Sağ elinizin işaret parmağı ile başparmağı arasındaki kalan bölgeyi sol elinizin başparmağı ve işaret parmağı ile 8 ila 10 dakika sıkınız. Günümüzde tükettiğimiz hazır gıdaları düşünecek olursak bu hareketi her sabah kalktığınızda yaparsanız vücudunuzun doğal savunma mekanizmasını harekete geçirmiş olursunuz. İnterferon salgısının önemi her tür hastalığa karşı vücudun doğal savunma mekanizmasını harekete geçirmek olsa da esas önemi hepatit c vb. gibi bulaşıcı hastalıklara karşı sizi korumakta etkin olmasında gizlidir.
Son yıllarda Almanya' da yapılan üç çalışmada Chlorella'nın interferon etkisi yaptığı ve doğal interferon üretimini artırarak virüslerin üremesini inhibe ettiği gösterilmiştir. Doğal anti-viral etkisinden dolayı dünyada yaygın kullanım sahası bulmuştur. Önceleri kuş gribine karşı doğal koruyucu olarak gösterilmiştir ve yakın zamanda domuz gribine karşı kullanılmaktadır.
Chlorella'yla yapılan pek çok çalışmada bunun Büyüme Hormonu (GH) üzerinde önemli bir etkisi olduğu, bağışıklık sisteminin etkinliğini bütünsel olarak artırdığı gösterilmiştir. Chlorella'nın, anti-virüs etkisi
olduğu ve antiviral etkili interferon benzeri bir madde ürettiği ve bedeni
viral enfeksiyonlar başta olmak üzere diğer mikroorganizmalara karşı koruduğu ve enfeksiyonlarla mücadele katkısı olduğu gösterilmiştir.
COVID aşıları enfeksiyon ve kanser riskini nasıl artırır?
Patlayan kanser oranları , tam olarak bağışıklık sisteminizi bozan ve yok eden bir ilaçtan bekleyeceğiniz şeydir, COVID-19 aşılarının yaptığı da budur.
" SARS-CoV-2 mRNA Aşıları ile Doğuştan İmmün Supresyon " adlı bilimsel makale , COVID-19 aşılarının, tüm viral enfeksiyonlara karşı ilk aşama yanıt olan tip-1 interferon yolunu engelleyerek doğuştan gelen bağışıklık sisteminizi nasıl baskıladığını anlatıyor.
Luc LeFever, uzun boylu, omuzları yetmiş yaşın yerçekimiyle hafif yuvarlanmış, iri yapılı, gövdesini körler yoklasa buzdolabı sanabileceği türden bir adamdı. Yakışıklıydı. Avrupa’nın en ağır boynuz çerçeveli gözlüğünü taşıyabilecek sağlamlıkta ve boyda bir burnu vardı. Kafasındaki (bir sarhoşun şiltesinin içindeki dolgudan bir parça sanılabilecek) pas ve kar karışımı birkaç tel saça rağmen vakur bir adamdı. Öyle sert adamdı ki, kırk yılda bir yüzüne zorla bir gülümseme kondurduğunda vücudu o gülümsemeye bir hastalıkmış gibi muamele eder, bu yabancı hayatı bünyesinden bir an önce atabilmek için interferon salgılama hızını üç katına çıkarırdı.
İNTERFERON TEDAVİMDEN çıkardığım genel ders şu: Eğer arzu edilen belli bir davranış anlık bir olumsuz sonuca (cezaya) yol açıyorsa o davranışı iyileştirmek çok zordur. Hem de söz konusu davranışın nihai sonucu (benim durumunda, sağlığımın düzelmesi) son derece cazip olsa bile. Doyumu erteleme problemi de bundan ibaret değil mi zaten. Delany kız kardeşlerin yaşına ulaşacak kadar yaşayamasak da, düzenli egzersiz yapmanın ve daha çok sebze tüketmenin daha sağlıklı olmamıza yardım edeceğini bal gibi biliriz. Ancak gelecekteki sağlığımızın canlı bir imgesini kafamızda tutmak çok zor olduğundan, kendimizi tatlı çöreklere uzanmaktan alıkoyamayız.
Sağ elinizin işaret parmağı ile başparmağı arasındaki ka lan bölgeyi sol elinizin başparmağı ve işaret parmağı ile 8 ila 10 dakika sıkınız. Günümüzde tükettiğimiz hazır gıdaları düşünecek olursak bu hareketi her sabah kalktığınızda yaparsanız vücudunuzun doğal savunma mekanizmasını harekete geçirmiş olursunuz. İnterferon salgısının önemi her tür hastalığa karşı vücudun doğal savunma mekanizmasını harekete geçirmek olsa da esas önemi hepatit c vb. gibi bulaşıcı hastalıklara karşı sizi korumakta etkin olma sında gizlidir.
Sağ elinizin işaret parmağı ile başparmağı arasındaki kalan bölgeyi sol elinizin başparmağı ve işaret parmağı ile 8 ila 10 dakika sıkınız. Günümüzde tükettiğimiz hazır gıdaları düşünecek olursak bu hareketi her sabah kalktığınızda yaparsanız vücudunuzun doğal savunma mekanizmasını harekete geçirmiş olursunuz. İnterferon salgısının önemi her tür hastalığa karşı vücudun doğal savunma mekanizmaşını harekete geçirmek olsa da esas önemi hepatit c vb. gibi bulaşıcı hastalıklara karşı sizi korumakta etkin olmasında gizlidir.
