Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşgalcilerin memnuniyetinin farkında olan Vahdettin, büyük bir görevi yerine getirmiş olmanın hissiyatıyla Damat Ferit'i aracı kılarak İngilizlere başvurup tarihi bir teklifte bulundu. İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe'la görüşen Damat Ferit, Osmanlı İmparatorluğu'nun İngilizlere mandası altına alınmasını önerdi.
Sayfa 163Kitabı okudu
Başta Gazze! Bir asırdır bu coğrafyada akan kanın sorumlusu İngilizlerdir.
Musul ve çevresindeki petrol alanlarının gerçek sahibi Abdülhamit’ti. ittihatçılar elinden aldılar mülkiyetini... Biz, bunu olup bitti de sayabiliriz. Barışta bu topraklar mutlaka sınırlarınızın dışında kalacak... Kılıç hakkının ne demek olduğunu siz Osmanlılar iyi bilirsiniz. Hiçbir şey ödememek de mümkündü. Fakat İngiliz İmparatorluğu, eski düşmanlarının mülkiyet haklarına bile saygılıdır.
Sayfa 122 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1908'de 2.000 adet silah, yüzbinlerce fişek ve 500 dinamit bombası içeren Taşnak cephanesi Van'da ele geçirildi. Şehrin Müslümanları, anlayışla karşılanacak bir dehşete düşmüşlerdi. Taşnaklar cephaneyi ele veren muhbire suikastta bulundular ve ardından çıkan arbedede kasaba halkının ve güvenlik görevlilerinin üstüne ateş saçmaya başladılar. On yedi asker ve jandarma yaralandı veya yaşamını kaybetti. Kasabanın Müslüman ahalisi bu duruma tepki gösterdi. Takip eden ayaklanma bastırılana kadar 30-40 Ermeni ölmüştü. Hem Taşnak liderleri hem de karışıklık çıkaranlar tutuklandı. Van'daki İngiliz Konsolosu, Müslümanların ce- zalandırılmasını, yerel görevlilerin kovulmasını ve Ermenilerin serbest bırakıl- masını talep etti. İngiltere Büyükelçisi davanın takipçisi oldu ve hükümet de buna uymak zorunda kaldı. Müslümanlar mahkeme edildi, Osmanlı görevlileri yerle- rinden alındı ve vatan haini oldukları şüphe götürmeyen Ermeniler serbest bırakıldı.
Sayfa 93 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
İngiliz Elçiliği 1891 yılında siyasi tutuklu denilen, vatan hainliği ve biraz daha hafif suçlardan hapis yatan isyancılara genel af ilan etmesi için sultana baskı uyguladı. Sultan, o yıl sadece İstanbul'da 75 ve diğer illerde çok daha yüksek sayıda kişiyi serbest bıraktı. İngilizler 1893'te bir af daha sağlayarak Kayseri, Yozgat ve Merzifon'da isyana teşvikten suçlanan Ermenilerin, bir başka af ile de Ankara ve Sivas'ta hüküm giymiş olan Ermenilerin serbest bırakılmasını temin ettiler. İkinci gruptakiler: hükümete saldıran, ispiyoncu olduğundan şüphe duyu- lanları öldüren ve başka suçlar işlemiş olan kimseleri kapsıyordu. 1895'teki başka bir af ilanı da adam öldürmek veya bomba imalatından suçlu bulunmuş olanlar hariç tüm Ermenileri serbest bıraktırdı. Avrupalılar, Osmanlı Bankası baskınını yapan ve Zeytun isyanına önderlik eden asileri serbest bırakmaya Osmanlıları zorladılar. Sasun'da 1894'te isyan eden Ermenilerin liderleri haricindekilerin hepsi affa uğradı. Sasun'da 1904'te Osmanlı güçlerine saldıran isyancılar İngiliz Elçisinin ısrarlı isteğiyle affa uğradılar. 1907'de, Erzurum ile Muş'taki ve 1910'da çeşitli bölgelerdeki isyancılara kısmi af tanındı. İngilizler başka yıllarda, birçok küçükçe grupların serbest bırakılması için aracı oldular.
