Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben sana hep üşüyordum, Çünkü kıştım. Nakıştım, bakıştım… İnkar etmiyorum da bunu.. Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.. Ve lütfen inkar etme Sana en çok, en çok ben yakıştım. -Özdemir asaf-
"Gözler, birbiriyle karşılaştıktan sonra, inkâr kabil mi?"
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
"İnsanlar kendini inkar ediyor."
Nilüfer
İhsan Şenocak - Kur'an-ı Kerim Müdafaası :
* Peygamberimizden Sonra Ortaya Çıkan MEAL'cilere Sahabe Nasıl Müdahale Etti.* Sahabe Zamanında Ortaya Çıkan Mealcilere Bakın Nasıl Müdahale Edildi. Günümüzde İslam düşmanları tarafından ortaya çıkartılan Meale bakarak din uydurma faaliyeti olan “Mealcilik” fitnesinin ilk örnekleri sahabe döneminde yaşanmıştı. Bakın sahabe, mealcilere nasıl
Bir kahraman olduğunuzu inkar etmeye kalkıştığınızda şanınız iyice yürür, üstelik size bir de alçakgönüllülük payesini verirler. Söylediklerine göre, kahramanların en yüce erdemiymiş bu.
RA'D, 33
Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Reklam
— Canını sıkmadan sadece şunu demek istiyorum ki dostluk için yaratılmış bir adam camekâna kapatılmış bir çiçek gibi ömür sürer. — Demek dostluğun varlığına inanmıyorsun? — Öyle bir şey söylemedim; dostluğa seyrek rastlanır, fakat onu inkâr etmek güneşi çamurla sıvamaya kalkmak olur; ama gene de biz dünyaya nefes aldığımız kendi ciğerlerimizle beraber olduğu gibi bel kemiğimize yapışık bir dostla birlikte gelmeyiz. Dostluğa köle olan ancak bu efendisinin ciğerleriyle nefes alır. Sen de bana bu kölelerden biri gibi görünüyorsun, ben de öyleydim, bugün de bir hasrete bağlı alarak öyleyim, zira er geç efendimiz bizi terk eder. Her insan yüreğinin tâbi olduğu değişmeler neticesinde bizden ayrılır, çok kere de yürekten daha kuvvetli hâdiseler, bazı da kendi hatalarımız buna sebep olur.. İçli insanların sevgisi ölçü bilmez; fazla sıkarken boğabilir.
Şeffaf Dua
Bir şeffaflık duam olmalıydı ve kendime şöyle demeliydim: “Tek bir zorunluluğun vardır: O da şeffaf olmak. Dışın içine perde olmasın. İçin dışından görünür olsun. Göründüğün hal, olduğun hale kabuk olmasın. Hatırla ki, sen görünmezken Rabbin seni var edip görünür kıldı, Rabliğini sende gizledi. Şimdi sen de öyle şeffaf ol ki, kendini görünmez kıl, gizle; kendinden Rabbini görünür eyle.” Bana bakan O’nu hatırlıyor mu? Beni dinleyen kulağını O’nun sözlerine yaklaştırıyor mu? Perdenin en talihsizi ve en insafsızı açılabilir bir perde olduğunu unutturan, ardında bir pencere sakladığını inkâr eden perde değil midir?
ÜSTAD’DAN NAZIM’A CEZAEVİ ZİYARETİ Bir akşam Mistik Şair, Rasim Us’a teklifte bulunuyor: – Gel seninle hapishaneye kadar gidip Nâzım Hikmet’i ziyaret edelim! – Vakit geç… Bırakmazlar… – Gazeteci olduğumuzu söyler, kim olduğumuzu belirtir, girer ve görürüz. Gittiler, hürmetle karşılandılar ve tel örgünün arkasında Nâzımla karşılaştılar: – Nâzım, dedi Mistik Şair; benim rejimim olsaydı seni asardım ve bu, adaletin ta kendisi olurdu. Fakat hiçliğin rejiminden gördüğün mesnetsiz zulmü asla kabul edemeyeceğim için seni görmeye geldim! Nâzım Hikmet, parmakları bir maymun kavrayışiyle tel örgünün deliklerinde, çivit rengi gözleri yaş dolu, şu cevabı verdi: – Benim rejimim de olsa, ben de seni asardım. Ama inanmış olmanın haysiyetini ve sanatta “eski”nin en yükseği olmandaki değeri inkâr etmezdim. (Bâbıâli’den)
Kapalı, gelenekçi ve kalıtıma dinî çevrelerde, birisi dinî yöntemlere inansa, dindar olsa, İslâm'dan, Allah’tan, dinden ve mezhepten söz etse, genelin sempatisini, saygı ve sevgisini kazanır. Eli öpülür; geçimi karşılanır; büyük bir kişilik, nuranî bir sima, ruhanî bir âlim olarak kabul edilir. Ona saygınlık ve servet yağar. O kişi, ün ve
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.