Daha önceden bu kitap için yazdığım bir inceleme yazısıydı. İncelemeden ziyade kitabın bende bıraktığı izlenimleri dile getirmeye çalıştım. Burada paylaştığım ilk inceleme de bu oluyor ayrıca. Keyifli okumalar.
Günümüz insanı türlü dertlerin, sıkıntıların, belaların pençesinde çırpınmaktadır ve çırpındıkça da kurtulacağı yerde daha da derine
HAYAL KIRIKLIKLARI
Genç Werther’i okuyanların intihar ederek öldüğüne şahit olan bu dünya, Huzursuzluğun Kitabı’nı okuduktan sonra intihar edenlerle karşılaşmamışsa, bu işte bir terslik var demektir.
Şimdinin taş kesilmiş saydam duvarının içinden geçen ellerimiz, geçmişe kök salmış bir ağaç gibi sızlarken, ‘’Asla bir geleceğe sahip olmamış
Sanki 4.5 milyar yaşındaymışım da yani dünyanın var oluşundan beri yaşıyormuşum da ölemiyor muşum gibi hissediyorum. Dinazorların var oluşunu, yok oluşunu, kıtaların tek bir toprak parçasıyken ayrıldığını, tekerleğin icadını, ateşin icadını, avcı - toplayıcılığı, Bereketli Hilal'de ilk tarımın yapıldığını, tarımla beraber insanların yerleşik
Türk edebiyatının son dönem yazarlarından Beşir Ayvazoğlu, Güller Kitabı ile bizleri kültürümüzün uzun ince ve çiçeklerle bezeli yollarında zevkli bir yolculuğa çıkarıyor.
Hem bir araştırmacı hassasiyeti hem de bir edebiyatçı zerafetiyle ile yazılmış olan kitap, kültür tarihimiz açısından ortaya konmuş önemli bir eserdir. Çiçeklerden yola
Ne güzel, ağlamayı unutmamışşın. İnsanlar unuttu. Ağlamayı, hayret etmeyi, sonra hayal etmeyi, sonra görmeyi. Neden göremiyoruz biz Taner? Bir kurumuş ağacı, çekilen suları, akan volkanları neden göremiyoruz biz?
Şairin okuduğum ikinci kitabı.
Şiirleri tedavi olarak gördüğüm şu günlerde ilaç gibi geldi.
Kelime seçimleri, kendine has üslubuyla okunması gereken şairlerin başını çekiyor.
"Oyuncaklarım sevgisizlikten öldü." (s. 163)
Aklıma
Yusuf Hayaloğlu'nu getirdi. Hani diyor ya: "Bir muhabbet kuşum vardı, o da yalnızlıktan öldü." Ne çok
-İnsan neden ağlar?
-Bilmiyor musun?
- Sen hiç ağlamadın mı?
- Bir kez. Uzun zaman önce
- Seni terk ettiklerin de mi?
İnsanlar ağlar.
Çok nedeni vardır.
Biri öldüğünde ya da yalnız kaldıklarında,
bir şeylerin yükünü taşıyamadıklarında.
- Ne?
-Yaşamak,
acı verse de..
-Yapacak bir şey yok mu?
-Bir sefer Marcin'in dişi ağrıyordu,ütüyü ısıttı, biraz bekledi ve tam omzuna bastı böylece dişini unuttu.
Krzysztof Kieslowski
Aşk Üzerine Kısa Bir Film
Yaresten 'e yeniden teşekkür ederim. Kitap kesinlikle okunmaya ve üzerine konuşmaya değer. Ben de bugün üzerine konuşmayı deneyeceğim dilim döndüğünce ve zihnim yettiğince. Tabi bir taraftan ürkmüyor değilim; bu adamlar kendilerinden bahsettiğimi duyup üzerime atılabilir ve bana görülmedik işkenceler