"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
"Hey canım hey! Hikmetten dem vurmak lazım gelince insanoğlu ne kadar hikmetli konuşur, ama insaf ve insaniyetin gereği gösterilmek lazım gelince insanda insaf ve insaniyet pek kıt görülür."
Fransız ihtilalini Charles Dickens anlatımıyla buluşturan bu kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere. İnsanlık tarihinde bu kadar derin izler bırakmış bir dönemi çok önem verdiğim bir yazarın kaleminden okumuş oldum. Bu açıdan memnunum. Ama yazmak öyle değil, bu kadar bilinen bir kitaba, hem de 457 tane inceleme yazılmışken niye bir şeyler yazalım
KUR'AN, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi
ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi
ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri
ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı
ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı
ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı
ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabat-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi
ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi
ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası
ve zat ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtı'ı, tercüman-ı sâtıı
ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi
ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyet'in mâ ve ziyası
ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi
ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdîsi
ve insanlara
hem bir kitab-ı şeriat
hem bir kitab-ı dua
hem bir kitab-ı hikmet
hem bir kitab-ı ubudiyet
hem bir kitab-ı emir ve davet
hem bir kitab-ı zikir
hem bir kitab-ı fikir
hem insanın bütün hâcat-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi' bir kitab-ı mukaddestir..
“Bunların hepsi yalan… Aşk, saadet, vefa, insaniyet, vicdan, hepsi… Hepsi… Artık her şeyden nefret ediyor, hayattan, aşktan, saadetten, vicdandan, insanlardan, hatta kendi nefsinden iğreniyordu.”