Bugün modern insan, "doğaya tapınma" kültürlerine ilkel bir din formu olarak bakıyor. Oysa bu, Batı kültürünün kendini beğenmiş tavırlarından biridir. Batı kültürü, İnsanı her şeyin merkezine koyuyor. Doğayı kendisinden aşağı, kaynaklarını sömüreceği, açgözlülüğünü doğuracağı nesne olarak görüyor. Daha... daha... daha fazla kazanmak için doymak bilmeyen hırsıyla çevresine zarar verdiğini, bu zararın kendisi için bir intihar olduğunu bilmiyor. Oysa bu "ilkeller" kendilerini doğanın bir parçası olarak görüyor. Dünyaya, güneşe, hayvana, ağaca her şeye canlı bir varlık olarak saygı duyuyor. Doğayı yok etmenin kendisini yok etmek anlamına geldiğini biliyor. "İlkellerin" doğaya gösterdiği saygıyı, Batı kültürü "tapınma" diyerek aşağılıyor; kendi "paraya tapınma" kültürlerinin ve yaşamı tek boyutlu algılamanın gerçek "ilkellik" olduğunun farkında bile olmadan.
Hamasa (!) benzettikleri Kuvayı Milliye!
“Kuvayı Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar.” Mustafa Kemal
Sayfa 7 - Sia Kitap 1. Baskı 2020
Reklam
"Dong, dong, dong " Berrak ses barışı kutsuyor ve yayıyordu. Felaketten beri uzun süredir çalınması yasaklanan çanlar. Dilerim bir daha asla çalmayı kesmezler. Dünyanın son gününün sabahına kadar barışın sesini yayarlar. Çanlar bir kez daha "Dong! Dong! Dong!" diye çaldı. İnsanlar! Savaşmayı düşünmeyin. Atom bombası denen şeyin varlığı sebebiyle, savaşlar intihar eyleminden başka bir şey değildir. Atom bölgesinde ağlayan Urakami'nin insanları dünyaya haykırıyor; Savaşı durdurun! Birbirinizi sevin buyruğuna göre karşılıklı anlaşın! Urakami halkı küllerin içinde eğilip saygıyla Tanrı'ya dua ediyor. Dilerim Urakami'ye yapılan son olur ve burası dünyanın son atom bölgesi olarak kalmaya devam eder. Çanlar hala çalıyor! ~ SON~
Sayfa 136Kitabı okudu
İnsan bir kez ölür ve bunun unutulmaz bir an olması gerekir.
Ama bir insan, acısını da gösterebileceği şekilde gerçeğini yaratamadığında ona intihar etmekten başka bir yaşama yolu kalmamış olmuyor muydu zaten? Bence çelişki buradaydı. Yaşamda bir şekilde kendisine yer bulan kişinin işi değil intihar. Yaşamda yer bulma dediğim şey, kendi gerçeğine yer bulma demek aynı zamanda. Bu yazarın intihar etmesiyle intihar etmesinin örtbas edilmesi bence iç içe. İntiharının örtbas edilmeyeceği ve kendisinin de -kendisinin yahut bir başkasının- intiharını saklama ihtiyacı duymayacağı bir dünyada yaşasaydı intihar ihtimali de daha düşük olacaktı.
Sayfa 96 - okuyan us yay.Kitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.