Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
192 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ancak sevgi nefreti ve kötülüğü yener
Hermann Hesse'den okuduğum ilk kitap içeriğinde 23 öykü bulunuyor. Öykülerin sonunda yazarın düşüncelerine ve şiirlerine yer verilmiş. Yer verilen düşünceler felsefi aforizmalar şeklindeydi ve bu benim hayli hoşuma gitti. Şiirlerine gelirsem çeviriden mi kaynaklı bilemedim bazıları haricinde çoğu basit ve anlamsız birer söz dizimi idi.
Sevebilen Mutludur
Sevebilen MutludurHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2020310 okunma
Pek de ironik değil mi Hem gözlere Ve göklere hakimliği Geldiğinde yeri İkisi de çabalar Yeşertmeye çölleri Hem sonsuzluğun Hem sonluluğun tarifi
Reklam
76 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
“Beğendim.” diyemeyeceğim bir şiir kitabı. Madak bu kitabında hastalık sürecindeki iç sıkıntılarını, duygusal ve ruhsal bunalımını farklı yollar ve imgeler kullanarak dile getirmeye çalışmıştır. “Pişmanlık, yalnızlık ve hüzün” temaları etrafında şekillenen bu kitap okurken insanı bunalıma sokmuyor değil. Karamsarlık ve dünyanın geçiciliği üzerinde
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
O çikolatadan nefret eden ama deli gibi çikolatalı süt içen ironik bir kişilik. Gözlerinin mavisi ruhuna yansımış bir balık… Onun özel kelimeleri, çileden çıkaran bir içsesi, nefret ettiği büyük mavi gözleri var. Onun silahı kelimeler; öyle ki, tek bir kelimenin binlerce tekmeye eşdeğer olduğunu biliyor. Kendini nefes alan bir ölü olarak tanımlıyor, kaderinin acı çekmek olduğuna inanıyor… En mutlu anlarında bile. Ve şimdi ise bir martının kanatları altında korkusuzca yaşıyor. “Ben en çok martıya âşık olan balık için üzülüyorum… Yanına gitse mutlu olur ama ölür. Suda kalsa yaşar ama uzaktan izler sadece. Dokunamaz. Öpemez. Hissedemez. Sarılamaz. Gözyaşını silemez. Acısına ortak olamaz.
Denizimsi
DenizimsiBeyza Aksoy · Epsilon Yayınları · 2015760 okunma
Ne kadar ironik değil mi?
Üstünde yüzdükleri su dünyası ve onun içinde ikamet eden koca yaratıklar drow korucunun asla anlayamayacağı ritimlerle hareket etmekteydi. Bu idrakle birlikte, hangi yöne bakarsa baksın ufkun dümdüz bir çizgiden ibaret olduğu gerçeği Drizzt'e doğaya kıyasla ne kadar küçük olduklarını hatırlattı. Aldığı eğitime, birbirinden kaliteli silahların, taşıdığı savaşçı yüreğine rağmen korucu ufacık bir şeyden, mavi-yeşil halıdaki bir noktadan fazlası değildi.
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hüseyin Rahmi Türk edebiyatının en orijinal simalarından biri. Onun sosyal hicivlerini okumaktan her zaman hoşlanmışımdır. Gulyabani de bu sosyal hicivler arasında kurgusal anlamda en başarılı olan romanlardan biri. Hüseyin Rahmi bu romanında Türk toplumundaki yerleşik batıl inanışların mizahi bir üslupla taşlamasını yaparken trajikomik bir hava yakalıyor. Toplumcu ve eğitici yönü baskın olan yazar eser boyunca anlattığı korku dolu, paranormal olayları son bölümde mantık çerçevesine oturtarak söz verdiği gibi "yirminci medeniyet yüzyılının zihinler için seçtiği akla uygun sınırlar içinde" açıklıyor. Olaylar kış vakti bir tandırın etrafında toplanan kadınlara Muhsine Hanım adlı yaşlı bir kadın tarafından hikaye ediliyor. Hüseyin Rahmi'yi yeterince tanıyanlar hikaye anlatıcısı yaşlı kadınların ve onların sohbet ortamlarının ne kadar ilginç olduğunu bilirler. Muhsine Hanım'ın anlattıkları gençliğinde hizmetçi olarak bulunduğu şehre uzak bir köşkte geçen cin, peri, gulyabani gibi varlıkların neden olduğu gizemli olaylardır. Bu köşkte herkes aklını oynatacak kadar bu varlıkların tahakkümü altına girmiş, bu inanışları köşkü tekinsiz bir yer haline getirmiştir. Besledikleri kedi ve köpeklerin - ki isimleri Şah ve Şeytan- bile ecinni olduğuna inandıklarından kendilerini koruyabilmek için çeşitli yöntemlere başvururlar: eşik atladıkça "destur" demek, incir ağacına şerbet dökmek, mavi giymemek, uyurken saç örgülerini çözmek gibi. Daha da sayamadığım pek çok absürt önlem mevcut. Yerli hayatımıza ait ironik metinler okumak isteyenlere Hüseyin Rahmi'yi ve "Gulyabani"yi şiddetle tavsiye ederim.
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Can Yayınları · 201910,7bin okunma
Reklam
236 syf.