Sayfa 92 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Felsefeyle dolu bir bilimkurgu eseri
•Bilimkurgu türüne bayılanlar, okuduğu kitabın felsefi yönüyle düşünmeye sevk etmesini isteyenler için harika bir öneriyle geldim: Dünyalar Savaşı •Öncelikle kitabın özeti niteliğinde arka kapakta ( Türkiye İş Bankası Yayınları) yer alan bir cümleyle başlayalım: Dünyalar Savaşı, Wells'in İngiliz emperyalizmi üzerine bir yorumu; 20. yüzyıl
Dünyalar Savaşı
Dünyalar SavaşıH. G. Wells · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,593 okunma
Çok defa İslam, ya bir ibadet manzumesinden ibaretmiş gibi tedris (öğretim) edilir,dolayısıyla bu husustaki emirleri yerine getiren her şahsın İslam adına bütün vazifelerini ifa etmiş olacağı telkin edilir yahut da o,siyasi,içtimai,ideolojik ve psikolojik bir zorbalık müessesesi gibi gösterilir,mahiyeti itibariyle tereddütlerden ibaret bulunduğu anlatılırdı.Bu tereddütler bir yandan halk nazarında islam'ı küçük düşürüp alay mevzuu yapar, diğer taraftan da uyuşukluk ve geriliğin sebebi olduğu vehmini uyandırırdı.Öyle ki,insanların kafasında,din denilen bu gaflet müessesesinden kuvvetli bir hamle ile kurtulmanın lüzumuna dair kanaatler doğuyordu.Bu eğitim sisteminin telkinlerine göre İslam'daki meziyetlerin yerini Avrupai değerler almaktaydı.Avrupa,kuvvet demekti.Medeniyet,ilim ve sosyal adalet demekti.Ve hürriyet,kardeşlik,eşitlik demekti.Yani o,her sahada görülen ve görülecek olan terakki hamlelerinin kendisi demekti.Gerçek sosyal nizamlar Avrupa'da doğmuştu.Hakiki iktisat sistemlerini de o icat etmişti.İnsan için en uygun hayat nizamı Avrupalıların tecrübeleri neticesinde bulunmuştu.İnsan haklarını Fransız İhtilali,demokrasiyi ingiliz halkı rayına oturtmuş,medeniyetin temellerini de Roma İmparatorluğu atmıştı!!! Kısaca Avrupa, yıkılması mümkün olmayan muazzam bir devdi. İslam ise;yaşayabilmek için bu deve kölelik etmesi icab eden basit bir cüce.
Sayfa 123
Reklam
Gertrude Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı tarihlerde İngiliz Gizli Servisi'nin resmi elemanı değildi. Ama elde ettiği bilgileri her gittiği şehirde uğradığı İngiliz konsolosları ve İstanbul'a geldiğinde görüştüğü büyükelçiyle paylaşıyordu. Topladığı bilgiler İngiltere için hazine değerindeydi. Birinci Dünya Savaşı çıktıktan sonra onu Gizli Servis'in bir şubesi olarak kurulan Arap Büro'ya götüren sebep Arap dünyası hakkındaki derin bilgisi ve çöllerde kazanmış olduğu dostluklarıydı. Yakınlık kurduğu Arap şeyhleri daha sonra İngiltere lehine Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklanan isimler olacaktı.
Sayfa 183Kitabı okudu
giriş
Gladstone, hükümete katıldıktan sonra takip ettiği bütün politikalarını Hristiyan - Müslüman çatışması zeminine oturtmuştu. Kırım Savaş'ında İngiltere'nin geleneksel politikasına karşı çıkarak, Hristiyan bir ülke olan Rusya'ya karşı Müslüman bir ülkenin desteklenemeyeceği tezini savunmuş, Maliye Bakanı olarak hazırladığı bütçe devlet gelirlerini azalttığı için İngiliz hükümeti savaşa girmekte geç kalmıştı. Diğer taraftan Eflak ve Boğdan' ın Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmasında yine onun etkisi vardı.
Sayfa 18 - Timaş Yayınları, Taha Niyazi KaracaKitabı okuyor
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.