Ateş mikrobik hastalıkların ilerleyip vücudu harap etmesini engeller. Yüksek ateş birçok mikroorganizmayı öldürür, birçoğunun ise çoğalmasını durdurur. Yüksek vücut sıcaklığında bakterilerin çoğalmasını sağlayan demir, çinko ve bakır miktarları azalır, hücrenin sindirim organeli olan lizozomlar kolay yırtılır. Lizozomlardan açığa çıkan parçalayıcı enzimler, virüslerle istila edilmiş hücreleri içlerindeki virüslerle birlikte öldürür. Yüksek vücut sıcaklığı, bakterileri ve kanser hücrelerini öldüren lenfositlerin de çoğalmasını sağlar. Yüksek sıcaklığı virüsleri öldüren interferon üretimi de artar. Bu bilgiler ışığında ateş eğer vücuda (bilhassa beyne) zarar verecek kadar yükseldiyse düşürülmelidir. Aksi halde aşırı olmayan ateş hemen düşürülmemelidir. Küçük çocuklarda yüksek ateş, beyin hasarına sebep olabileceği için ateşin özellikle düşürülmesi gerekir. Normal yetişkinlerin ateşlenmesi ise, vücudun mikroplarla savaş verdiğini gösterir. Bu nedenle hemen ateş düşürücü kullanılmamalıdır. Hastalara çok yüksek olmadıkça vücut sıcaklığının artmasının, mikroplarla veya hastalıkla mücadelede yardımcı olduğu anlatılmalıdır.
Öyle sert adamdı ki, kırk yılda bir yüzüne zorla bir gülümseme kondurduğunda vücudu o gülümsemeye bir hastalıkmış gibi muamele eder, bu yabancı hayatı bünyesinden bir an önce atabilmek için interferon salgılama hızını üç katına çıkarırdı.
Bugün kullanılan ilaçların pek çoğu sentetik yollardan elde
ediliyor. Tıpta kullanılan ilk sentetik ilaçların eter ve azot protoksit olduğu biliniyor. Daha sonra kimya alanındaki gelişmeler ilerledikçe birçok ilaç sentez yoluyla üretilmeye başlanmış.
a- Birçok bitkinin özsuyu, yaprağı, kökü, meyvesi, kabuğu, çekirdeği, tohumu, yağı ilaç yapımında kullanılır. Bitkisel kaynaklardan elde edilen en önemli etken maddeler alkoloidler ve glikozoidlerdir.
b- Hayvansal kaynaklı ilaçlar ise hayvanların hormonları, serumları ve enzimlerinden elde edilir.
c- Mikroorganizmalar genellikle antibiyotiklerin üretilmesinde
kullanılır. Örneğin penisilin Penicillium notatum isimli küf mantarından elde edilir.
d- İnorganik maddeler, özellikle kükürt, kalsiyum, iyot, demir,
alüminyum, magnezyum ve amonyum bileşikleri birtakım tedavilerde kullanılır.
e- Sentetik maddeler ise doğal kaynaklı ilaçların daha bol ve
ucuz olarak elde edilmesi ve ilaçların yan etkilerinin azaltılması
amacıyla laboratuvar ortamında sentez yoluyla elde edilen sülfonomidler, bazı hormonlar, eter, yarı sentetik penisilinler gibi ilaçlardır.
f- Radyoaktif izotoplar, hastalıkların teşhiş ve tedavisinde, tıbbi
araştırmalarda kullanılır.
g- DNA rekombinasyonu yönteminde ise insan veya hayvan
organizmasında belirli bir maddeyi sentezleyen hücrelerden alınan DNA molekülü, çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra kolay
üreyen bir mikroorganizmanın sitoplazması içine yerleştirilir. Burada istenen maddenin üretilmesi sağlanır. Bu teknik ile aşılar, insülin, büyüme hormonu ve interferon gibi maddeler üretilir
Daha endişe verici olan eski aşıların yerine insan genomuna karışan, insanın özünü değiştiren yeni nesil aşıların ortaya çıkmasıdır. Bunlar Gen Mühendisliği ürünü "Rekombinant Aşılar'dır.
Hepatit B aşısı, bu aşıya iyi bir örnektir. "Genetik Mühendisliğin' getirdiği metodlarla silahlanan biyologlar artık bakteriyel hücrelere insan proteinlerinin sentezinden sorumlu genler yerleştirmektedir. Bu teknolojinin sağladığı imkanlarla günümüzde interferon, enzim, hormon ve diğer biopreparatlar gibi Grip ve Hepatit B aşısi da aynı mantıkla elde edilmektedir.
Coronavirüslerin bir başka önemli özelliği, yardımcı proteinleri sayesinde konağın doğuştan gelen bağışıklık tepkisinden kaçabilmesi. Bağışıklık hücreleri vücutta bir patojen tespit ettiğinde, patojenin çoğalmasını önleyen, patojenin protein sentezini durduran ve patojenin ölümünü tetikleyen interferon isimli proteinlerin salınmasıyla bağışıklık yanıtı başlar. Ancak bağışıklık sisteminin yanıtı ve tüm bu süreç, konakçı yani virüsün enfekte ettiği kişi için zararlı da olabilir. Çünkü bağışıklık yanıtı bazen vücudun sağlıklı hücrelerine karşı olup otoimmün hastalıklara yol açabiliyor. Bu, biraz da virüsün ne kadar virülan olduğu, yani virüsün ne kadar yıkıcı bir bağışıklık tepkisine yol açtığıyla da ilgili olabilir. Dolayısıyla, bağışıklık sisteminin tepkisi vücudu korumak yerine vücuda zarar da verebilir. Bu yüzden bir virüs salgınında kişinin diğer sağlık sorunları da önem kazanır.