Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(1825 yılı) veri- lerle karşılaştırılmasından İngiliz konsolosluk birimlerinin sa- yıca...Yaklaşık % 60 oranında bir anış gösterdiği anlaşılmakta- dır. ı'l834 tarihinde Mora ve Bükreş'i Osmanlı mülkü saymanın - � ne ölçüde doğru olacağı düşünülebilirse de,' yeni konsolosluk- lar (Trabzon, Bükreş, Şam, Mısır [Başkonsolosluğu] İskende- run, Kandiye, Kahire, Arnavutluk) açıldığı görülmektedir. (Bununla birlikte İngiliz belgelerinde anılan yıllar için Fas, Cezayir, Tunus ve Trablusgarp'taki konsolosluk birimleri Os- manlı İmparatorluğu'ndaki konsolosluklar arasında sayılma- makta, "Kuzey Afrika [Barbary Coastl Konsoloslukları" başlığı altında toplanmaktadır. ( 1830 yılından sonra Cezayir ve Tu- nus'u Osmanlı mülkünden saymamak doğru olmakla birlikte Trablusgarp'daki bir başkonsolosluk ve bir konsolos yardımcı- lığı ile Bingazi'deki bir konsolos yardımcılığını Osmanlı İmpa- ratorluğu bünyesinde telakki etmek doğru olur.) Daha da önemlisi, konsolosluk birimlerinin konsolos ya da konsolos yardımcılarına emanet edildiği, konsolosluk ajanlarına ya da fahri konsoloslara artık itibar edilmediği ve İstanbul'un dışın- da Şam, Mısır ve Arnavutluk'ta birer başkonsolusluk ihdas edildiği görülmektedir. Bu gelişme, hız kazanarak sürecek ve yaklaşık 12 yıl içinde Osmanlı İmparatorluğu'ndaki İngiliz konsolosluklarının durumu Tablo 3'teki gibi bir görünüm ka- zanacaktır.
Sahne Arkasında Ne Olmuştu?
Yatırımcıların çıkarları adına girişilen yegane savaşlar bunlardan ibaret değildi. Savaşın kendisi de, tıpkı afyon gibi meta haline gelebiliyordu. 1821'de Yunanlar, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandılar. Bu ayaklanma İngiltere'nin liberal ve romantik çevrelerinde büyük sempati topladı, hatta şair Lord Byron isyancılarla birlikte savaşmak için Yunanistan'a gitti. Öte yandan, Londralı finansçılar burada bir fırsat da gördüler. İsyanın liderlerine Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Eğer bağımsızlık kazanılırsa Yunanlar bu senetleri faiziyle birlikte ödemeyi kabul edecekti. Bireysel yatırımcılar da kâr etmek için veya Yunanların davasına sempati duydukları için (ya da ikisi birden) bu senetlerden aldılar. Yunan isyanı senetlerinin Londra borsasındaki değeri, Yunanistan'ın savaş meydanındaki başarılarına ve başarısızlıklarına göre inip çıktı. Türklerin zamanla savaşta üstün geldiği ve isyancıların yenilmesi an meselesi olduğunda, hissedarlar tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Onların çıkarı milli çıkar anlamına geldiğinden, İngilizler uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı'nın ana donanmasını 1827'de Navarin'de batırdı. Sonuçta, yüzyıllardır süren boyunduruktan sonra Yunanistan nihayet özgürdü, ancak özgürlük ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edilmişti. Bağımsızlıktan sonra Yunan ekonomisi, on yıllar boyunca İngiliz finansörlere bağımlı kaldı.
Reklam
Tapınak Şövalyeleri
Kudüs, İsa'nın doğduğu yerdi ve kutsal bir topraktı. Hıristiyan Avrupa halkı Kudüs'ün ne pahasına olursa olsun "İsa adına" mutlaka ele geçirilmesine inandırılmıştı. Ama konu sadece din değildi. Dogu'da yaşayan Müslüman halklar refah içinde yaşarken Batı'daki Hıristiyanlar sefalet içindeydiler. Doğu'nun zenginliği Batı'nın gözünü
Savaşın kendisi de, tıpkı afyon gibi meta haline gelebiliyordu. 1821'de Yunanlar, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandılar.... Londralı finansçılar burada bir fırsat gördüler. İsyanın liderlerine Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Eğer bağımsızlık kazanılırsa Yunanlar bu senetleri faiziyle birlikte ödemeyi kabul edecekti.... Türklerin zamanla savaşta üstün geldiği ve isyancıların yenilmesi an meselesi olduğunda, hissedarlar tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar.... İngilizler uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı'nın ana donanmasını 1827"de Navarin'de batırdı... Yunanistan nihayet özgürdü, ancak özgürlük ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edilmişti. Bağımsızlıktan sonra Yunan ekomomisi, on yıllar boyunca İngiliz finansörlere bağımlı kaldı.
