeyen sürtüşmeler, işgaller ve boyun eğdirmeler şiddeti insanlık tarihinin değişmez parçası haline getirmiştir. Barış zamanlarında bile savaş ve şiddet tehdidi hep var olmuştur. Üzerinizden atlılar geçerken somun üzerinde hak iddia etme veya fikrinizi belirtme şansınız olmaz. Fakat modern toplumda asıl geçer akçe olan güç fiziksel güç değil, ikna gücüdür. Her başkan, general veya şef askerlerini savaşmaya zorlayamaz. Yasaları değiştirmeye her siyasi liderin buyruğu yetmez. Bu güce sahip olan liderlerin sözlerini geçirebilmeleri, kurumların, normların ve inançların onlara bahşettiği yüksek itibar ve prestij sayesindedir. İnsanlar onların peşlerinden gider, çünkü peşlerinden gitmeye ikna edilmişlerdir.
Nüfusun yalnızca küçük bir kısmı içinde huzuru oluşturduğunda, bu huzur çevremize gözle görülecek şekilde yansır. Kuantum fiziği ve biyoenerjiye göre, bu tam anlamıyla açıklanabilir bir konudur. Bu bilim dallarına göre sonuçlar, zaten uzun zamandır tahmin edilenleri göstermektedir. Başka bir deyişle, içimizdeki inançların gücü, bir grup insan bu inancı kabul edip etrafa yaydığında gerçekleşir.
Sayfa 180
Reklam
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Karanlık Oda
Bilinçaltınız sizin büyük, karanlık odanızdır. Düş hayatınızın geliştiği gizli yerdir. Dolayısıyla, sizi siz yapan unsurlar isminiz, giyim tarzınız, ebeveynleriniz, mahalleniz ya da sürdüğünüz araba değildir. Siz, inançların ışık ve gölge olarak imgeden imgeye geçip o gizli, karanlık odada şekil bulmuş olan halisiniz.
Bizans, Greko-Romen kültürünün son kalesi olarak varlığını sürdürdü; çünkü imparatorluk bürokrasisi, Yunanca konuşan okumuş bir tabaka tarafından üstlenilmişti. Ama bu tabaka, üretimi örgütleyen ya da ona katkıda bulunan bir grup olmaktan çok başkalarının üretimi sırtından yaşayan bir gruptu. Bu nedenle maddi dünyadan uzak oluşuyla gurur duyar ve üretime yakınlığı artık ürünün kendi ceplerine gitmesini önleyebilecek herhangi bir sınıfın ortaya çıkmasından korkardı. Bizans kültürünün bilgiç, verimsiz kimliğini açıklayan olgu budur. Bu ayrıca, hurafelerin ve büyüye dayalı inançların bütün toplumsal gruplar arasında sahip olduğu gücü de açıklar. Papazlar en azından yarı cahildi ve onların ilettiği mesajlar basitleştirilmiş aziz hikâyeleri, mucize öyküleri ve kutsal emanetlerin sihrine olan inançlarına dayanıyordu. Paganizmin insanlara yerel tanrılar sunduğu yerde, şimdi Hıristiyanlık onlara yerel koruyucu azizler sunuyordu. Ana tanrıça kültü, Bakire Meryem kültüne dönüşmüş tü. Bereket törenleri, büyük perhizin arife günü karnavalları ve Paskalya seremonileri halini aldı.
Sayfa 126Kitabı okudu
321 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.