Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
2. Dünya Savaşını belkide çoğu perspektiften yorumladık, okuduk ve biliyoruz. Savaşları çıkaranların savaşları yaşayanlarla yakından uzaktan alakası olmadığını da biliyoruz. Yönetilenler, savaş alanlarındakiler satranç tahtasında ki taşlar gibi hangi komutu alırsa alsın onu uygulamak zorunda olduğunu da biliyoruz, fakat savaşın dışında kalan aciz halkın ailelerin ne durumda olduğunu bu kitabı okumadan önce hiç böylesine ince düşünememiştim , çünkü onlar kimilerine göre düşmandı. Milletlerin yaptıkları propagandalar sadece devletler arasındaki savaşları değil halkları da düşman etti birbirlerine. Şeytan olarak gösterdi bize, sınırlarımıza koydukları sahte pencerelerden iki halk arasına, kardeşler arasına fesat tohumları ektiler. Aslında olan: Halk suçsuzdu, askerde, kardeşini öldüren er suçsuzdu, kimi vurduğunu bilmeyen teğmen de suçsuzdu, belki atalarımızı öldüren askerler de suçsuzdu ve bu insanların arkalarında bıraktıkları aileleri işte en suçsuzu da onlardı. Rusya'da ki mutlu bir köy ailesinin hayatının nasıl yön değiştirdiğini anlatıyor işte Toprak Ana, insanlara tüm kollarını açan Toprak'da bir anlam veremiyor olana bitene, insanların yaptıkları, gücün yaptıkları ne toprağı etkiliyor ne de tanrıları, etkilediği tek bir şey var o da insanoğlu.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,3bin okunma
610 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın yazılma nedeninin temelinde basit ama bir o kadar da açıklaması güç bir soru yatıyor.Yeni Gineli bir yerlinin, kitabın yazarı Jared Diamond’a ‘’ Neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var,bunları Yeni Gine’ye neden getirdiniz ve biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az?’’ sorusunu yöneltmesiyle Jared Diamond’un kafasında bir ışık
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond · Tübitak Yayınları · 20167,6bin okunma
Reklam
166 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Okul yıllarımda en sevmediğim dersti tarih... Ne kadar önemli olduğunu anlamak ve okumaya başlamak için 30'lu yaşları beklemem gerekiyormuş ama. Tarih okumaya başladığımda daha da eskilere Homeros'a kadar gitmem gerektiğini gördüm. Oradan felsefeye, oradan mitolojiye derken iş sarpa sardı. O kadar çok şey vardı ki okunacak sıraya sokmak bile aylar sürebilirdi. Biraz oradan biraz buradan derken ilerleme başladı. Başladı ama dünya tarihinde değişen bir şey olmadığını görmek çok ilginçti. Hep derler tarih tekerrür eder diye de okuyunca anlıyor insan, bu derece mi ders çıkartmaz insanoğlu diye. Çıkarmıyor işte. Ne alakası var derseniz, hep entrika, hep cinayet, hep hırs, kıyıda köşede aşk, kullanılan ve atılan insanlar, herkesten saklanan gerçekler, göz boyamalar. Emre Kongar, bir sosyolog olarak bu konuyu güzelce deşmiş. Sultan Mehmet zamanındaki bir gizli oluşumun peşine düştüğü sandukanın macerası bu roman. Sandukayı ele geçirmeye çalışırken kaçırılan gerçeklerin kitabı. Kuvvetli bir metafor sanduka. Bir bilinmez, içinde ne var, belge, zehir, vs derken kopup giden gerçekler olduğunu görmek ironik. Kanımca tek sıkıntısı var kitabın o da dil. Her ne kadar Türkçe yazılmaya çalışılmış ise de eski Türkçe kelimeler hayli fazla kitapta. Molla Hayrettin ile Ebu Cafer'in Gazali özelinde materyalizm tartışması bu sebeple zor anlaşılır ama kısacık bir bölüm. Beklenmeyen ve keyifli bir Emre Kongar romanı diyebilirim rahatlıkla. Sn. Kongar'ın giriş kısmındaki açıklamalarından sonra "Beyaz Kale"yi aldım (kısa ama Orhan Pamuk diyeyim). Sonraki adım ise "Gülün Adı". İyi okumalar.
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012186 okunma
342 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Tarih meraklısısanız. İnsanoğlu vahşi kapitalizmi nasıl oluşturdu diye merak ediyorsanız? Avrupalı acımasız emperyalistlerin fikirlerinin kaynaklarını merak ediyorsanız. En önemlisi düşmanlarımızın davranışını iyi analiz edebilmemiz için; Gerçekler ile bir avrupa tarihi. İnsanı şok eden bilgiler. Ve en önemlisi bizi Avrupalılardan farklı olduğumuzu ispatlayan kitap. İnsanlar ne yazık ki eşit değildir. Hem kendi aralarıdna hemde millet olarak birbirleriyle farklıdırlar. Avrupa insanına benzemeye çalışmamız işte bu nedenle saçmadır. Zira onların geçirdiği yüzyıllar süren süreçe hiç uğramadan bugün ki gelişmişliklerine gelemeyiz.
Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla
Feodal Toplumdan Yirminci YüzyılaLeo Huberman · İletişim Yayınları · 2016673 okunma
100 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Usta yazardan yine insan doğasını ustaca kaleme aldığı bir kitap daha. Tolstoy'a olan hayranlığım daha ortaokuldayken okuduğum İnsan Ne İle Yaşar kitabıyla başlamıştır. Aslında kitap oldukça basit, ama insanın anlamadığı, yapısına ters geldiği bir gerçeği konu alıyor. Tolstoy bize "Her günü yarın ölecekmiş gibi yaşa" demeye çalışıyor. Peki bu kadar basit bir şeyi insanoğlu neden anlamaz, neden yapısına ters düşer? İşte kitabın sonlarına doğru ben bu soruların cevabını düşündüm. İvan İlyiç hiç hasta olmasaydı, yataklara düşüp ölümle burun buruna gelmeseydi, yakınıp durduğu "bunca yaşadıklarım, bunca sahip olduklarım, yaptığım seçimler yanlış mıydı? Boşuna mıydı?" gibi soruları asla sormayacaktı kendine. Yine hayatını sadece çok önem verdiği işine, mevkisine adamayacak, az kazanacak ama mutlu bir evlilik yapacaktı belkide. İnsan nasıl ki elindekinin değerini kaybetmeden anlamıyorsa, ölümle burun buruna gelmeden de yaşamın, hayatın değerini anlamıyordu. Çünkü insan doğası bencildir. Asla elinde olanla yetinmez. Bukalemun gibi renk değiştirir. Kitap size bunları düşündürecek, hatta belki de kendinizi kötü hissedeceksiniz. Ama ölümün orada bir yerde sizi beklediği gerçeğini değiştiremeyecek ve yine her gün bu gerçeği unutarak yaşayacaksınız :)
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,1bin okunma
152 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İnsanoğlu olarak sorunu biliyoruz sorunu zaten başlı başına kendimiz yaratıyoruz,peki çözüm? İşte orası ilk insandan beri kimsede yok. Hangi ülke olursa olsun iktidarların hepsi ama hepsi istinasız bu şekilde gelişiyor eğer iktidar partilerini yönetim kısmını anlamak istiyorsanız güzel bir kitap
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,1bin okunma
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
..Ve insanın içini burkan, yüreğini ezen bir Aytmatov eseri daha..Okuması kolay, bitirince hazmetmesi zor..Ve kesinlikle asırlarca var olacak enfes bir eser..Masumiyeti ve suçsuzluğu temsil eden, sadece dedesi tarafından sevilen, dürbünü ve çantasıyla kurduğu hayal dünyasında babasının bulunduğu yere #BeyazGemi' ye ulaşmak isteyen bir çoçuğun acı dolu anları...Güçsüz, zayıf merhametle dolu bir dede.. Ve kitabın en can alıcı sözleri, "Şimdi ben sana yalnız şunu söyleyebilirim: "Çoçuk kalbinin, çoçuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin..İşte beni teselli eden de budur..Bir şimşek gibi yaşadın sen..Bir defa çaktın ve söndün.. Şimşeği çaktıran göktür..Ve gök ebedidir..İşte budur beni teselli eden..Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çoçuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir..Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez..Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır..Sana senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum: "Merhaba #BeyazGemi ben geldim..
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,2bin okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aylak Köpek; Bütün sorunların içerisinde en büyüğü insanlarla uğraşmak! Kafka’nın şu meşhur sözünü hemen hemen hepimiz biliriz; “Edebiyat içimizdeki donmuş denizin buzullarını kıracak bir baltadır.” Bu söz, bu sıkıntılı zamanlarda edebiyatın insanın yaşamındaki yerini -ya da olması gereken yerini demem daha doğru olacak- bir kere daha bizlere
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20212,742 okunma
148 syf.
10/10 puan verdi
İnsanoğlu yaşamı boyunca, hep bir arayış içerisindedir. Kimisi aşkı arar, kimisi mutluluğu. Yaşam statüsüne göre, huzuru ve yalnızlığı da arayanlar vardır. Ne zaman ki, ereğine kavuştuğunu zanneder insanoğlu, bu sefer de arayış sürecinde, önem vermediği yitirdiklerine hayıflanır.Böyle sürüp gider bu kısır döngü. Ta ki, yaşam dediğimiz devinimin
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
198 syf.
10/10 puan verdi
Kitap Adı:Şeytan ve Genç Kadın Yazarı: Paulo Coelho Yayınevi: Can Sayfa Sayısı :195 Puanım: " En iyi tarafımıza ulaşmak için, en kötü tarafımıza da ihtiyaç duyarız." İnsanoğlu , en başından beri, iyilik ve kötülük gibi iki zıt kutup arasında gidip geliyor. Bu kitap da işte bu konuyu, hikayesinde inceliyordu. Kitabın dili ise akıcı ,
Şeytan ve Genç Kadın
Şeytan ve Genç KadınPaulo Coelho · Can Yayınları · 20204,480 okunma
Reklam
74 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Baslangicta kitapta bir insanin bocege donusme hikayesini olaganustu kurgusal bulmustum ancak okudukca kitabin verdigi mesaji sorunsuz algilayip yazarla aramizda duygusal bir bag kuruldukca evet dedim kafka dan sasmayip bu kitabi da okudugum icin cok sansliyim ..gelgelim kitaptan benim anladiklarima ..insanoglu hayati boyunca oyle ya da boyle
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,5bin okunma
137 syf.
10/10 puan verdi
Hani bazen uykumuzu aldığımızda uyanma evresine gireriz ya, son anda bizi mest eden harika diye nitelendirdiğimiz bir rüya görmüşüzdür de, bir türlü uyanmak ve gerçek hayata gözlerimizi açmak istemeyiz, o yarı uykulu yarı uyanık halimizle bile rüyamızın sonlanmaması için, ne mümkünse yapmaya çalışırız ya, işte Shakespeare de benim nazarımda uzun
Kral VIII. Henry
Kral VIII. HenryWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2012511 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.