·
Puan vermedi
“Kozmosa çıkıyoruz, her şeye hazırız: Yalnızlığa, zorluğa, tükenişe, ölüme… Alçak gönüllülükten söylemeye dilimiz varmıyor ama, kendimize hayran hayran baktığımız oluyor. Ama çok, çok yazık! Birazcık yakından baktığımızda bütün o şevkin aslında düzmece olduğunu görüyoruz. Aslında kozmosu ele geçirmek değil istediğimiz, yalnızca Yer’in sınırlarını
Solaris
SolarisStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 20181,127 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
#newyork üçlemesinin 2. kitabı #hayaletler . #paulauster bu kitabında da etkileyici üslubunu koruyarak, yormadan, farklı anlatımıyla vermek istediği mesajları vermiş. Renkli bir hikaye. Renkli derken gerçekten renkli çünkü karakterlerinin isimlerini renklerden seçmiş. Beyaz için çalışan özel dedektif Mavi, Turuncu Cadde de oturan Siyah'ı izlemeye başlamıştır. Renkleri kullanarak insanların birbiri üzerindeki etkilerini, arayışlarınıempati kurma özelliklerini ironik bir şekilde anlatmış. Dedektif metaforunu kullanarak insanların iç dünyasına inmeyi ve kendi derinliklerine dalıp, kendini tanımasını teşvik ediyor. Düz bir okumadan ziyade merak ettiren, beyin jimnastiği yaptıran bir kitap.
Hayaletler
HayaletlerPaul Auster · Can Yayınları · 2018803 okunma
"Sevinenler vardı tabii. Silah tüccarları, uyuşturucu kaçakçıları ve din, millet tacirleri. Bunların bazılarına iş adamı, hatta iş kadını... bazılarına da politikacı denebiliyor, biliyor musun? İronik değil mi?"
Sayfa 470 - EVEREST YAYINLARIKitabı okudu
438 syf.
5/10 puan verdi
İlk defa dizisi ya da filmi olan kitabı okuduğumda büyük hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Vampir günlükleri dizisini beğenerek kitabı da büyük bir hevesle almıştım ama kitapta karakterlerin tasvirleri çok başka olaylar çok başka yaşadıkları kasaba adı bile aynı değil aynı olan karakterlerin ismi. Ayrıca kitapta ilişkilerde kadınlara erkeklere kazanılacak elde etmek için hırslanacak bir şeymiş gibi şeyler yazılması hiç hoşuma gitmedi. Elena’nın da Stefan ile sevgiliyken, Damon için mal mal ona da bir şeyler hissediyorum demeyipte vücudu ona karşı tepkisiz kalmıyordu olarak betimlenmesi ironik. Bir de kitapta herkes mükemmel tamamiyle herkes peki bu mükemmellik tasviri kime göre neye göre yapılmış sarı uzun saçlar, mavi gözler, ince bir bel elenayı okulun kraliçesi olarak tanımlıyor bana çok klişe geldi klasik Amerikan lise dizileri ana karakter ayrıca kitapta bir cümle hiç hoşuma gitmedi açık açık bodyshaming var cümleyi ekliyorum “19. Yüzyılda moda, bir 20. Yüzyıl kızına uyacak kadar rahattı, tabii eğer kız zayıfsa.” çok komik ve ergence geldi kitap baştan sona fiyasko dizisini kitaba tercih ederim. Okuduğum stefan günlükleri daha güzeldi diyebilirim. Ama her zaman vampir kurt adam konuları içinde alacakaranlık serisi çok daha güzeldi bu seriye devam edeceğini sanmıyorum. kitapla kalın.
Vampir Günlükleri 1. Kitap - Uyanış ve Savaş
Vampir Günlükleri 1. Kitap - Uyanış ve SavaşL. J. Smith · Artemis Yayıncılık · 20161,177 okunma
Reklam
166 syf.
10/10 puan verdi
MURAT GİL'İN "Taşra Berberi" İncelemesi
“Adem Yoksun diye birisi elbette yok… Ama peki ya biz?” Ah Adem Yoksun ah… Görkemli bir poetikaya dönüşen önsözünü ve hiçbir zaman arzu ettiğin değeri göremeyen harikulade şiirlerini okudum ve takdir ettim seni. Senin intiharla sonuçlanan hazin hikayeni bizlerle buluşturdu diye de yazar Polat Onat’a defalarca teşekkür ettim. Bundan böyle uzun
"Uzun bir iç savaştı. Savaşmak için son derece haklı nedenleri olan her kesimden çok ölü verdik. Hepsi kendi ölülerimiz, ölenlerin hepsi biz! Kan gördük, çürümüş et kokladık, acının sesini duyduk. Savaşların en katmerlisi, en evlat acılısı, en derindeki bir iç savaştı bu... ve çok ama çok uzun sürmüştü." "Sevinenler vardı tabii. Silah tüccarları, uyuşturucu kaçakçıları ve din, millet tacirleri. Bunların bazılarına iş adamı, hatta iş kadını... bazılarına da politikacı denebiliyor, biliyor musun? Ironik değil mi?" Ellerine bakarak, başını salladı. "Ayrıca ülkenin nüfusu azaldığı ve işsizlik sorunu kalmadığı için yürekleri kabaran vatanseverler de vardı. Ama işin garibi, biz hep ölüyorduk."
168 syf.
·
Puan vermedi
Bülbüle aşık bir karga,  peki bu aşk mümkün mü? Bülbül bir gün ortadan kaybolur karga Özgür Telek bülbülünün peşine düşer ve ona ne olduğunu araştırmaya başlar. Bu araştırmayı yaparken yaşadığı yer olan mezbelede ki yönetim de olan haksızlıkları, adaletsizlikleri, zulümleri, yalanları, dolanları, adam kayırmaları görür. Ve bunlara karşı durmaya karar verir. Girdiği bu özgürlük mücadelesinin sonu ne olacak? Bülbüle aşık Özgür Telek'in ironik hikayesi okurken aslında hem duygusal, hem de sosyal yönden hiç yabancı olmadığınız sahnelere şahit olacaksınız.
Mavi Karga
Mavi KargaTürkan Elçi · Doğan Kitap · 202262 okunma
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.