Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İNCİR Ne yaprakları hatırlıyor ne güneşi Ne de düşmüş dalından Balı içinde kurumuş bir heves gibi Duruyor yerinde geçen sonbahardan.
Bir insanın kültürü beğenileriyle ölçülür, ve bizler sadece kendimizi beğeniriz.
Reklam
"Üzerimizde ölmüş şeylerin kabuğuyla yaşıyoruz," diyordu. " ruhun yok olup gittiği formlarda. Ve kendimizi onlara adıyor, onlardaki hala var olduğuna inandığımız neşeyi ortayı çıkarmaya çalışıyoruz."
"Anne olmak kâfi değildir; bir istiridye bile anne olabilir."
Hayatın kenarında durmuş, akıp gidişini seyrediyordum. Şimdiyse nehirde yüzmek, akıntıyı hissetmek istiyorum.
İncir Ne yaprakları hatırlıyor ne güneşi Ne de düşmüş dalından Balı içinde kurumuş bir heves gibi Duruyor yerinde geçen sonbahardan.
Reklam
Bu taşlaşmış şehrin betonlaştırılmış sokaklarında bile saygılı bir doğa duygusunu koruyabilirsin: kendine, duvar arkasına sıkıştırılmış bir çit seç; sonra, her gün, onun yanından yürüyüp geçerken; bak, düşün, sor: dallarını nasıl budamışlar; bak, düşün, sor: kaç tane yabanî incir boyvermiş dallarının arasından; bak, düşün, sor: yaprakları dökülenler ölmüş mü, yoksa yalnızca kışa mı hazırlanıyor; bak, düşün, sor: incirlerin sararan ufak yaprakları ne kadar zamanda dokülecek. Bak hep; düşün hep; sor hep: koruyabilirsin...
Takvim yaprakları 6 Nisan 1992 gösteriyordu...
Daha birkaç ay öncesine kadar sürdürdüğüm sakin hayatım sanki güçlü dalgaların üzerinde sallanıp alabora olan bir tekneye dönüşmüştü. Bu kadar çalkantıdan sonra ruhum, mavi suların karanlık derinliklerini hapis olmuştu. Artık vatan toprağımın üzerinde açan değil, solan beyaz bir zambaktım ben. Günlerin neşeli bir şekilde geçtiğini gösteren ve Bosna'nin simgesi olan beyaz bir zambak çiçeği olmaktan çıkmış yüreğimde açan kan güllerine dönüşmüştüm.
Sayfa 196
İNCİR KUŞLARI Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere.Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda,kadere inananların romanıdır İncir Kuşları...
Yar.3: 1 RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.  Yar.3: 2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,  Yar.3: 3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."  Yar.3: 4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,  Yar.3: 5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."  Yar.3: 6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.  Yar.3: 7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. 
Reklam
Hüzünler damla damla düştüğünde İnayet'in içine, kirpiklerini kucakladı umutsuz bekleyişleri. Kaderine sahip çıkarken eskidi ayakuçlarındaki yaprakları, hoynat bir çiçeklenişle göz yaşartan suskunluklarını bile özledi.
İbranilerin Kutsal Kitabında ölümden sonra yaşama dair sıkı bir beklenti yoktur: Yahudiler İsa zamanına kadar ölümden sonraki yaşama dair herhangi bir inanç geliştirmemiştir ve bu konuda mutabık kalmamışlardır. Dünyanın İbrani düzeninde kadınların erkeklerle olan ilişkisi en başından beri bir biçimde muğlaktir. Yaratılış hikayelerinden bir tanesi cinsiyetlerin eşitliğine işaret eder ancak diğeri erkeğin insanlığın ilk biçim olduğunu ima eder. Düşüş hikayesinde, ilk baştan çıkan kimse olarak tasvir edilen ve sonra da kocasını onu izlemesi için ikna eden kadındır(Yaratıliş 3:6). Kadınları bir şekilde günah işlemeye ve erkekleri de günah işlemek için baştan çıkarmaya tabi olarak görmek gibi talihsiz bir eğilim uzun süredir var olmuştur. Ve bu hikâye cinselliğin günah ile özdeşleştirilmesini başlatmıştır çünkü Adem ve Havva Tanrı'nın yasağını ihlal ettikleri anda “İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar" (3:7) Tanrı sonra kadının kocasını arzulayacağına ve kocasının onun "efendisi " olacağına hükmeder (3:16). İbrahim ve onun soyundan gelenlerin hikayelerinde erkek varis sahibi olmanın uzerine muazzam bir vurgu yapılır
Sayfa 163Kitabı okudu
Uzaktaki bir deniz feneridir çocukluğum Ve artık ışığıyla beni korumaktan yoksun. Arasıra parlar bazı geceler Ve o zamanlar beni çıldırtırcasına ağlatan Ve yalnızlıklara iteleyen şeyler Şimdi dudağımın kıyıcığında bir gülücük olur Bir el çekip alır kulaklarımdan kiraz küpelerimi Bir incir ağacının dallarına tüneyip de söylediğim [türküleri Bir ses boğar. Ve o ağacın pütürlü yaprakları [tüylerimi ürpertmez artık
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.