Erbain.
İsmet Özel’den okuduğum ilk kitap.
Erbain; 238 sayfadan oluşan güzel bir şiir kitabı…
İsmet Özel’i, şiir düzeyinde çok okudum ancak kitap düzeyindeki ilk okumayı Erbain ile yaptım. Öncelikli olarak kitaba adını veren “erbain”e bakalım. Erbain; “Rumi takvimde 22 Aralık'tan 31 Ocak gününe kadar süren kırk günlük kış dönemi” olarak
Kısa bir şiir ve ardından “ne çok acı var” diye başlıyor kitabımız… Sonra kendinizi Zarif adam ile beraber altmışlı yetmişli yıllarda buluyorsunuz.
Yaşamak… Bence bir kitaba verilebilecek mükemmel bir isim. Çoğu insan yaşadığını sanıyor ama aslında yaşamıyor. Yaşamak denilemez buna. Ama Cahit Zarifoğlu yaşamayı beceren sayılı insanlardan bir
Bazı şiirler büyüyüp hikaye; bazı şiirler büyüyüp roman oluyor insanın yüreğinde. Günler oluyor eseri okuyup bitireli ama o dizeler öyle işledi ki içime kendime gelip bir şeyler yazmayı yeni başarabiliyorum.
-İşaret Çocukları
-Yedi Güzel Adam
-Menziller
-Korku ve Yakarış eserleri
Şiirler kitabında bir araya gelmiş. Kimini bağımsız olarak
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
"İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır."
Siz hiç, bir şiir kitabına gönlünüzü kaptırdınız mı?
Dizelerine hayran hayran baktınız mı?
Okurken hiç gözleriniz dolu, boğazınızda yumruyla kaldınız mı?
Erbain şiirle arası pek iyi olmayan bana, hepsini yaşattı. Şairin kalemine, kelimeleri kullanışına hayran kaldım. Bazı
Muazzam tek kelimeyle harika. Duygu, heyecan, aksiyon olan çok başka bir şey.
Erbain, ne demek Erbain Arapçada 40 anlamına gelir, bizde kullanımı ise "Hicri takvime göre 22 Aralıktan 31 Ocağa değin süren kırk günlük kış dönemi.", Şiilikte, hicrî takvime göre Aşure Günü'nden 40 gün sonra gelen Safer ayının 20'inci gününe verilen isimdir.
Okumak Ve Tüketmek-1
Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Şu ana kadar okuduğum en kötü kitap hakkında birkaç yorum yapayım ki siz de benim gibi sırf bazı alıntılarını beğendiğiniz için kitabı okuma gafletinde bulunmayın. Bu kitap hakkında olumsuz yorumlar görmüştüm ve "Ne kadar kötü olabilir ki?" diye düşünmüştüm, bir kitabın ne kadar kötü olabileceğini merak etmiştim, cevabını buldum. Bu
“Siz bilmezsiniz size anlatmak da istemem”
Sezai Karakoç
HERKES KENDİNE AĞIRKEN HAFİF KALIYOR BAŞKASINA AĞLAMAK
Kör Baykuş.. Henüz birinci sayfadaki şu ifade bize bu kitabın anlatılmasının ve anlaşılmasının ne kadar güç olduğunu açıklamaya yetmiyor mu?
“Acaba bir gün bu metafizik olguların ,ruhtaki bu kendinden geçme halinde ve uykuyla
İncelememe öncelikle şairle başlamak istiyorum. Kitap şu müthiş açılışla başlıyor;
"Münire'ye
Bir gün, laf arasında, bana: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar..." gibi bir söz söylemiştin. O gün bugün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil.