Agota Kristof Çünkü vahşetin tam ortasındayız, bilinmeyen bir ülkede bilinmeyen bir zamanda sadece tahmin edebileceğimizi umduğumuz bir savaşın ortasındayız tüm çirkinliği ile. Savaş, yoksulluk, yoksunluk, yıkım, açlık, sefalet, çürümüşlük, göç, kimliksizlik, ensest ilişkilerin pisliği içinde üstümüz başımız. Ve okumaya devam ediyoruz. Okudukça fark
Dikkat tamamen spoiler içerir. Spoiler takıntısı olan varsa bu inceleme yazısını okumasın. Toplumsal ilişkiler, devlet, adalet vb konularda değişik fikirler edinmek isteyen kişiler okuyabilirler. Fakat çelişkilerle dolu bir kitap. Eğer her cümleyi daha önceki cümlelerden bağımsız olarak okursanız sorun yok. Yazmaya bile üşeniyorum. Daha önce kitap
Yorum yaptığım kitapların uzun süre aklımda kaldığını farkettim ve bu seriyi aklıma kazımak için inceleme yazmak istedim.
Öncelikle bu kitap sissoylu serisinin 2. kitabı. Ben de zaten ilk kitabı bitirmeyle hayran kalıp diğer kitapları aldım ve ilk fırsatta okumaya başladım ama ne yazık ki araya giren vizelerim dolayısıyla beklediğimden uzun sürede bitirdim. Ama bunun tek sebebi vizelerim değildi çünkü ilk kitabı bitirmeyle direkt bu kitaba başladığım zaman ilk kitaba göre sönük kaldığını farkettim. Başlarda bundan şikayet ettim ve sıkılarak okudum açıkçası. Ancak sonra bunun bir geçiş kitabı olduğu aklıma geldi ve aksiyondan çok bizi geçmiş kitap ve gelecek olan olaylar hakkında bilgilendirdiğini farkettim. Yani geçtiği evrene dair oldukça önemli bilgiler içeriyordu. Zaten kitap da ilerledikçe açıldı. Ve harika bir hal aldı. Birinci kitaba göre daha çok kişi üzerine odaklanılmıştı ve hepsinin duyguları, iç dünyaları çok güzel işlenmişti. Böylece yan karakterlere olan bağımı da oldukça arttırdı. Özellikle kitabın son 200 sayfasında işler sonunda ilerlemeye başladı ve kitabın ilk 500 sayfasının bu mükemmel 200 sayfa için harika bir temel oluşturduğunu anlamış oldum. Kısacası kitabı başında sıkılıp terk etmeyin. Çünkü böyle bir eseri kimsenin bu sebeple kaçırmasını istemem. Ve bu kitapta favori karakterim Sazed oldu. Yazar iç dünyasını ve karakterini o kadar iyi işlemişti ki gerçek hayattan bir insanmış gibi hissettim.
Brandon Sanderson çok büyük adamsın.
Okuduğum kadın yazarlara minnettarım. Okumadığım ve henüz keşfetmediğim tüm kadın yazarlara da teşekkür ederim. Erkeklerin eleştirilerine, baskılarına ve yıldırma çabalarına rağmen yazmaya devam eden tüm kadın yazarlara, sözlerini cesurca ifade eden, kelimelerle dünyalar kuran ve değişimi tetikleyen güçlü seslere selam olsun.
"Yazmak
Şiiri sevip, okuduğum halde, şiir yorumlamadan pek anladığım söylenemez. Çünkü biliyorum, şiirler üzerine yorum yazmak hiç de kolay değildir.
Kısacık birkaç cümle ile başladığım bu yolda, Kitap hakkında fikirlerimi, yazara iletmek isterken kendimi inceleme yazıyor olarak buldum. :')
Nerede, nasıl başlayacağımı bilmiyorum...Bildiğim tek şey
Kitap cuk diye hayatımın tam ihtiyaç duydugum bir ruh halinde elime ulaştı.. Böyle yazarlar olduğu için evren'e cok guzel dilek balonları uçurdum .. Odağım ve konsantrasyonum üzerinde öz eleştiri yaparken bu kitabın tam da karşıma çıkması beni bir hipnozcu'nun elini şıklatması kadar kendine getirdi ..
Evet .. yıllardır çalışan bir
halkmüreffeh,müstakil,zenginolmakistiyor. komşularınınrefahınıgördüğühaldefakirolmakpekağırdır.
-ön bilgi-
-18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Sana sakinleşmek için yazıyorum lütfen kusuruma bakma. İnsanlar neden yazışmayacakmış anlamıyorum zaten. Eskiden yazıyorlardı. Fakat sanırım artık herkes televizyona çıkma derdinde.
Arthur Mizener'a, 1950