Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
"Kılıçtan geçirerek, ateşte yakarak yok etmek, insanlığın bütün ilkelerini inkar etmektir.”
Institutio'nun ikinci baskısında bu satırlar değiştirilmiş ve o kesin kararlı tavır kaybolmuştur; tıpkı Napoléon'un konsül ve imparator olduğunda gençliğinin Jakoben kitapçığına yaptığı gibi, kilise önderi Calvin de mazlumken zalime dönüşür dönüşmez hoşgörüye dair bu itiraflarını büyük bir itinayla sonsuza kadar ortadan kaldırmıştır.
Sayfa 171 - 172 Can YayınlarıKitabı okudu
Kendisiyle risâletin sona erdiği, vahyin ışığı altındaki istidlalin vuzuha kavuştuğu, insanlığın efendisi, hayrın ve faziletin önderi Muhammed'e selâm olsun ve bu selâm, onun rızâsını kazanmamıza, irtikâp ettigimiz büyük günahlar ve işlediğimiz ağır suçlar için şefaatine layık bulunmamıza vesile olsun.
Sayfa 20Kitabı okudu
İnsanlığın önderi olarak, toplumun parçalanmasına izin vermemeyi görevi görüyordu; ama var olan bağlar ortadan kaldırıldığında, toplumu yeniden örecek yeni bağların kurulabileceğini göremiyordu.
Sayfa 24Kitabı okudu
Her kim kendini mesih, peygamber, papa, imam, patrik, haham, papaz ya da bir başka inanç önderi addederse; dogması, inancı, imam ile alay edilmesi halinde, bu düşüncelere hukuki bir sınırlama getirmeksizin ya da ilgilisini insanlığın sonsuza kadar terk etmiş olduğu engizisyon, şeriat ya da mafya yöntemlerine başvurarak tehdit etmek suretiyle bunların yayılmasını durdurma girişiminde bulunmaksızın, bunu yapanları kâfir ilan edebilir, aforoz edebilir.
Adı sonradan İttihat ve Terakki Partisi olarak değiştirilen İttihat ve Terakki Cemiyeti, 21 Mayıs 1889 tarihinde; İstanbul'da Sarayburnu semtindeki Gülhane Bahçesi'nde, Askeri Tıbbiye Mektebi talebelerinden Ohri'li İbrahim Temo, Arapgirli Abdullah Cevdet, Diyarbekirli İshak Sükûti, Çerkez Mehmed Reşid, Azerbaycan Türklerinden
Sayfa 86Kitabı okudu
Söz konusu acılar yeterince üzücü olabilirler: ama acı çekmeden de insanlığın bir önderi ve eğiticisi olunamaz; ve bunu denemek isteyip de artık o temiz vicdana sahip olmayanın vay haline!
Acılar yeterince üzücü olabilirler: ama acı çekmeden de insanlığın bir önderi ve eğiticisi olunamaz.
Sayfa 83 - PDF | Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Allah'ın anlayın diye gönderdiği kitabı biz asırlardır sadece anlamadan seslendirmek ile geçiştiriyoruz, Sonuç'mu, sonuç tüm Müslümanlar bilim ve teknolojide, ekonomide, hatta insanı yönetimde dahi ecanıbın kölesi, Peki Allah ecanibe torpil'mi geçmiş, tabiiki hayir, ecanib pozitif vahiy olan kâinat kitabını büyük bir ciddiyet ve gayretle tefsir etti, etmeye de devam ediyor, Oysa vahiy bize "insanlığın önderi siz olmalısınız ve bunun yolu dürüstçe ilmin ışığında çok çalışmaktır" diyor ve biz anlamamakta ısrarlıyız.
Ali Şamlıoğlu
Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çokça zikrediniz
Peygamber Efendimizin söylediği gibi, ağzımızın tadını bozar. İşte o yüzden, insanlığın önderi, onu sıkça hatırlamamızı istemiştir. Her şeyin, her oluşun bir sonu olduğu gerçeğiyle aynelyakîn yüzleşmek, dünya hayatının bir eğlenceden ibaret olduğu gerçeğini bütün çıplaklığıyla görmemize yarar. Ölümle halleşmek bizi kendi gerçeğimize yaklaştırır: Üstümüze başımıza iliştirdiğimiz kudret nişaneleri, sahip olmakla övündüğümüz bütün maddi imkânlar ölümle geçersizlenir. Bütün bunlara sonsuza dek sahip olacağımız vehmi ölüm karşısında tuzla buz olur. Dünyayı kalıcı bir yurt olarak görememek eşyayı silikleştirir. Hayatlarımız üzerindeki tasarruf yetkisinin bize bu hayatı bahşeden Yüce İrade'nin elinde olduğunu fark ederiz ve işte bu, bizi oyuna bütün heyecanımızla katılmaktan alıkoyar. Ölüm bu yönüyle Rabbimizin nimetlerinden biridir: Bize otantik varoluşumuzu keşfetmek için verilmiş bir imkân, bir mucizedir. Ölüm bir mucizedir, evet; tıpkı doğum gibi, tıpkı hayat gibi.
Sayfa 92
Adalet hem dünyada hem de âhirette bir denge unsurudur. İnsan yaratılıştaki bu dengeye ve gerçekliğe göre hareket etmelidir. Dünyada anarşi ve bozgunculuk ancak adaletin yerine getirilmesiyle önlenebilir. Ahiret de adaletin var olmasıyla mümkün ve anlamlıdır, çünkü doğru ve yanlışın, haklılık ile haksızlığın tam ve eksiksiz olarak ölçüldüğü yer orasıdır. Ahiret herkesin davranışının âdil bir şekilde karara bağlanıp, hesabının kapatıldığı kalıcı âlemdir. Bu da mutlak bilgisi ve adaletiyle Allah tarafından gerçekleştirilecektir. Ahirette hesap olduğu için tüm ilişkilerde adalet ilkesi önde tutulmalı; dostluk, sevgi, düşmanlık, kin gibi duygular hiçbir zaman adaletin uygulanmasına engel olmamalıdır. Hayat adalet üzerine bina edilmeli, her alanda hakka ve hukuka riayet edilmelidir. Müminler dünyada, adaleti ve hakkı gerçekleştirmeli, insanlığın barış ve güvenliğinin bu temel ilkelerini çiğnemeden yaşamalıdırlar. Hayırlı ve âdil ümmet olmanın gereğini hakkıyla yerine getirerek tüm insanlık için de hak ve adaletin örneği ve önderi olmalıdırlar.
Sayfa 28Kitabı okudu
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_
_Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia)
_Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia)
_Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia)
_Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
