Birkaç sayfasını okuyup bıraktığım bir kitaptan, "Kuyucaklı Yusuf" romanından bir alıntı ve hakkındaki fikirlerimi içeren bir yazı paylaşmak isterim.
"Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nelerin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür."
Bu cümleleri ilk okuduğumda, okumanın bazen hiç de alışılagelmedik bir şekil alabileceğine şahit oldum. Öyle cümleler ki, benim bile bazen varlığını unuttuğum bir yerin, kendi kalbimin varlığını bana hatırlatmıştı. Okuduğum an şu notları düşmüştüm.
"Ve belki de herkesin hissettiği ama farkında olmadığı bu sürekli korku, hüzün ve acıyor olmanın yükü; insanı insandan tiksindirecek kadar çekilmezdir. Bir o kadar da hayal kırıklığı, insanlığa dair..."