Her geçen gün geçmişimi yeniden hatırlıyorum. Aile dediğim insanlar sağolsun beni her gün eskiye götürüyorlar. Ben bittim artık ya. Neden bunu kimse görmüyor. Geçmişimle iç içe yaşıyorum. Hani "Geçmiş geçmişte kalıyor" du.. Kalmıyor işte. Biliyorum ki en ufacık hatama, yanlışıma bakıyorlar yine. Bana her gün yaşattıkları cehennem
… Yine böyle sıcak başka bir yazı, annemin öldüğü yazı hatırlattı. Paul ile dışarıda oynuyor, papatyalarla bezeli altın tarlalarda bisiklete biniyor, terk edilmiş evleri ve bahçeleri keşfediyorduk. O yaz hatıralarımda sonsuza kadar sürüyor. Annemi ve giydiği renkli bluzları hatırlıyorum. Sarı ip askıları gevşek ve narindi. Tıpkı onun gibi. Ufak bir kuş gibi incecikti. Radyoyu açar, beni kucağına alır ve çalan şarkılar da benimle dans ederdi. Nasıl şampuan, sigara ve Nivea el kremi koktuğunu hatırlıyorum. Her zaman alttan alta votka kokusu…