Sayfa 322Kitabı okudu
432 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Sadece sürükleyici bir macera romanı
Kitap İngiliz bir yazara ait olduğu için haliyle İngilizleri üstün gösterme çabası hissediliyor. Onun dışında bir Sherlock veya James Bond filmi izler gibi sürükleyici özelliği var. Tarih ve Osmanlı imparatorluğu hakkında yazdığı şeyleri çok dikkate almamam gerekiyor. Sonuçta karakter ve yer isimleri hariç hepsi kurgu...
Turnuva
TurnuvaMatthew Reilly · Panama · 2015113 okunma
Üç türlü imparatorluk çözülüşü vardır: Bunlardan ilki, Roma İmparatorluğu gibi zaman içinde yavaş yavaş yok olur gider. İkincisi, İngiliz İmparatorluğu. Bu örnekte planlı bir tasfiye söz konusudur, hangi ülkeye ne zaman ve nasıl bir statü verileceği planlanmıştır. Üçüncüsü Osmanlı imparatorluğu. Bir gece imparatorlukta yatar, ertesi gün Cumhuriyet’te uyanırsın.
Reklam
İmparatorluk topraklarında yaşayan halkları asimile etmemek reelpolitik açısından bir hata gibi gözükebilir. Nitekim asırlarca Osmanlı hakimiyetinde bulunmasına rağmen Türkçe'nin dayatılmadığı kuzey Afrika'da ve Ortadoğu'daki çeşitli ülkelerde, 50-100 yıl süren İngiliz ve Fransız işgalleri döneminde İngilizce ve Fransızca resmi dil oldu. Ancak atalarımızın uyguladıkları siyaset reelpolitik açısından hatalı gözükse bile insani idi. Batı'da insan hakları diye bir kavramın konu bile edilmediği bir dönemde biz uygulamasını yapmıştık. Osmanlılar, kendi ırk ve dinlerinden olmayan insanlara da insan gibi muamele ederek, dünya tarihinde şerefli bir yer aldılar. Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğu, son dünya düzeniydi ve yenisi de kurulamadı.
"... Amerikalılar ile İngilizler dünya hakimiyeti için mücadele edeceklerdir. Şimdi ediyorlar ya fakat bu şimdiki kapalı mücadele yine top tüfekle bitecek. İşte o vakit İngiliz imparatorluğu'na İslâm memleketlerinde son vuruşu biz yapmış olacağız, bence bu heralde benim için bir iyi gaye ve hemde herkesin benden beklediği iş olacaktır" (12Mart1921 tarihli mektubundan)
Sayfa 176 - Türkiye iş BankasıKitabı okuyor
296 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Selim Deringil kitapta bir araya getirilen uzun yılların emeğini yansıtan makalelerinde, 19. yüzyıl imparatorluk tarihinin simgesel üretim ve yeniden-üretim alanlarını ele alıyor. Din, millet, devlet tanımlarını ve bunların siyasal alandaki kullanımlarını, II. Abdülhamit döneminden Mustafa Kemal’e uzanan süreçte, “devlet aklı” ve pratiklerine
Simgeden Millete
Simgeden MilleteSelim Deringil · İletişim Yayıncılık · 200716 okunma
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Reklam
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Üç türlü imparatorluk çözülüşü vardır:Bunlardan ilki,Roma İmparatorluğu gibi zaman içinde yavaş yavaş yok olur gider.İkincisi,İngiliz İmparatorluğu.Bu örnekte planlı bir tasviye söz konusudur,hangi ülkeye ne zaman ve nasıl bir statü verileceği planlanmıştır.Üçüncüsü Osmanlı İmparatorluğu.Bir gece İmparatorlukta yatar,ertesi gün Cumhuriyette uyanırsın .
Sayfa 160 - Doğan KitapKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.